S.1) Hocam; Kadının tesettürü nasıl olmalıdır? Kadınlar pantolon giyiyorlar, bu normal midir? Erkekler de çok dar giyiniyorlar. Bu konuyu açıklar mısınız?
C.1) Nur suresinde Allah (C.C) kadının nasıl giyineceğini açıklamıştır. (Zelike Cilbabı) Vücudu örten geniş elbise demektir. Vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde giyinmek gerekir. Son yıllarda pantolon giymek moda oldu. Vücut hatlarını olduğu gibi belli ediyor. Bu tür giyimler helal olmaz.
Bir gün Hz. Aişe (R. Anha)’nin kız kardeşi Esma’nın üzerindeki elbise inceydi. Peygamber Efendimiz (S.A.V) yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: “Esma! Bir kadın hayız görecek yaşa geldi mi şunlardan başka bir yerinin (Efendimiz (S.A.V) ellerini ve yüzünü işaret ederek) görülmesi caiz olmaz.”
4 Mezhebe göre; vücut hatlarını belli eden ince şeffaf elbise yok hükmündedir. Kadın açık demektir. Böyle giyinmek günahtır.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Ateş ehlinden 2 sınıf insan vardır. Onları dünyada göremiyorum. Biri yanlarında sığır kuyrukları gibi kamçılar bulunan bir kavimdir. Onlarla halkı döverler. Diğeri giyinmiş çıplaklardır. Başkalarını eğri yola sokan, kendileri de Hak’tan meyletmiş bulunan başları deve hörgücü gibi bir takım kadınlardır. Bunlar cennete giremezler. Onlar cennetin kokusunu alamazlar. Hakikat cennetin kokusu şu kadar yoldan hissedilir.”
Bu tip giyinenler Rasülullah’ın ihtarına maruz kalan cennete giremeyen ve dahi kokusunu alamayan kadınlardır.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “İman 70 küsur şubedir. En önde La ilahe illallah Muhammed Rasülullah’tır. Hayâ imandan bir şubedir. En sonuncusu da yolda bulunan bir taşı yoldan kaldırmaktır.” (Kaynak: Buhari, İman)
Demek ki; imanı olmayanın hayâsı, hayâsı olmayanın imanı yoktur. Erkeklerin giyimine gelince; son yıllarda erkeklerde çok dar ve ince giyiniyorlar. Hatta çok dar boru giyinip namaza da geliyorlar. Böyle dar giyinen vücut hatlarını belli edenlerin cuması da namazı da olmaz.
S.2) Hocam; Umre’de gördüm. Tahiyyata oturunca bazıları parmaklarını sallayıp duruyor, bazılarının da şahadet parmağı dik duruyor. Parmak ne zaman nasıl kalkacak? Bu nedir? Açıklar mısınız?
C.2) Tahiyyat duasını okurken parmak kaldırmak sünnettir.
Hanefi Mezhebine göre; Tahiyyat duasını okurken duanın sonunda “Eşhedü ella” derken parmak kalkar. “illallah” derken parmağı indirir. Bu sünnet olan bir harekettir.
Maliki ve Hambeli Mezheplerinde; selam verinceye kadar parmak dik durur. Sünnettir.
Şafii Mezhebinde ise Tahiyyat duasının sonuna kadar parmak dik durur.
S.3) Hocam; Tarikat nedir? Tarikat insana ne kazandırır? Uşşakî Tarikat şeyhi 12 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunmuş, bu nasıl izah edilebilir? Açıklar mısınız?
