Malumunuz, G- 20 denilen ülkeler, geçen hafta küresel ekonomik krize karşı bir dizi önlemler almak için Londra’da bir araya geldiler. Zirve sonunda alınan bir dizi kararların en önemlileri şunlardır:
1. Piyasaları canlandırmak için IMF eliyle 1,1 trilyonluk kaynak aktarılması.
2. Kara paranın denetim altına alınması.
Piyasaları canlandırmak için IMF eliyle 1,1 trilyonluk kaynak aktarılması, IMF’nin elini daha da güçlendirmiştir. Basından öğrendiğimize göre, kara paranın denetim altına alınması ise dışarıda zulası olan patronları telaşlandırmış, birçok iş adamı çalıştıkları bankalara “Paramızı nasıl getiririz” diye sormaya başlamıştır.
Bu kararlar görünürde dünyanın yararına olsa da hedef can çekişmekte olan kapitalizmi ayağa kaldırmaktır. Alınan bu kararlar ve alınacak diğer olumlu kararlar kapitalizmi ayağa kaldıramayacaktır. Çünkü kapitalizmin temeli faize dayanmaktadır. Faizde alın teri yoktur. Faiz bu sebepten dolayı zengini daha çok zengin eder, fakiri daha çok fakir eder.
Gene de biz, bu alınan kararları ve alınacak diğer olumlu kararları geçici de olsa dünyanın yararına olacağı için destekliyoruz.
Kapitalizm, faiz ve diğer gayrimeşru yollarla dünya gelirlerinin %95’ni, dünya nüfusunun % 5’nin elinde bulundurmasına denir. Kapitalizm, hırsından dolayı daha çok kazanmak için kara paranın denetimini kontrol altına almayarak bu dengeyi (!) bozmuştur.
Efendim, burjuva da küresel malî krizin etkisi altındadır. G- 20 ile birlikte bir çare arıyorlar? diye bir soru sorarsanız, deriz ki, burjuva yalnız dünyayı sömürmez, kendi halkını da sömürür. Hatta zaman zaman kendini de sömürür; doymaz ki. ABD’de büyük şirketlerin batmasının ve işsizlik oranının hat safhada olmasının sebebi budur.
Peygamberimizin buyurduğu gibi, “ İnsana bir vadi dolusu altın verseniz, ikincisini ister. İkincisini de verseniz üçüncüsünü ister. Onun gözünü toprak doyurur.” Yani onun gözünü ölüm doyurur.
IMF’nin elinin güçlenmesi demek, burjuvanın elinin güçlenmesi demektir. Bundan böyle küresel malî kriz sebebiyle, gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler, IMF ile anlaşma yapmak zorunda kalacaklardır.
Malumunuz Malezya, IMF ile anlaşma yapmayarak ekonomisini düzlüğe çıkartmıştı. Türkiye’de bu yolu izleyerek ekonomisini düzlüğe çıkartmak istiyordu. Hükümetin, IMF’nin ülkesi yararına olmayan isteklerini reddetmesinin sebebi bu idi. Şimdi ise küresel mali kriz sebebiyle Türkiye IMF ile anlaşmak mecburiyetinde kalacaktır.
Hülasa, G- 20’nin bundan sonra da alacağı bir dizi önlemler kapitalizmi ayağa kaldıramayacaktır. Kapitalizm yakında yıkılacak. İnşallah yerine temeli kâr ve zarar esasına dayanan sistem kurulacaktır.
Bakın, Kur’an-ı Kerim”de ne buyrulur: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin.
Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tövbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz” (1).
Söyleyin bakalım, bu savaşın galibi kim olacak; Allah ve Resulü mü, yoksa burjuva mı? Burjuva çok kan dökerek geldi, giderken gene çok kan dökebilir. Dünya vakit geçmeden tedbirini alması gerekir.
Burjuvanın küresel ekonomik krize karşı Londra’da bir dizi karar alması, dünyayı bu hususta atalete sevk etmemeli.
Kaynaklar:
1. Bakara: 278