Türkiye, dünyadaki diğer ülkelere kıyasla kamu kurumlarının sahip olduğu lojman, sosyal tesis yönünden dünya rekoruna sahip bir ülke.
Taşıt sayısı ve makam aracı saltanatı yönünden de.
Konya ise, belediyelerin araç saltanatı yönünden neredeyse Türkiye rekoruna aday bir şehir.
Bunun nedeni belediye başkanlarının son zamanlarda artan araç merakı. Bu sebepledir ki belediyelerdeki taşıt saltanatı bir türlü sona ermiyor, eremiyor..
13.07.2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun 85 inci maddesi ile il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile mahalli idare birliklerinin kendi meclislerinin kararı ile taşıt edinebilseler bile, 237 sayılı Taşıt Kanununa tabi oldukları ve ister kendi mülkiyetlerindeki olsun, ister kiralama yolu ile edindikleri olsun tüm araçları ilgili kanuna göre kullanmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.
Bu nedenle de belediyelerde belediye başkanlarına, o da sadece Büyükşehir Belediye Başkanına bir adetle sınırlı olmak üzere makam aracı tahsisi yapılabilecektir.
Hal böyle iken hem taşıt kanununda hem de belediye kanunda bu hükümler yokmuşçasına belediye başkanlarına makam aracı tahsis edilmeye devam edilmiş, hatta belediye başkanlarına resmi plakalı makam araçları yetmemiş olacak ki, belediyeler spor kulüpleri veya şirketleri aracılığıyla alınan araçlarla makam araçlarının sayısını artırmışlar, bu da yetmemiş gibi resmi plakalı araçlar garajlarda bekletilip kiralama yoluyla yeni yeni makam araçları edinmişlerdir.
Resmi plaklı belediye araçları boş bir şekilde bekletilirken sivil plakalı kiralık araçların makam aracı olarak kullanılması ayrıca kanuna aykırılık teşkil etmektedir.
Büyükşehir ve ilçe belediyesi ayırt etmeden tüm belediyelerde bu işler çok farklı değil.
Geçmiş dönem belediye başkanları ile başlayan ithal otomobil merakı da bu dönem belediye başkanları ile zirve yapmış gözükmektedir.
İlçe belediyeleri hiçbir konuda büyük şehirden geri kalmak istemezler ya, araç saltanatı konusunda da geri kalmamak için, kiralama dâhil kanunun her türlü eksikliklerinden faydalanarak araç saltanatına devam etmektedirler. Hatta her belediye nerede ise araç filoları oluşturmuşlardır.
Özellikle üst düzeydeki görevliler arasında “marka yarışı” yapılıyor.
Başkanları ve yardımcılarını marka merakı sarmış gözükmektedir.
Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyeleri başkanlıkları arasında araç saltanatı son sürat devam ederken daha alt kademedeki görevlilerin de durumdan vazife çıkararak kurumlarının hizmet araçlarını makam aracı olarak kullandıkları görülmektedir.
Araç saltanatında kullanılan araçların nerede ise tamamına yakını kiralık, sivil plakalı ve nerede ise hepsi demeyelim ama çoğunluğu şoförsüz.
Bir sabah Büyükşehir Belediyesinin, İlçe Belediyelerinin, hatta KOSKİ’nin park yerine gidin bakın, kimler hangi araçtan iniyor gözlerinizle görün!
Hem de Maliye Bakanlığınca Taşıt Kanununda yeniden bir değişiklik yapılması gündemde iken ve yapılan çalışma kanunlaşırsa Genel Müdürlerin altındaki unvanlara makam aracı tahsis edilmeyecek kararı alınmışken.
Hükümetin araç saltanatına kısıtlama getirmek gibi bir irade ortaya koymaya çalıştığı şu günlerde şimdi sormak zamanıdır;
-Bir belediye başkanı ister Büyükşehir olsun ister İlçe Belediye Başkanı olsun, neden birden fazla resmi plakalı makam aracına ihtiyaç duyar?
-Bir belediye başkanı ister Büyükşehir olsun ister İlçe Belediye Başkanı olsun, neden varken neden resmi plakalı makam aracı mevcut iken sivil plakalı makam aracına ihtiyaç duyar?
-Belediye Başkanlarının resmi plakalı araç ile yerine getirmedikleri/getirmek istemedikleri bir görev veya resmi plakalı araç ile gidemeyecekleri bir yer mi vardır ki, bu görevleri için sivil plakalı araç kullanmak ihtiyacı hissetmektedirler?
Merkezi Hükümetin yanında zaman zaman yerel yönetimlerin “Taşıt saltanatına son verdik (ya da) vereceğiz” açıklamalarına rağmen, taşıt sayısında hiç bir azalma göze çarpmıyor, hatta kiralanan araçlar da göz önüne alındığında, araç sayısı sürekli artış gösteriyor.
Olayın, bakım-onarım, yakıt maliyeti boyutunun yanı sıra özel işlerde kullanılma boyutuna hiç girmeden, belediyelerdeki savurganlık ve israfın göstergelerinden biri olan makam aracı saltanatına derhal son verilmesinde büyük yararlar olacaktır.
Aksi halde belediye başkanlarının unvanlarına “Galerici Belediye Başkanı” unvanının eklenmesi yakındır.