C.3) Tarikat yol demektir. Yani İslam’ı tam olarak yaşamak, Sünnetlere sarılmak ve bidatlerden kaçınmaktır. Müslümanlar bir şeyhin kılığına, kıyafetine, rüyalarına göre hareket etmemelidirler, onun şeriata uyup uymadığına bakmalıdırlar. İslam’a göre yaşıyor mu? Sünnete uyuyor mu? Eğer İslam Şeriatına uymayan yönü varsa o şeyh, şeyh olmaz. Son devrin büyük şeyhlerinden Mehmet Zahit KOTKU Efendi Allah O’ndan razı olsun şöyle der: “Gerçek şeyhe icazeti bizzat Peygamber Efendimiz (S.A.V) tarafından verilir. Allah (C.C) onun kalbini açar. Siz bir adamı suda yürüyor görürseniz, onun yürüdüğüne bakmayın. Onun şeriatına, İslam’a olan uygunluğuna bakın. Balıklarda yüzer, eğer adamın şeriatı yoksa vurun suyun dibine batırın. Bir adamı havada uçar görürseniz, onun uçmasına bakmayın, kuşlarda uçar. Onun şeriatına bakın, şayet şeriatı yoksa vurun kanadına düşürün. Şuurlu Müslüman peşinden gittiği insanın şeriatına baksın, ona göre ona tabi olsun.”
Dervişlik olsaydı tacile hırka
Bizde alırdık onu otuza kırka (Y. Emre)
Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Men selimel müslimüne min lisanihi ve yedihi: Gerçek Mümin elinden dilinden (belinden) başkalarının güvende olduğu insandır.”
Edebiyat diyoruz. Edeb diyoruz. Ne demektir?
E (Eli) Eline hâkim olma, eli ile yapmış olduğu işlerden halkın güvende olduğu insandır.
D (Dili) Diline hâkim olma, Her türlü küfürden, şirkten, kötü sözden başkasını incitmeyendir.
B (Beli) Beline hâkim olma, Tarikat erbabı, hacı, hoca, parti başkanı, dernek veya vakıf başkanı olanlar eline, diline, beline hâkim olmalıdır.
İç yüzünü bilemiyoruz. Sosyal medyadan öğreniyoruz. Bir zamanlar Müslim Gündüz olayındaki gibi bir tertiptir. Ali Kalkancı gibi hazırlanmış bir senaryo mudur biz kesin bilemiyoruz. Bir çuval ceviz içerisinde çürüklerde olur. Bir şahsın hatasını, ahlaksızlığını bütün tarikat erbabına mal edemeyiz. Gerçek bir ahlaksızlık yapılmışsa, yapan cezasını çeksin deriz.
S.4) Hocam; Piyasada bazen mallar yok satıyor. Karaborsacılık yapılıyor. Bu doğru mudur? Açıklar mısınız?
C.4) İhtikâr, karaborsacılık aranan malı fiyatından daha çok paraya satmak için, malı piyasaya sürmeyip stok yapmaktır, insanları sıkıntıya sokmaktır. Buda bir nevi faiz gibidir. Bu insanlara zulüm anlamına gelir. Bu tür karaborsacılık yaparak para kazanmak haramdır. Peygamber efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Dışarıdan pazarımıza mal getiren rızıklandırılır. Karaborsacı (ihtikârcı) ise melundur.” (Kaynak: İbni Mace–Darimi–Beyhaki)
Başka bir Hadis-i Şerif’te şöyle buyrulur: “Menihtekera fehüve hadiyyûn: Kim karaborsacılık yaparsa o asil bir günahkârdır.” (Kaynak: Ahmed bin Hambel – Müslim)
“Kim yiyecek ve içeceklerde Müslümanlara ihtikâr yaparsa Allah onu iflas ettirir. Cüzzam gibi, veba gibi pis hastalıklara uğratır.” (Kaynak: İbni Mac’e – Beyhaki)
Bugünkü korona virüste bunun bir eseridir. Çünkü Allah (C.C) kendi Zatına ait hakları bağışlayabiliyor. Ancak kul hakkını bağışlamıyor. Şehidin tüm günahları siliniyor fakat kul hakkı silinmiyor. Bu çok önemli; imanlı, iz’anlı, şuurlu bir Müslüman ahirete inanıyorsa karaborsacılık yapamaz.
Fi emanillah maas Selame
Dua ve Selamlar. 10.09.2020
Ali Galip DOĞAN/İrşad Dayanışma Vakfı Başkanı
İletişim-Tel: 0 (332) 3524213 veya 0 (505) 772 15 93-94
Posta:aligalip-dogan@hotmail.com
Facebook: Ali Galip Doğan