S.1) Hocam; Bizde sadaka taşları vardı, zengin parasını atar ihtiyaç sahibi aşağıdan alırdı. Onun için veren el alan elden üstündür emri yerine geliyordu. Şimdi karaborsacılık, sahtekârlık yok satma 1 TL’lik malı 100 TL’ye satmaya çalışan bir ülke haline geldik. Karaborsacılık, ucuza aldığını aşırı fiyata satma caiz midir? Açıklar mısınız?
C.1) Ticaret, ekonomi 4 kısma ayrılır. Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Rızkın onda dokuzu ticarettedir.” Diğer Hadis-i Şerif’te ise: “Doğru tüccar Sıddıklarla beraberdir” buyurarak ticareti teşvik etmiştir. Allah (C.C) Kur’an-ı Kerim’de Bakara Suresinin 275. Ayet-i Kerime’sinde şöyle buyurur: “ Alış veriş helal faiz haramdır”
A) Üretim: Bir memleketin refahı, kalkınması üretime bağlıdır. Üretim helal olmalı, içinde yalan, hile olmamalıdır. Üretim deyince başta milli bir tarımın olması gerekmektedir. Suudi Arabistan çöl olmasına rağmen 27 milyon ton buğday üretiyor, biz ise bu yıl aldığımız bilgilere göre 14 milyon ton buğday üretiyoruz, açığı dışardan ihraç ediyoruz. Her şey bunun gibi bizim özlediğimiz üretim,
1- Milli tarım, hayvancılık, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturalya’da ve Ortadoğu için kesilen hayvanları gördük. Müslümanlara o kesilen etler helal olmaz.
2- Milli katkısız, ebter olmayan tohum
3- Milli ilaç sanayii. İşte bugün buna muhtacız.
B) Mübadele: Üretim ve tüketim arasında köprü vazifesi görür. Bugün üretici emeğini zor alıyor. İhtikârcılar daha çok kazanıyor. İslam buna cevaz vermiyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) Medine’ye hicretten hemen sonra, mescit yapıyor, 52 maddelik Anayasa yapıyor. O güne kadar Yahudilerin elinde olan Pazar yeri; üreticilerden ağır vergi alıyor, halkı sömürüyordu. Peygamber Efendimiz (S.A.V) sömürüye karşı olduğu için serbest piyasa esasına göre yeni Müslümanların elinde olan Pazar yeri kurdu. Zaman zaman pazarı kontrol eden Efendimiz (S.A.V): “Bizi aldatan bizden değildir” buyurarak karaborsacıya gerekli cezayı veriyordu. Bugün günümüzde Hacca Umreye gidiyoruz. Siyonistlerin kurduğu ağla her türlü seyahat vasıtalarından %10 vergi alıyor. İslam âlemi bu oyunu bozmalı, bu sömürüyü kaldırmalıdır. Bu da sünnettir. Medine’de ilk Pazar yerini açtırdı. Bu Müslümanlara örnek olmalıdır.
C) Tedavül: Malın ve paranın yer değişmesidir. Bu gün A.B.D. İslam Âlemini çökertiyor. Paraların değerini de sömürüyor. O ülkeyi aç ve işsiz bırakıyor.
D) Tedarik Tüketim: İslam Tedarikin helal yoldan olmasını şart koşar. Malı tedarik eden tüccar, tüketiciye satarken fahiş fiyatı yasaklar. Karaborsayı haram kılar. Yani arz ve talebe göre talep artınca malın fiyatını fahiş bir şekilde satamaz, satarsa haram olur. Halkın muhtaç olduğu bir zamanda daha fazla kazanmak malını piyasaya sürmeyip stok yapanları Peygamberimiz (S.A.V) Efendimiz lanetlemiştir. Korona virüs dünyayı sardı, memleketimizde de büyük tehdit var. Bu karaborsacı fahiş fiyata mal satanları bu virüsü görmeyecekler mi? Bir garantileri mi var? Büyük bir zat; kısaca Cennet ucuz, Cehennem lüzumsuz değildir der. Bizler; Allah’ı, Peygamberini dinlemeyen adı Müslüman olanları şu bunalımlı günde Allah’a havale ediyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) şöyle buyurur: “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” Bunun bir anlamı da; ‘Elinde parası olduğu halde onu halka açmayan, fakirleri düşünmeyen, fakirlerin sayısını çoğaltan bizden değildir’ demektir. İşte karaborsacıların yaptığı iş haram oğlu haramdır. (Kaynak: Kur’an, Hadisler, Fetevai Hindiyye)
S.2) Hocam; Bize bir soru sordular. Yunus (A.S), İsmail (A.S), Zekeriya (A.S), Yahya (A.S)’a kitap verilmiş midir? Verilmemiş ise nasıl ibadet ettiler. Neden verilmemiştir? Açıklar mısınız?
C.2) Vahiy 2 kısımdır.
A) Vahyi Metluv: Kur’an-ı Kerim, İncil, Tevrat vahyi metluvdur. Yani Cebrail (A.S) (Not)
Tevrat’ın, Zebur’un ve İncil’in Peygamberlere getirmiş, bildirmiştir.
B) Vahyi Gayri Metluv: Peygamberlerin kavli, fiili, takriri sünnetleri vahyi gayri metluvdur.
Bununla ilgili Kur’an-ı Kerim’de Haşr Suresinin 7. Ayet-i Kerime’sinde şöyle buyurulur:
“Peygamber size neyi getirmişse artık onu alın, sizi neden men etmişse artık ondan da
Kaçının ve Allah'tan korkun.” İşte bu Vahyi Metluv bir emirdir. Kitap verilmeyen
Peygamberlere vahyi Metluv verilmemiş vahyi gayri Metluv olmuştur. Yani yaşadığı duruma
göre emir yasak ve tavsiyeler yapmıştır.
Diğer yönden kitap verilmeyen peygamberler bir önceki peygamberin şeriatı ile amel
etmişlerdir. Kur’an-ı Kerim’de 25 peygamberin ismi geçer. İslam âlimleri ve itikat mezhepleri
Üzeyir, Lokman ve Zülkarneyn ’in peygamber olup olmadıkları hususunda itilaf etmişlerdir.
Kimileri peygamber, kimileri de velidir demişlerdir. 124 bin peygamber gelmiştir diye rivayet
olunur. 100 sahife ve 4 kitap peygamberlere verilmiştir.
Sahife verilen Peygamberler:
1- 10 Sahife Hz. Âdem (A.S)’a
2- 30 Sahife Hz. İdris (A.S)’a
3- 50 Sahife Hz. Şit (A.S)’a
4- 10 Sahife Hz. İbrahim (A.S)’a
Büyük Kitap verilen Peygamberler:
1- Tevrat Hz. Musa (A.S)’a
2- Zebur Hz. Davud (A.S)’a
3- İncil Hz. İsa (A.S)’a
4- Kur’an-ı Kerim Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V)’e indirilmiştir.
NOT: Kur’an-ı Kerim diğer kitapların hepsini içine almıştır. Diğer kitaplar mensuhturlar. Mensuh: Hükmü yürürlükten (genel veya kısmî olarak) kaldırılmış olan dini kurallardır.
Ali Galip DOĞAN/İrşad Dayanışma Vakfı Başkanı
Fi emanillah maas Selame
Dua ve Selamlar. 15.04.2020
İletişim-Tel: 0 (332) 3524213 veya 0 (505) 772 15 93-94
Posta:aligalip-dogan@hotmail.com
Facebook: Ali Galip Doğan