S-1: Numune hastanesi imamı arkadaş şunu soruyor? Hocam trafik kazalarında veya normal ölen genç bayanların tırnakları ojeli, dudakları rujlu oluyormuş yıkayıcı bayan hoca soruyor bunların tırnakları, dudağı boyalıyken yıkıyor bunların abdesti olur mu? Çok önemli olduğu için açıklama bekliyoruz.
C-1: Oje, ruj veya yağlı boya el tırnak ve dudaklarda olursa onlar altına su almazsa nasıl sağken abdest veya gusül olmazsa aynı şekilde ölen bir kadını o şekilde yıkamak doğru değildir. Abdest almış sayılmaz çünkü alta su geçmiyor gassal bayanlar onu asetonla veya ozonla çıkaracak bir şeyle çıkarmadan yıkamasınlar çünkü onlara son görevler yapılıyor mutlaka ruju makyajı veya yağlı boya varsa elinde, parmak uçlarında onları çıkarmak yıkayıcıya düşer.
S-2: Hocam bir bayanın 200 gram bileziği var 16 ay geçmiş ama zekâtı verilmemiş bu aybaşında eline 50 gram altın daha geçmiş bunun zekâtını nasıl verecek açıklar mısınız?
C-2: Bu bayan önce yılı dolan 200 gramın zekâtını verecek yani 5 gram altın verecek 4 ay geçen 200 gram zekâtını tekrar günü dolunca verecek. 50 gram altının zekâtının gününü yazacak tabi ay yılına göre 1 yıl dolunca o 50 gramın zekâtını da verecek. 200 gram altının günü dolunca günü dolmayan 50 gramın zekâtını birleştirip verebilir. Bu fakirin lehine olduğundan caizdir verebilir.
S-3: Hocam çok önemli hayati bir sorumuz var arkadaşım 17 yaşındaki öz kızının odasına giriyor uygunsuz yatıyormuş babası kızın ayıp olan mahrem yerine bakıyor, şehvetleniyor uyuyan kızını eliyle okşuyor. Şehveti geliyor ama cinsel temas olmuyor. Kızı babasının bu vaziyetini görünce bağırıyor. Şu anda bu adam karısıyla bir arada yaşıyor bunun karısı boş olmaz mı. Adam söz dinlemiyor pişkinlik yapıyor konuyu açıklar mısınız?
C-3: Bu arkadaşınızı uyarın artık karısı ona haram olur, karısı boştur hiçbir şekilde karısıyla cinsel temas kuramaz, hem de çok büyük günah işlemiştir. Bu adamın karısı kendisine ebediyen haram olmuştur. Hülle yoluyla dahi dönemez zinanın en kötüsünü yapıyor demektir.
S-4: Hocam biz Almanya’da yaşıyoruz. Türk ve Müslüman olan namazını da kılan bir arkadaşın kızı Hristiyan bir Alman gençle sevişmişler. Babası kızı o Almanla evlendirdi dini nikâhta kıyıldı. Oğlan Hristiyan burada bazı hocalar ehli kitap olduğu için evlenebilir dediler. Sizden bir açıklama bekliyoruz. Sizi internetten facebooktan takip ediyoruz gurbet ilden selam ve dualar.
C-4: Burda yanlış bir fetva var ehli kitap olan Yahudi ve Hristiyanla bir erkek bir kadınla evlenebilir. Fakat Müslüman olan bir kadın kesinlikle bir Yahudi ve Hristiyanla evlenemez. Müslüman bir kadının nikâhı bir gâvura kıyılamaz. Kız sevgilisi Almanı Müslüman yapsın veya babası bu kızını ayırsın aksi halde kızının zina yapmasına göz yumuyor suça ortak oluyor demektir. Allah (c.c) Bakara suresi 221. ayette şöyle buyuruyor. "Allah’a ortak koşan putperest kadınlarla evlenmeyin, iman etmedikçe evlenmeyin, beğenseniz bile putperest bir kadınla imanlı bir cariye kesinlikle daha iyidir, iman etmedikçe putperest gayri Müslim erkekleri de kızlarınızla evlendirmeyin beğenseniz bile putperest bir kişiden imanlı bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar Müşrikler cehenneme çağırır. Allah ise izni ve yardımıyla cennete, mağfirete çağırır Allah (cc) düşünüp anlasınlar diye ayetlerini insanlara açıklar Müslüman bir kadının Hristiyan, Yahudi, Zerdüşt veya bir kâfirle kesinlikle evlenemez. Neden evlenmesin onlarda Hristiyan dese dinden çıkar. Sebebi haramı helal kabul ettiği için.
S-5: Hocam bir arkadaşım kocasından ayrı fakat boşanmamış bir kadınla dini nikâh kıydırdı bir hoca bunu nikâhını kıydı, bu nikâh sayılır mı bu kıyılan nikahla o kadın o erkeğe helal olur mu açıklar mısınız?
