S.1) Hocam; Evimiz yok, ev alacağız. TOKİ’lerden alınan da faiz olmaz alabilirsiniz. Zaruret olduğu içinde haram olmaz diyorlar. Açıklar mısınız?
C.1) Faizin her türlüsü haram kılınmıştır. Faizin en düşüğü de en yükseği de haramdır. Zaruret halidir diye helal diyemeyiz. Öyle ise parasızlıktan evlenemeyen gençlere zaruret halidir zina yaparsınız haram olmaz diyebilir miyiz?
Allah (C.C) Bakara Suresinin 278 ve 279. Ayet-i Kerimelerinde şöyle buyurur: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun, faizden arta kalanı bırakın almayın. Yok, eğer böyle yapmazsanız Allah’a ve Resulüne karşı savaş açtığınızı bilin” Yine Bakara Suresinin 275. Ayet-i Kerimesinde Allah (C.C): “Faiz yiyenler mahşer gününde mezarlarından şeytan çarpmış gibi kalkarlar. Bu onların ‘alış verişte faiz gibidir’ demeleri yüzündendir. Oysa Allah alış verişi helal faizi de haram kılmıştır”
Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurdu: “Faizi yiyene, yedirene, kâtiplik yapana ve şahitlik edene lanet olsun” Bu sınıflarda yer alan herkes müsavidir. (Kaynak: Buhari- Müslim- Ebu Davud- İbni Mace- Nesei- Darimi)
TOKİ tüzel kişidir. İnşaat şirketi, ziraat bankası da tüzel kişidir. TOKİ yapıyor, ziraat bankası da satıyor. Diyelim ki; 100.000.-TL’ye sattı, ziraat bankası muamelesi haramdır. O’da 20 yıllığına %49 düşük faizle o parayı size verdi. Faiz düşük diye nasıl helaldir diyeceğiz? Faizsiz banka olsa o kârını koyarak satsa o zaman helal olabilir. Bu bir devlet bankası diye helal sayılamaz. Milli piyango devletindir. Devlet müsaade ettiği için piyango bileti satıyor. Çıkan paraya nasıl helal diyebiliriz? Devlet izniyle vesika vererek genel ev açıyor. Bir erkek oraya gitse, ihtiyaçtır dese helal olur mu? Devlet izinli diye zinaya helal denir mi? Bir adam zinaya gitse ve helaldir dese dinden çıkar.
Elmalılı merhum Muhammed Hamdi Yazır şöyle der: “Kur’an-ı Kerim’in kesin yasaklarına ve Peygamber (S.A.V)’in Hadis-i Şeriflerinde kesin yasaklananlara göre faiz için çıkış yolları aramak onu mübah saymak cemiyet için en büyük bir felakettir” (Kaynak: Prof. Dr. Mustafa Baktır)
Zaruret Halinin Bazı Şartları Vardır:
Tehlikenin mevcut olması, (Ölüm gibi)
Tehlikenin ciddi olarak mevcut olması
Tehlikenin kaçınılmaz olması
Meşru yollardan giderilememesi
Tehlikenin bulunduğuna kesin kanaat sahibi olunması
Zaruret halinde alınan haram, zaruret halini aşmaması şarttır.
Faizin helal olmasına fetva vermek, domuz etine, zinaya, hırsızlığa da fetva vermenin yollarını açar. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in Veda Haccında “Faizi yasakladım, ayaklarımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de amcamın faizidir” buyurmuştur.
S.2) Hocam: Biz sanayiciyiz. Leasing ile cnc tezgâhı ve makinesi alıyoruz. Bu türlü alış veriş İslam’a göre uygun olur mu? Açıklar mısınız?
C.2) Yabancı bir kelime olan Leasing; kiralamak demektir. Siz bir makineyi 200.000.-TL’ye alıyorsunuz. Peşin paranız yok ve akit yaparak 100.000.- TL verdiniz. Mal sahibi size güvenmiyor ve o aleti kiraya veriyor. Siz de bunu 12 ayda ödüyorsunuz ve borcunuz bitiyor. Mal sahibi o malı size veriyor. İpoteğinizi kaldırıyor. Bu alış veriş caiz olur. Yalnız şartlı olursa caiz olmaz. Borcun bittikten sonra bakarım, uygun olursam devrederim, fiyatlar yükselir farkını alırım diye şart koşulursa o zaman caiz olmaz. Kaynak: Seyda Muhammed; Fetvalar 497)
S.3) Hocam; Aramızda bir tartışma oldu. Gayri meşru veledi zina olan birisi cennete girer mi? Müslüman sayılır mı? Önemli bulduğumuz için soruyoruz. Açıklar mısınız?
