S.1- Hocam! Ben bilmeyerek küfrü gerektiren sözler söyledim. Bir hoca efendi beni uyardı. Sen dinden çıktın dedi. O günden beri pişmanım. Psikolojim bozuldu. Ne yapmam lazım? Açıklar mısınız?
C.1- İslam Fakihleri arasında bu konu çok tartışılmalı bir konudur. Bazı ulema bilmemek mazeret sayılmaz. Küfür söz söylerse dinden çıkar derler. Çoğunluğun görüşü budur. Buna göre sizin tevbe edip yeniden Kelime-i Şahadet getireceksiniz.
Bazı ulema bilmeden söylenmişse küfrü gerektirmez, amma tevbe edilmelidir. Bir daha da böyle söz söylenmemelidir. Müslüman farz olan ilimleri bilmeli ve öğrenmelidir der.
Siz yeniden Tevhidi ve Şehadeti söyleyip İslam’a tam sarılmalısınız.
S.2- Hocam! Ulusal bir kanalda bir genç hocaya soru sordu. Allahu Teâlâ benim alacağım kızı bilir mi? Dedi. Hoca Efendi de senin alacağın kızı Allah bilmez. Bu inceliklere Allah inmez. Bilemez dedi. Siz ne dersiniz?
C.2- Bu söz küfürdür. Allah’ın sıfatlarından birisi de İlimdir. Allah’ın ilmi sonsuz ve sınırsızdır. Allah (C.C) olmuş ve olacak ne varsa hepsini bilir, takdir eder. Bu söylediği sözle Allah’ın ilmini iradesini inkâr etmiş olur. O açıdan söyleyen adamın imanı tehlikeye girer. Bunları televizyon ve radyolarda dinlemek doğru değildir. İtikadı sarsar.
S.3- Hocam! Ocakta çalışan bir işçi demir eritirken 2000 derecedeki eriyiğin içine düşmüş, bir anda eriyip kaybolmuş. Bunun kabir azabı olur mu? Sorgu sual olur mu? Açıklar mısınız?
C.3- Ölen cesettir. Ruhlar ölmez. Ruhun nasıl olduğu kesin bilinmez. Kabir azabı sual haktır. Nerde ölürse ölsün Allah (C.C) cesedi yeniden yapar, O’nun için bir zorluk yoktur. Bir gün Medine’de bir Yahudi bir insan kemiği alarak; Ey Muhammed (S.A.V) bu kemiği kim diriltecek dedi.
Yasin Suresi 75. Ayetinde şöyle denildi. “Yaratılışını unutarak bize bir de örnek getirmeye kalkarak, Bu kemikleri ölmüşken, çürümüşken kim diriltecek.” Dedi.
Allah (C.C) Yasin Suresi 79. Ayetinde şöyle cevap verdi: “Deki onları ilk defa yaratan diriltir. O her türlü yaratılışı bilir.”
Efendimiz (S.A.V) bu ayetle cevap verince Yahudi elindeki kemiği atarak; zaten Sen bir sihirbazsın deyip oradan uzaklaştı.
İbrahim (A.S) “Allah’ım Sen ölmüşleri nasıl dirilteceksin. Mutmain olmak için soruyorum” dedi.
Allah (C.C) “Ya İbrahim! 4 kuş al. Renklerini belirle, onları kes ve kıyma yap. Kıyma yaptığın etleri ayrı dağlara bırak. Sonra çağır gelsin.” Dedi. İbrahim (A.S) 4 kuş besledi. Renkleri farklıydı. Ayrı 4 dağa bıraktı, sonra çağırdı. Kafaları Hz. İbrahim’in yanındaydı. Kuşlar gelip kendi kafalarını giydiler. Hz. İbrahim Ya Rab! İnandım. İman getirdim. Mutmain olmak için istedim dedi. İşte Allah böyle yaratır. Böyle hesaba çeker.
S.4- Hocam! Ulusal bir kanalda ölen kocasını karısı yıkar. Kocası da karısını yıkar diye tartıştılar. Yıkayabilirler mi? Açıklar mısınız?
C.4-
Hanefi Mezhebine göre; Kocası ölen bir kadının iddet müddeti dolmadığı için onun kocasıdır. Kadın, ölen kocasını yıkayabilir. Vücuduna da bakabilir. Fakat boşanmış, iddet müddeti dolmuş olan bir kadınsa kocası ona yabancı olduğu için yıkayamaz.
Erkeğe gelince, karısı öldüğü zaman nikah düşer, karısı ona yabancı kalır. Koca karısını yıkayamaz. Çıplak vücuduna da bakamaz. Ancak; yıkayacak kadın bulunmazsa teyemmüm yaptırır.
Şafii Mezhebine göre; Kadın kocasını, kocası da karısını yıkaması caizdir. Amma yıkayacak kadın veya erkek varsa onların yıkaması daha iyidir, faziletlidir.
S.5- Hocam! Ulusal bir kanalda ölüye Kur’an okunmaz. Kabirde Kur’an okumak caiz değildir. Ölüye bir faydası olmaz diye tartışıldı. Siz ne dersiniz?
C.5-
İmamı Azam ve İmamı Şafii Âlimleri ölüye Kur’an okunur, sevabı bağışlanır. Ölüye sevabı ulaşır demişlerdir. Yapılan amelin başkasına bağışlanmasıdır.
Tartışılan konu ölünün yanında Kur’an okumanın mekruh olduğunu söylerler. Kabri başında Kur’an okumak mekruhtur derler.