C-5: Kadın ancak bir erkekle nikâhlanır. Kocası ölür veya dinen kadını kocası boşamışsa kanun boşamasa bile iddet müddeti bitince ancak nikâh kıyılabilir. Kaldı ki kadın boşanmamış kadın kocasının nikâhı altında buna dini nikah kıyılamaz nikah batıldır, nikah yoktur bunlar zina yapıyorlar haram işliyorlar. Eğer adam cinsel temas yaparken besmele çekerse dinden çıkar kafir olur çünkü harama besmele çekilmez. Kaynak (Fetavai Hindiye Celal Yıldırım cilt 2/443)
S-6: Hocam son günlerde bizim namaz kılan gençlerde bir tuhaflık var namaz kılarken Fatiha okuyor ki bunlar Hanif’i oldukça ayaklarını açıyor ellerini göğüslerine bağlıyor keraat vaktinde namaz kılıyor, bazen de namazda ellerini bağlamıyor soruyoruz neden böyle yapıyorsunuz diye Peygamberimiz zamanında mezhep mi vardı ben Peygamber (sav.) yaptığı gibi yapıyorum diyor. Bir Müslüman istediği mezhebe göre amel edebilir mi açıklar mısınız?
C-6: Evet buna Telfik denir son zamanlarda mezhepler hedef alındı onları birleştirmek istiyorlar. Telfik nedir; lügatte kumaşın iki parçasını birleştirmek uydurmak, eli boş dönmek ve katılmak gibi anlamlara gelir. Bu usulü fıkıhta ise taklit yoluyla bir meselede 2 veya daha fazla mezhebin farklı hükümlerini birleştirerek taklit etmek demektir, yapılan bir telfik icmaya aykırı ise caiz olmaz, örneğin Malikilere göre nikâhın rüknü kızın velisinin nikâhta bulunmasıdır. Şahit şart değildir. Hanif’i mezhebine göre nikâhta veli şart değildir 2 erkek şahit nikâhın rüknündendir şarttır. Taklit eden mezhep farklarını bilmeden nasıl uygulayacak başka mezhebin uygulamasına uymak ehli ilim erbabının işidir bizim mukallitlerin işi değildir. Bu gençler Şafi veya Maliki taklit ederken o mezhebin inceliklerini bilmesi lazım hâlbuki bunların fıkı bilgileri yok işidciler gibi kafalarına göre hareket ediyorlar. Bunların yaptığı doğru değildir. Ehli olan ilim erbabını taklit edebilmesi için şu şartların yerine getirilmesi gerekir.
A- Mecburi zorunlu durumlarda bir mezhebi taklit edebilir. Örneğin Şafilerde kadına dokununca abdest bozulur. Hanefilerde bozulmaz hac ve umreye giden bir Şafi tavaf yaparken kadına dokunuyor o zaman abdesti bozulur. Ulema bu durumda Şafilerin Hanif’iyi taklit etmesi caizdir.
B- Keyfi değil meşru bir sebebe dayanması lazım
C- Hanif’i ve Şafi gibi müştehidi mutlak veya İmam-ı Ebu Yusuf ve İmam-ı Muhammed gibi müştehidi fil mesail müştehit imamları taklit etmelidir.
D- Dört ehlisünnet mezhebinden başka bir mezhebi taklit caiz değildir. Önemli bir konu İmam-ı Azam sağlığında ben bir mezhep kurdum benim mezhebimi taklit edin dememiştir.
Şöyle demiştir. Numan bin Sabit’in reyi görüşü budur, daha iyisini bulursanız ona uyun demiştir. Sonra Hanif’i mezhebi ortak akıl mezhebidir. Örneğin zekatta, öşürde İmam-ı Azama göre çıkan mahsul ne olursa olsun öşür verilecektir. İmam-ı Ebu Yusuf ve Muhammed’e göre 5 Vesk 954 kg olmayan mahsulün öşürü yoktur derler, biz genelde 2 imamın sözüne uyarız.
S-7: Hocam yağmur duası yapıyoruz, bazı ulusal kanallarda dinde böyle bir dua şekli yok, dua olmaz, yağmur Allah takdir ettiği şekilde verir diyor. Bir de bazı yörelerde Müslüman olmayanlar da duaya katılıyorlarmış onların katılması doğru mudur açıklar mısınız?
