Her transfer sezonunda olduğu gibi aynı türden haberler...
Sadece ulusallarda değil, yerellerde de aynı terane...
Tabi ki televizyonlar ve sosyal medyada da farklı değil...
Hepsi hayal satıyor...
Ardı arkası kesilmeyen transfer haberleri...
Birilerini getiriyor, birilerini gönderiyorlar...
Ben okudukça yüzüm kızarıyor, ama bunların umurunda bile değil...
Sanki Türkiye ligini sanırsınız ki, İngiltere’nin Premier Ligi, İspanya’nın La Liga’sı ya da İtalya’nın Seri A’sı...
Türkiye’ye gelenler ortada...
Ya emeklilik öncesi gelenler ya da sakatlıktan çıkmış ve “son vurgunu da yapayım” diyenler Türkiye’nin yolunu tutmuşlar...
İstisnalar hariç...
Ama çoğunluğu Eminönü saatçisi!
Anlayacağınız bizim medya mahallesi hayal satmaya devam ediyor.
xxx
İşin bir başka boyutu, yani gerçekleri ise medyamızın sattığı hayal gibi değil...
Kulüplerin durumu ortada...
Ekonomik olarak bitikler...
Kimi yüzlerce milyon borç sarmalında, kimi de en büyük aday!
xxx
Tekrar medyaya geleceğim; Türkiye’deki futbol endüstrisinin bir çıkmazın içinde olduğunu herkes biliyor...
Bu çıkmazdan kurtulmak için adımlar atılması yerine, yalan yanlış haberlerle insanların duygularıyla oynamak nasıl bir habercilik anlayışıdır?
Gerçekleri söylemeleri, gerçekleri yazmaları gerekirken, bir gün kendilerinin de kötü giden futbol endüstrisinden olumsuz etkileneceklerini bilmiyorlar mı?
Bal gibi de biliyorlar...
Sadece günlük yaşadıkları için günlük düşünüyor, günlük gazete yapıyorlar...
Abuk subuk haberlerle traj yükselteceklerini sanıyorlar.
xxx
Yayıncı kuruluşun durumu ortada...
Kulüplere olan birikmiş borcunu ödemediği gibi, yeni sezon için dolar kurunun 3.80’de sabitlenmesi için ağlayıp sızlıyor...
Katarlılar, “biz zarar ediyoruz, bu şartlarda zor” diyorlar ve ısrarla da söylediklerinin arkasında duruyorlar...
“Gerekirse 100 milyonluk teminatım yansın” diyor yayıncı kuruluş...
“Anlaşamazsak beni azad edin” gibi bir tavır içerisinde...
Anlayacağınız; Katarlılar gemileri yakmış durumdalar...
Kulüpler ise gözlerini yayıncı kuruluştan gelecek paralara çevirmişler...
Çünkü, kulüpler gerçekten çok zor durumda...
Durum böyle olunca da topu TFF’ye attılar...
Anlaşma olmaz ve işin içinden çıkılmaz ise çalınacak bir kapı daha var...
1 numaranın kapısı...
Şu da bir gerçek ki, daha önce de yazdığım gibi, işin içine 1 numara girerse, bu kriz çözülür...
Ve şu da bir gerçek ki, Türkiye’nin asi ruhu veya Türk insanının vazgeçemediği futbol ve krizi, hem Kulüpler Birliği’nden, hem de TFF’den yola çıktı, adım adım Beştepe’ye, yani Cumhur Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a doğru gidiyor...
Giderse ne mi olur?
Öyle ya da böyle bu kriz çözülür.
xxx
Biz gelelim yine bizim mahalleye...
Türk futbolun bir çöküş içinde olduğunu yazmak yerine, biz hala “makaram sarı bağları” söylemeye devam eder, hayal satmayı sürdürürsek batan geminin içinde olduğumuzu anladığımızda iş işten geçmiş olur...
Bugün itibarı ile futbolumuz bir kıskacın içinde...
Bu kıskacın çözülmesi bekleniyor...
Çözecek olan TFF ve Kulüpler Birliği...
En başta da yayıncı kuruluş...
Çünkü, Katarlılar bu işin patronajı...
Dolayısıyla, medyanın şişirmeleri ile gaza gelen taraftarların biraz daha gerçekleri görüp, kulüpleri yönetenleri “transfer yapın, şunu alın, bunu alın” gibi sıkboğaz etmelerinin bir alemi yok...
Yokluklukla yiğitlik olmaz...
Yanlış mı düşünüyorum?