Fakat İmamı Muhammed’e göre; ölünün başında kabirde Kur’an okumak mekruh değil Müstehaptır, sevaptır. Hanefi Mezhebinde tercih edilen görüş bu görüştür.
Peygamber Efendimiz (S.A.V) Kabristanda bir hurma dalını ikiye bölmüş ayrı ayrı kabirlere dikmiştir. “Bunlar yaş olduğu müddetçe mezarda yatanların azaplarını hafifletmesi umulur.” Buyurmuştur.
Buradan da anlaşılıyor ki; ölüye Kur’an okunmasının faydası vardır.
S.6- Hocam! Ben esnafım. Adam benden 500$ istiyor, karşılığını bir hafta sonra getireceğim diye alıyor. Bu alış-veriş İslam’a uygun olur mu? Ne yapmalıyız? Açıklar mısınız?
C.6-
Hanefi ve Şafii Mezheplerine göre; bu tür alış-veriş caiz değildir Haramdır. Gerek altın gerk gümüş ve gerekse dövizlerde veresiye alış satış haramdır. Döviz veya altın alacaksa parasını peşin verecek dövizini veya altınını alacaktır.
Hz. Ömer Halife iken, bir yabancı para değiştiriyor. Elinde Medine parası yetişmemiş, adam evine gidip üzerini veriyor. Parayı değiştiriyor. Hz. Ömer bu olayı uzaktan seyrediyor. “Eğer vereceğin parayı yarına bıraksaydın, seni cezalandıracaktım.” Dövizin altının veresiyesi olmaz Kartla çekerek altında dövizde değiştirilemez. Alınıp satılamaz. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun bununla ilgili verdiği fetva var. İnternetten araştırabilirsiniz. Bu konu çok istismara açıktır. Net olanını uygun olanını yapmak lazımdır.
S.7- Hocam! Devlet kredi veriyor. Devletin verdiği krediyi almak helal diyorlar. Devlet verdiği için haram olmaz diyorlar. Siz ne dersiniz?
C.7- Faizli krediyi kim verirse versin haramdır. Devlet içki imal ediyor. Milli Piyango İdaresi var. Genelevlere ruhsat veriyor. Vergi alıyor. Buraya Devlet izin verdi. Zina helaldir diyebilir misiniz? Faizli muamele de helal değildir. Allah (C.C) faizi haram kılmıştır. Buna kimse helal diyemez. Devlet faizsiz teşvik olarak veriyorsa hibe ediyorsa o haram olmaz caizdir. Amma işin içine faiz girerse haramdır. Bunu devlet veriyor niye haram olsun helal denirse o insanı dinden çıkarır. Bir görüş kendi çıkarları için darul harpte riba helaldir diyor, faizi alıyor, bunlar kendilerini ateşe atıyorlar.
S.8- Hocam! Hayat sigortası yaygınlaştı. Hayat sigortası yaptırabilir miyiz? Veya ekin sigortası yapılıyor. Bunları almak ve yaptırmak haram mıdır? Helal midir? Çok önemli Açıklar mısınız?
C.8-
Hanefi ve Şafii Âlimleri; bunları şans oyunlarına benzetiyorlar. Bunlar keyfi sigortalar, bunlardan gelecek para helal olmaz. Emekli Sandığı zorunlu sigortalar, BAĞ-KUR gibi kanuni mecburiyeti olanlar caizdir. Çünkü bir anlaşma ile bağlanıyorsun. Belli bir pirim yatırıyorsunuz. Bunlar caiz olanlardır. Ama hayat sigortası keyfi bir anlaşmadır. Bundan dolayı helal değildir. Şans oyunları ve kumar başkasının hakkını rızasını almadan parasını almaktır. Caiz değildir.
S.9- Hocam! Devlet hibe para veya hayvan veriyor. Bu hibeyi almanın Dinen bir sakıncası var mıdır? Kul hakkı oluyor mu? Siz ne dersiniz?
C.9-
Hibe; Devletin veya bir kimsenin birine para, mal vs. gibi Allah rızası için karşılıksız bağışlamaya denir. Hibe; sadaka, hediye gibi verilen maddi şeylerdir. Bunun karşılığında bir menfaat beklenmez.
Yalnız Hanefi ve Şafii Mezheplerine göre; burada art niyet olmayacak. İleride bir beklenti olmayacak. İcap ve kabul lafzı olacak. Şunu hediye, hibe olarak aldın mı? Kabul ettin mi? Denecek. Hediye edilen malın ele geçmesi şarttır. Devlet hibe ve hediye edebilir. Maaşlara zam yaptığı gibi yapabilir. Helaldir.
S.10- Hocam! 20 bin TL ödemem var ödeyemedim. Bir arabayı taksitle alacağım. Aynı yere 5 bin TL zararına satacağım. Borcumu ödemek için bu işte Dinen bir sakınca var mıdır? Açıklar mısınız?
C.10- Siz 25 bine arabayı aldınız. Aynı yere 20 bin TL’ye satamazsınız. Bu hileli bir alış-veriştir. Helal değildir, haram olur. Hem alana hem satana haramdır. Ancak siz faize bulaşmamak ve günü gelen borcu ödemek için başka birine peşin zararına satabilirsiniz. Aldığınız yere satamazsınız. Caiz olmaz. Tekrar edeyim. Başka birine bir başka galeriye satabilirsiniz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) “Ameller niyete bağlıdır.” Kalpleri en iyi bilen Allah’tır. Ona göre hareket edersiniz.
Selam ve dua ile Allah (C.C)’a emanet olunuz.
20 Temmuz 2017 Perşembe // İletişim: GSM.0. 505.772 15 93 // aligalip-dogan@hotmail.com