Taşıt sayısı ve makam aracı saltanatı yönünden de.
Konya ise, belediyelerin araç saltanatı yönünden neredeyse Türkiye rekoruna aday bir şehir.
Bunun nedeni belediye başkanlarının son zamanlarda artan araç merakı. Bu sebepledir ki belediyelerdeki taşıt saltanatı bir türlü sona ermiyor, eremiyor..
13.07.2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun 85 inci maddesi ile il özel idareleri, belediyeler ve bunların bağlı kuruluşları ile mahalli idare birliklerinin kendi meclislerinin kararı ile taşıt edinebilseler bile, 237 sayılı Taşıt Kanununa tabi oldukları ve ister kendi mülkiyetlerindeki olsun, ister kiralama yolu ile edindikleri olsun tüm araçları ilgili kanuna göre kullanmak zorunda oldukları hükme bağlanmıştır.
Bu nedenle de belediyelerde belediye başkanlarına, o da sadece Büyükşehir Belediye Başkanına bir adetle sınırlı olmak üzere makam aracı tahsisi yapılabilecektir.
Hal böyle iken hem taşıt kanununda hem de belediye kanunda bu hükümler yokmuşçasına belediye başkanlarına makam aracı tahsis edilmeye devam edilmiş, hatta belediye başkanlarına resmi plakalı makam araçları yetmemiş olacak ki, belediyeler spor kulüpleri veya şirketleri aracılığıyla alınan araçlarla makam araçlarının sayısını artırmışlar, bu da yetmemiş gibi resmi plakalı araçlar garajlarda bekletilip kiralama yoluyla yeni yeni makam araçları edinmişlerdir.
Resmi plaklı belediye araçları boş bir şekilde bekletilirken sivil plakalı kiralık araçların makam aracı olarak kullanılması ayrıca kanuna aykırılık teşkil etmektedir.
Büyükşehir ve ilçe belediyesi ayırt etmeden tüm belediyelerde bu işler çok farklı değil.
Geçmiş dönem belediye başkanları ile başlayan ithal otomobil merakı da bu dönem belediye başkanları ile zirve yapmış gözükmektedir.
İlçe belediyeleri hiçbir konuda büyük şehirden geri kalmak istemezler ya, araç saltanatı konusunda da geri kalmamak için, kiralama dâhil kanunun her türlü eksikliklerinden faydalanarak araç saltanatına devam etmektedirler. Hatta her belediye nerede ise araç filoları oluşturmuşlardır.
Özellikle üst düzeydeki görevliler arasında “marka yarışı” yapılıyor.
Başkanları ve yardımcılarını marka merakı sarmış gözükmektedir.
Büyükşehir Belediyesi ve İlçe Belediyeleri başkanlıkları arasında araç saltanatı son sürat devam ederken daha alt kademedeki görevlilerin de durumdan vazife çıkararak kurumlarının hizmet araçlarını makam aracı olarak kullandıkları görülmektedir.
Araç saltanatında kullanılan araçların nerede ise tamamına yakını kiralık, sivil plakalı ve nerede ise hepsi demeyelim ama çoğunluğu şoförsüz.
Bir sabah Büyükşehir Belediyesinin, İlçe Belediyelerinin, hatta KOSKİ’nin park yerine gidin bakın, kimler hangi araçtan iniyor gözlerinizle görün!
Hem de Maliye Bakanlığınca Taşıt Kanununda yeniden bir değişiklik yapılması gündemde iken ve yapılan çalışma kanunlaşırsa Genel Müdürlerin altındaki unvanlara makam aracı tahsis edilmeyecek kararı alınmışken.
Hükümetin araç saltanatına kısıtlama getirmek gibi bir irade ortaya koymaya çalıştığı şu günlerde şimdi sormak zamanıdır;
-Bir belediye başkanı ister Büyükşehir olsun ister İlçe Belediye Başkanı olsun, neden birden fazla resmi plakalı makam aracına ihtiyaç duyar?
-Bir belediye başkanı ister Büyükşehir olsun ister İlçe Belediye Başkanı olsun, neden varken neden resmi plakalı makam aracı mevcut iken sivil plakalı makam aracına ihtiyaç duyar?
-Belediye Başkanlarının resmi plakalı araç ile yerine getirmedikleri/getirmek istemedikleri bir görev veya resmi plakalı araç ile gidemeyecekleri bir yer mi vardır ki, bu görevleri için sivil plakalı araç kullanmak ihtiyacı hissetmektedirler?
Merkezi Hükümetin yanında zaman zaman yerel yönetimlerin “Taşıt saltanatına son verdik (ya da) vereceğiz” açıklamalarına rağmen, taşıt sayısında hiç bir azalma göze çarpmıyor, hatta kiralanan araçlar da göz önüne alındığında, araç sayısı sürekli artış gösteriyor.
Olayın, bakım-onarım, yakıt maliyeti boyutunun yanı sıra özel işlerde kullanılma boyutuna hiç girmeden, belediyelerdeki savurganlık ve israfın göstergelerinden biri olan makam aracı saltanatına derhal son verilmesinde büyük yararlar olacaktır.
Aksi halde belediye başkanlarının unvanlarına “Galerici Belediye Başkanı” unvanının eklenmesi yakındır.