Portekiz karşısında aldığımız yenilgi sonrası Dünya kupası hayallerimiz bir başka bahara kalınca, özel maçta İtalya’ yı ağırladık.
Öncelikle şunu ifade edeyim, bizim Dünya kupası hayalimizi söndüren Şenol Güneş oldu. Okyanusu geçerken garip egosu yüzünden derede boğulduk ve gruptan lider çıkamadık.
Defalarca yazdım, Şenol Güneş başarılı olamaz diye, ama ulusal basın öyle bir hava estirdi ki, Şenol Güneş ile çok büyük başarılar elde edilecekti.
Hayaller başka, gerçekler ise bambaşka oldu. “Ununu elemiş eleğini asmış” teknik direktörlerle başarı elde etmenin mümkün olmadığını Anadolu’ nun ücra köşesinden bizler gördük de bu işin merkezinde olanlar göremedi.
İtalya karşısında oyuna istekli başladık, alan daraltarak pres yaptık ve rakibin sahamıza rahat gelmesini engelledik. Buna rağmen kontratak düşüncesini başarı ile uyguladık ve daha maçın 4. Dakikasında Cengiz Ünder’ in ayağından golü bulduk.
Golden sonra topun da oyununda hâkimi İtalya idi. Nitekim aradığı gölü de 35. Dakikada duran toptan bularak durumu 1-1’e getirdi.
Golden sonra da oyunu istediği gibi yönlendiren İtalya kaybettiğimiz topu iyi değerlendirdi ve 39. Dakikada öne geçmeyi başardı. İlk yarının son dakikalarında yaptığımız baskı sonucu değiştirmedi.
İkinci yarıda ne oynadığımızı bilen varsa söylesin. Skoru kabullenmiş, maç bitse de bir an önce eve gitsek düşüncesinde olan oyuncularımızla, skoru dengelemenin imkânsız olduğunu ifade etmek abartı olmaz.
İtalya’ nın da bizden farlı olmadığını söyleyebiliriz, ancak kaliteli oyunculara sahip İtalya 70 dakika da bir anda durumu 1-3’e getiriverdi.
83. dakikada korner atışından Serdar Dursun durumu 2-3 e getirdi, kalan dakikalarda beraberlik golünü bulamadık ve sahadan yenik ayrıldık.
İtalya ya yenildik, üzgünüm, ancak şunu da ifade etmeden geçmeyeceğim, çok bilmiş yorumcularımız da dahil, “Futbolun idaresi tepeden tırnağa değişmeden, kimse başarı beklemesin”
Bu arada bir konuyu da gündeme getirmek istiyorum. Maçın ilk yarısı tamamlanmasına rağmen hala stada giremeyen yüzlerce taraftar var. Her kim sorumlu ise yapacağınız organizasyon işte bu kadar olur.
Bu beceriksizlik dört gün sonra unutulacağı için, sorumlular yine görevlerine devam edecek, olan yine taraftarlara olacak.
MİLLET AĞLADI
Burak Yılmaz, Portekiz maçının ardından “Hala şok içindeyim” diyerek Milli Takım'ı bıraktığını açıkladı.
Burak Yılmaz’ ın mücadele 2-1'ken kaçırdığı penaltı maça damga vurmuştu. Burak’ ın maçın ardından ağladığı da söylendi.
Buradan defalarca yazdım, Burak’ a “hizmetlerinden dolayı teşekkür edilmeli” diye. Ne yazık ki işin başında olan profesyoneller uyarılarımızı dikkate almadı.
Burak, üzülmüştür ağlamıştır, anlarım. Ama! “MİLLET AĞLADI” neye yarar.
24 TAKIMLI LİG
Tahkim Kurulu vermiş olduğu kararla hakemlere verilen cezayı ortadan kaldırdı. Şayet verilen cezalar kaldırılmamış olsaydı, önümüzdeki yıl 24 takımlı bir ligimiz olabilirdi.
Çünkü küme düşen takımlar mahkemeye gidecek ve ceza alan hakemlerin yönettikleri maçları geçersiz saydıracaklardı.
Böylece 2022-2023 sezonu da 24 takımla oynanmak zorunda kalınacaktı
BİR SORU DA BENDEN
Futbolumuzu bu kaosa, bu belirsizliğe, bu adaletsizliğe ve bu ciddiyetsizliğe sürükleyenler işgal ettikleri “KOLTUKLARDA” hala oturacaklar mı?