C.3) İslam’da her çocuk günahsız doğar. Kur’an-ı Kerim’de Allah (C.C) şöyle buyurur: “Kimse kimsenin günahından dolayı muaze edilemez. Günah kişinin kendisine aittir” Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Her doğan çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra anası babası o’nu Müslümansa Müslüman, hristiyansa hristiyan yapar” Bu da gösteriyor ki çocuk masumdur, günahsızdır. İslam’ın emri ve imanı ile yaşar ve o minval üzere ölürse cennete girer. Müslüman günahkâr olursa, günahı nispetince, işlediği günah kadar cehennem azabı görür sonra yine cennete girer.
Hristiyan inancında her doğan çocuk günahkâr olarak doğar. Papaz o’nu yıkar, mesh eder günahlarından çıkarır. Buna vaftiz etme denir. İslam’la Hristiyanlık arasındaki farkı görüyoruz.
S.4) Hocam; Kur’an-ı Kerim’de; Allah dünyayı 6 günde yarattı deniyor. Biz bunu çözemedik. Açıklar mısınız?
C.4) Altı günde yarattık demek, dünyanın güneş etrafında döndüğü yıl gibi sayılamaz. 1 gün; 1.000 yıldır. Allah indindeki yıl bizim kavradığımız gibi güneş yılı veya güneş günü değildir.
Allah (C.C) Kur’an-ı Kerim’de Araf Suresinin 54. Ayet-i Kerimesinde şöyle buyurur: “Rabbiniz gökleri ve yeri altı günde (yaratandır) yarattı. Ve O (Allah) arşa hükmedendir”
Allah (C.C) dileseydi bir anda yaratabilirdi. Çünkü Allah (C.C) Kün dediği zaman her şey Fe yekün oluverir. Altı gün dünyanın tüm ömrünü ifade eder. Altı gün olarak belirtilen altı vaktin her biri belli değişimlere işaret eder.
Bu vakitleri âlimler, müfessirler şöyle izan ederler:
1. Gün: Yerlerin ve göklerin yaratılışı
2. Gün: İnsanoğlunun dünyaya gönderilişi
3. Gün: Hz. Muhammed’in müjdelenmesi
4. Gün: Dünyanın sekaret vakti, Surun üflenmesi, Kıyametin başlangıcı
5. Gün: Kıyametin kopması
6. Gün: Haşır vaktine kadar olan dönem. Kayyumu Baki olan Allah’tan başka her
şeyin sona ermesi, yalnızca Allah (C.C)’ın kalması.
Elmalılı Merhum Muhammed Hamdi Yazır şöyle der: “Dikkate şayandır ki; burada Rablığın birisi yaratma ve birisi de Hâkimiyet mertebesi olmak üzere iki tecelli mutesi vardır”
S.5) Hocam; Konya dışından WhatsApp’tan soruyorum. Bankalara gidiyoruz. TL verip altın alıyoruz. Altın hesabımıza geçiyor. Bu doğru mudur? Açıklar mısınız?
C.5) Altın, gümüş, yabancı paralar fizikî olarak alınması caizdir. Siz bankadan altın alırken elinize altını fiziki olarak alıyor musunuz? Altının veresiyesi olmaz. Ortada altın yok, ancak sizin hesabınıza altın olarak yazılıyor. Öderken de TL olarak ödeniyor. Bu alış veriş caiz değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun kararı; Altın, gümüş, yabancı paralar peşin alınıp satılması lazımdır. Veresiye altın, gümüş alınmaz der.
Siz sarraflardan altını alın, bankaya veya finans kurumuna altın olarak yatırın. Çıkış yolu budur. Fetva bu yöndedir.
S.6) Hocam; Bazı kitaplarda 41 Yasin-i Şerif okunursa okuyanın bütün istekleri yerine gelir deniyor. Ne dersiniz?
C.6) Peygamberimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “İnsanın kalbi vardır. Kur’an-ı Kerim’in kalbi de Yasin-i şeriftir.
Kim Yasin-i Şerifin tamamını okursa Kur’an-ı Kerim’i 8 kez hatmetmiş ecrini alır”
Bir başka Hadis-i Şerif’te: “Kim bir gecede Allah’ın rızasını isteyerek Yasin-i Şerif okursa Allah o’nu bağışlar”
Diğer bir Hadiste: “Kim zor bir iş anında Yasin-i Şerif okursa Allah (C.C) o işi kolaylaştırır” “Kim Yasin-i Şerif’i bir ihtiyacını önüne alır okursa o ihtiyacı yerine getirilmiş olur”
Yalnız sağlam kaynaklarda 41 Yasin okunacak diye bir kayıt yoktur.
S.7) Hocam; Biz Polonya’da çalışıyoruz. Sizi YouTube’den takip ediyoruz. Burada Hristiyanlar sığır, tavuk kesiyor. Biz bunları yiyebilir miyiz? Açıklar mısınız?
