S:1- Hocam, haram olan şeylerle tedavi olmak caiz mi?
C:1- Bu konuda Şafi ve Hanefi Mezheplerini baz alarak cevap vereceğim.
İnşallah. İçki ve benzeri haram olan tüm müskiratla, necis olan şeylerle tedavi olmak haramdır. Peygamberimiz (sav): “Şüphesiz Allah (cc) hastalığı veren Allah (cc) ilacını da vermiştir. Her hastalığa karşı bir ilaç yaratmıştır. Tedavi olunuz. Ancak haram olan şeylerle değil.
Suveyde oğlu Tarik; Peygamber (sav)e “içki ile tedavi olsak nasıl olur” diye sordu, Efendimiz (as): “O da haram” buyurdu. Yasakladı. Ama ben onu ilaç olarak alıyorum dedi. Bunun üzerine; Rasulullah (sav): “O bir ilaç değil, aksine bir hastalıktır.” ( Müslim, Ebu Davut )
Hayati tehlike mevcut olup (onun yerini tutacak) başka da bir ilaç yoksa zaruri olarak tedavi maksadı ile az bir miktar kullanabilir denilmektedir
S:2- Bazı kitap ve gazetelerde fal ve burçlarla ilgili bilgiler veriliyor. İslam’da bunlara inanmanın, bunlara göre hareket etmenin hükmü nedir. Açıklarmısınız.
C:2- Burç: Güneş sisteminde yer alan on iki takım yıldızından her birine verilen isimdir. Geleceğe ait veya mevcut durumlarla ilgili haberlerin onlardan alınması mümkün değildir. Kur’an-ı Kerim’de üç yerde burçların ismi geçmektedir.
Hicr Suresi: 16 Ayette: “Andolsun ki biz gökyüzünde birtakım burçlar yarattık, seyredenler için onu süsledik”…
Furkan Suresi’nde; Allah (cc) şöyle buyuruyor: “Gökte burçları var eden onların içinde bir çerağ (güneş ) ve nurlu bir ayı barındıran yüceler yücesi Allah’tır.”
Bunlara bakarak mana çıkarmak, fal bakmak, geleceğe ait bilgiler vermek doğru ve helal değildir.
S:3- Ayakta bir şey yemek veya içmek ve zemzem hakkında bilgi verirmisiniz?
C:3- Müctehid İmamlarımız, ayakta yemeyi ve içmeyi uygun bulmamışlardır, mekruhtur. Hatta ayakta su içenin şahitliğinin kabul edilmeyeceğine dair notlar vardır. Suyu oturarak, besmele ile üç defada içmek, sonunda hamd etmek sünnet ve faziletlidir.
Zemzem’in özel bir yeri vardır. Zemzem; ayakta kıbleye karşı, duası yapılarak, üç defada içilmesi müstehaptır. Oturarak da içilebilir.
S:4- Balıkçı lokantasına gittik, adam canlı balığın kafasını kopardı ve bizim önümüze getirdi, biz de yedik. Böyle yapılması caiz midir hocam?
C:4- Akan kanı olmayan canlılar kesilmezler. Vurularak da öldürülmezler, mekruhtur. Buna rağmen yenilir, haram değildir. Balığın ağzına tuz koysa çabucak ölürdü. Ve adam da günaha girmez, hayvan hakkına tecavüz etmemiş olurdu.
S:5- Hocam, biz balık otu ile balıkları sarhoş ederek av yapıyoruz. Böyle avlanarak tutulan balığın yenmesinde bir sakınca varmıdır?
C:5- Balık otu veya dinamitle avlanmak doğru değildir. Çünkü büyüklerle beraber yavru balıklar da telef oluyor. Etleri helal olup yenebilir. Ancak, balıklar ottan zehirlenirse yiyenler de zehirlenebilir dikkat etmek lazım. Yalnız, dinamit veya balık otu ile avlandıktan bir süre sonra orada ölü balıklar çıkabilir. Onların neden öldüğü belli olmadığı için yenmez.
S:6- Hocam bizim bir hocamız var, maaşınızın yüzde onunu öşür olarak vereceksiniz diyor, ne dersiniz?
C:6- Öşür, arazi mahsullerinden; onda bir veya yirmide bir alınır. Maaşın öşürü olmaz. Maaşınızın üzerinden bir yıl geçerse 81 gram altının karşılığında bir meblağa ulaşır ise onun da 40’da birini zekât olarak verirsin. Bu şartları taşımayan maaşın zekâtı olmaz.
S:7- Hocam biz 30 yıllık evliyiz ve 5 çocuğumuz var. Bir hiç yüzünden, annesinin teşviki ile mahkemede benden boşandı. Bu boşanmaya ben razı olmadım ama engel de olamadım. Şimdi ise pişman oldu, geri dönmek istiyor. Ne yapmamız lazım, dinen bir engel var mı?
C:7- Bir erkek evlenirken eşi 3 talakla (3 bağ ile) bağlanır. Şayet bu bağların tamamı (3’ü de) koparsa Hulle dışında artık geri dönüş olmaz. Sizin ağzınızdan 3 defa boş ol çıkmışsa eşinizin nikâhı henüz sizin üzerinizdedir. Siz 3 talak ile boşamadığınız sürece eşiniz bir başkası ile evlenemez. Evlenir ise zina yapmış olur. Siz mahkemece boşanmakla üç talaktan birini koparmış oluyorsunuz. O sizin hala nikâhlı eşiniz yani karınızdır. Böyle olunca tekrar birleşebilirsiniz. İçinizin rahat etmesi için bir hocaya iki erkek şahitle giderek yeniden nikâh kıydırabilirsiniz. Birleşmenizde bir engel yoktur.
S8:- Hocam ben dul bir bayan idim. Yeni bir erkekle evlendim. Yeni eşim iki erkek şahit huzurunda: Ben seni Allah’ın emri Peygamberin kavli ile eşliğe kabul ettim, sende beni kabul ettin mi dedi. Bende kabul ettim dedim. Bir hoca bizim nikâhımızı kıymadı. İçimde bir sıkıntı var kendimi sanki nikâhsız hissediyorum. Ne dersiniz?
C:8- Sizler Hanefi Mezhebinde iseniz, yukarıda yapmış olduğunuz şekildeki nikâh akdi doğru ve makbuldür. Nikâh tamamdır. Bu akdi bir hocanın yapması da şart değildir. Bunun yanında nikâhı bir hoca kıyarsa Mihir konuşulur, (Konuşulması vaciptir) dua ve niyazda bulunulur. Daha iyi olurdu. İçinizde bir sıkıntı olmasın, müsterih olun. Yeter ki ard niyet olmasın. Şafiye göre kadının vasisinin de bulunması şarttır.
Selam ve dua ile