C-7: Yağmur duası Peygamber (sav) fiili sünnetidir. Medine’de kuraklık vardı meyveler kuruyordu. Asab ya Rasulallah sebzeler susuz kaldı, her şey kuruyor dua etsekte Allah’tan yağmur istesek dediler. Efendimiz (sav) mescidi Gamamenin olduğu yerde dua buyurdu bir hafta boyunca yağmur yağdı. Ashab ya Rasulallah mahsulümüz helak oluyor dua edin yağmur dursun başka yere yağsın dediler. Efendimiz (sav) ellerini kaldırdı Ya Rab yağmuru dağlara çek dedi yağmur kesildi dağlara yağdı. Dua yoktur diyen hoca art niyetli sünneti ret eden dinsel sapıktır. Gayri Müslimlerin yağmur duasına katılmasına gelince, Şafiye göre; onların duaya katılması engel olunmaz arzu ettikleri takdirde ayrı bir gurup olarak katılabilirler Hanif’i mezhebine göre Gayri Müslim (Alevi) gibi vatandaşlar duaya katılmazlar kendi aralarında bir gün belirleyip kendi inançlarına göre dua ederler denmektedir. Fetavahi Hindi’ye sayfa 1 cilt 154’de şöyle yazılmaktadır. Zaruret hallerinde su yoksa sular çekilmişse o takdirde yağmur duası olur Allah (cc) şöyle buyuruyor “uduniestecib leküm” "bana dua ediniz duanıza icabet edeyim.” Öyleyse yağmur yağmadığında yağmur duası yapılır.
S-8: Hocam; bir camide sakallı cemaatten biriyle tartışıyoruz erkekler ipekli giymesi, altın yüzük takması, Kur’an’da yoktur haram değildir haram diyenler zayıf hadise dayanıyor diyor açıklamanızı bekliyoruz şimdiden teşekkür eder iyi günler dilerim.
C-8: Peygamber (sav) yasakladığı Allah’ın yasakladığı demektir çünkü Kur’an’da şöyle buyrulur. O Rasul size neyi getirmişse alınız neden yasaklamışsa ondan kaçınınız. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurur "Bu ümmetimin erkeklerine ipekli giymek, altın yüzük takması haramdır, kadınlarına mubahtır” (Tirmizi Ahmed bin Hambel) Başka bir hadiste şöyle buyrulur "İpekli elbise giymeyiniz çünkü dünyada onu giyen erkekler ahirette giymeyecektir.” (Buhari Müslim Ebu Davud) İpekli giyilmesinin yanı sıra ipekli sergi üzerine oturmakta yasaktır. İmam-ı Azam fıkhül Ekber sayfa 435 şöyle yazmaktadır. “Bir kimse sahih, sağlam meşur mutavatir hadisi inkâr eden ipekli giymek haram değildir” diyen dinden çıkar der (kaynak Fetevai Zahiriye) İmam-ı Nebevi haram olduğuna dair icma vardır diyor yanlış olmasın biz kimseye kâfir diyemeyiz. Biz İmam-ı Azam’ın söylediğini naklediyoruz ve uyarıyoruz böyle derseniz dinden çıkarsınız tövbe edin deriz.
S-9: Hocam; Sakal koymak için hanımımızdan izin almak şart mıdır. Sakal koymak nedir, sakal tıraşı olurken besmele çekilir mi açıklar mısınız?
C-9) Sakal; Sünnetullahtır, sünnettir. Bir insan namazın sünnetini kılmak için eşinden izin alır mı? sakalı bırakmak Allah ve Rasulu’nun hakkıdır, Hanifi, Maliki ve Hambeli mezheplerine göre sakal bırakmak vaciptir. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurdu “Bıyıkları kısaltınız sakalları bırakınız” mezhep imamları bu hadise emri vucub kabul etmiş, sakal kesmenin haram olduğunda ittifak etmişlerdir.
Şafi’ye göre; sakal bırakmak sünnettir, sakalı kesmek mekruhtur der. Sakal tıraşı etmek ettirmek haramdır görüşündedir. Öyleyse sakalı traş ederken besmele çekmeyiniz. Ancak bir zaruret olur da keserse Şafi mezhebini taklit etmelidir. Üç mezhebe göre günahkâr olur. (Mezahibi erbea)
S-10: Hocam; Ben birine para verdim (10.000 TL) yarısını (5.000 TL) verdi ama şimdi her şeyini kaybetti ben bir hocaya sordum zekâtına sayabilirsin dedi ben ne yapayım açıklar mısınız?
C-10: Zekât verirken kalben niyet etmek şarttır. Malının kırk da birini zekâta ayırır ayırdığı o malı dağıtır ama niyet etmeden sadaka olarak veya karzıhasen olarak verilen para veya eşya sonradan zekât yerine mahsup edilemez. Zekât yerine sayılmaz. (Fetavihi hindiye Celal Yıldırım kaynaklarıyla İslam fıkhı cilt 2 sayfa 110) Yalnız sadaka verirken zekâta niyet ederse zekât yerine geçer o olur zekât yerine geçer alacağını zekâtına sayabilirsin diyen yanlış söylemiş o hoca lütfen İslam fıkhını iyi incelesin tavsiyem Mebsud Fıkhı İstilahı Kamusiye ile Fetavai Hindi’ye gibi eserleri incelesin sonra fetva aktarsın kafadan atmasın ebedi hayatını karartmasın.
Selam hidayete tabi olanlar üzerine olsun. 31.11. 2016
Ali Galip DOĞAN/İrşad Vakfı Başkanı