C.7) Bizim fıkıh kitaplarımızda ehli kitabın kestiği yenir denir. Yalnız bunlar keserken kafalarına kurşun sıkıyorlar. Sonra bunların çoğu inançsız ateist Hristiyanlığa falan inanmıyor. Bunlara çok dikkat edin. Bunların kestiklerine güven olmaz. Avrupa’da olduğu gibi Müslümanların kestiklerini arayın bulun ve onları yiyin. Biz Avrupa’da kesim yerlerine gittik inceledik. Güvenilir değil. Helal lokma arayın.
Hanefi Mezhebine göre; hayvanı keserken kasten Besmele çekilmezse o hayvanın eti yenmez haram olur denir. Sehven unutarak Besmele çekilmezse kesildikten sonra o hayvanın üzerine Besmele çekilerek o hayvanın eti yenir helal olur.
Şafii Mezhebine göre; hayvanı keserken Besmele çekmek sünnettir. Keserken Besmele terk edilirse o hayvanın eti yenir, üzerine Besmele çekilir denir.
Tavuk kesimleri çok daha şüpheli, bantta stresten ölüyormuş, buna dikkat edin.
S.8) Hocam; Ben köpek beslemeyi seviyorum. Babam günahtır diye aldırtmıyor. Köpek beslemenin dinen bir sakıncası var mıdır? Açıklar mısınız?
C.8) Bazı durumlarda köpek bulundurmaya cevaz verilmiştir. Çobanlar, avcılar, evi, bahçeyi korumak için veya polislerin beslediği akıllı köpekler için izin verilmiştir.
İbni Ömer (R.A) rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif’te Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Kim ev, bekçi, çoban, polis köpeklerinden başka köpek beslerse her gün yaptığı ibadetten ecir ve sevabından iki kırat kesilir” (Kaynak: Buhari-Müslim)
Cebrail (A.S) bir gün Peygamber (S.A.V)’in yanına gelmekte gecikince Peygamber (S.A.V) Cebrail (A.S)’a:
Ya Cebrail gecikmene sebep nedir? Diye sorunca;
Cebrail (A.S) şöyle dedi:
Biz melekler köpek olan eve girmeyiz dedi.
Lüks köpekleri beslemek, eve, arabaya almak caiz görülmemiş, sevabımızdan her gün 2 kırat eksiliyor. 1 kırat: Uhud Dağının ağırlığı kadardır.
S.9) Hocam; Konya dışından arıyorum. Kur’an-ı Kerim’de Sır geçiyor. Sır ne demektir? Sır deyince ne anlaşılır? Açıklar mısınız?
C.9) Sır: İnsanın içinde olan bir şeyi, saklı tuttuğu duygu ve düşüncelerini başkalarından saklamaya denir. Başkasının duymasını istemediği sözler ve düşüncelerdir.
Mukatil Bin Süleyman şöyle der:
Sır soğuk şiddetli anlamına gelir. Ali İmran Suresinin 117. Ayet-i Kerimesinde Allah
(C.C) şöyle buyurur: “Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendi nefislerine zulmetmektedirler. Bu dünyada kâfirlerin yapmakta oldukları harcamaların hali bir rüzgârın haline benzer ki, onda kavurucu bir soğuk var. Nefislerine zulmeden bir kavmin ekinine düşmüş de onu mahvetmektedir (işte kâfirlerin harcamaları da böyledir. Kendilerine hiçbir fayda vermez)
Fussilet Suresinin 16. Ayet-i Kerimesinde ise: “Bunun üzerine perişanlık azabını dünya hayatında kendilerine tattıralım diye uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr (kasırga) gönderdik. Ahret azabı ise (dünyadakilerden) daha rezil edicidir. Hem de onlar Allah’ın azabından kurtulamayacaklardır” buyurmaktadır.
Sır: Günahta ısrar etmek, onu sürüp devam ettirmek anlamına gelir.
Sır: sayha, ses, bağırtılı çığlık anlamına gelir. Zariyat Suresinin 29. Ayet-i
Kerimesinde Allah (C.C) şöyle buyurur: “Bunun üzerine eşi (Sare) hayretle çığlık atarak geldi. Yüzüne vurdu ve ben kısır bir kocakarıyım. Benim nasıl olur da çocuğum olur dedi”
Sır: Koparma, parçalama anlamına da gelir. Allah (C.C) Taha Suresinin 7. Ayet-i
Kerimesinde şöyle buyurur: “(Duada) Sesi yükseltsen de yükseltmesen de O (Allah)’nun için birdir. O seni işitir. Çünkü şüphesiz O (Allah) gizliyi de (sırrı da) daha gizli olanı da bilir”