Küçük bir çocuk ağlıyor
Ağlıyor annesini arıyor
Gökyüzünden üzerine
mermiler bombalar yağıyor
Şair böyle söylüyor Filistinli çocuğu anlatırken. Mübarek Ramazan ayının bereketini, güzelliğini, doyumsuz manevi hazzını yaşarken, televizyon haberlerini izleyemez olduk. Çünkü içimizi acıtıyor. Tıpkı şairin dediği gibi o masum çocukların üzerlerine bombalar yağıyor. İnsanlıktan nasibi olmayan bu kapatalist, siyonist ve şeytanın uşaklarının tek dertleri yeryüzünde Müslümanlar rahat etmesin, huzursuz olsun istiyor.
İsrail Hükümet Sözcüsü Michal Maayan denen alçak kadın çıkıyor, aynı şu cümleyi kuruyor; Filistinlileri hapishaneler de yer bulamayacağımız için öldürüyoruz. Arkasından da bizim herkesi öldürecek yeterli kurşunumuz var diye bir de tehdit ediyor. Ancak bir şey unutuyor ki bu en önemlisidir. Ne kadar firavunlar gelmişse de o kadar da Musalar da karşısına çıkmıştır.
Filistin’de çoluk çocuk insanlar şehit olurken, ABD’nin Tel Aviv’deki ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması nedeniyle kutlama yaptılar. Tam 22 ülke katılmış. Son anda 10 ülke de katılmaktan vazgeçmiş. Bu da bize, küfrün tek millet olduğunu bir kez daha göstermiş oldu. Ancak ne hazindir ki, bir tek Müslümanlar tek yürek olamıyor. Kısır düşüncüler, kıskançlıklar, şahsi menfaatler ve küçük hesaplar yüzünden paramparça olmuş durumda.
Hal böyle olunca Allah’ın yardımı da gelmiyor. Oysa Rabbimiz bizi Rad Suresi 11. Ayetinde “Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.” Emri ile açıkça uyarıda bulunuyor. Sanırım insanoğlu kendi hatalarını pek görmek istemiyor. Karşısındakinin hatalarını daha çok görme eyleminde.
Bütün bu karamsar tablo içerisinde Yunus Emre’nin şiiri aklımıza geliyor. “Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.”
Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan ve Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.