Konya'da serbest avukatlık yapan eski asliye ceza hakimi Habip Kılınç, kendisine baskı kurarak meslekten istifasına neden olan FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur ve Gültekin Avcı'nın davasına müdahil olmak istiyor.
Kılınç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1992'de mesleğe başladığını ve çeşitli illerde 12 yıl asliye ceza hakimliği görevinde bulunduğunu aktardı.
Tunceli'de görev yaptıktan sonra tayininin Konya'ya çıktığını anlatan Kılınç, Karapınar ilçesinde kıdemli asli ceza hakimi olarak göreve başladığını ifade etti.
Kılınç, yeni görev yerinde ilk mesaisinde aynı zamanda meslek eğitim merkezinden de tanıdığı dönemin Adalet Bakanlığı Personel Daire Başkanlığındaki İbrahim Okur'un kendisini aradığını belirterek, "Karapınar'daki mahalli seçimi bir yakını az oyla kaybetmiş. 'Bunu bir inceleseniz de seçimi iptal etseniz' dedi. Ben de ona, 'Bu tarzda bir daha ararsanız yasal haklarımı kullanacağım' dedim. Sonra çevirmeye başladı, 'Böyle demek istemedim haksızlık olmuş' dedi. Ben de, 'Haksız olduğunu iddia eden kişi başvursun. Sizin devreye girmenizi garipsedim' dedim. Bu söylediklerim ağrına gitti. Çok da kinci bir vasfı var." diye konuştu.
Kılınç, Karapınar'da 1997'de meydana gelen ve 49 kişinin yanarak ölümüyle sonuçlanan trafik kazası davasına da baktığını anımsattı. Bu davalarda FETÖ soruşturmasından dolayı yakalanan eski savcı Gültekin Avcı'nın görev yaptığını dile getiren Kılınç, Avcı'nın İbrahim Okur ile yaşadıkları problemi çözmek istediğini, bunu kabul etmediğini vurguladı.
Avcı'ya, İbrahim Okur'un cemaate mensup olduğuna yönelik duyumlar aldığını, kendisi ile bir araya gelmek istemediğini söylediğini anlatan Kılınç, Okur'un bunun üzerine aleyhinde propagandalara başlandığını, o günlerde müfettişlerin kendisinden bazı iddialara ilişkin savunma istediğini ifade etti.
- "İnsanın onur ve haysiyetini zedeleyecek iftiralara maruz kaldım"
Kılınç, FETÖ yapılanmasının kendilerine engel olanlara yönelik kumpas kurduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu işlerin arkasında İbrahim Okur ve Gültekin Avcı var. Hepsi tam tezgahçı. İstediklerini bana yaptıramıyorlar. Beni orada kangren olarak görüyorlardı. Karapınar'daki kaza davasıyla ilgili verdiğim kararı soruşturmaya başladılar. Evraklar gelip gitmeye başladı. Çeşitli şikayetler, mektuplar, soruşturmalar... Artık dayanacak halim kalmamıştı. Küçük, büyük yıldırmak için türlü baskılarla karşılaştım. Hakimlikten nefret edecek dereceye gelmiştim, bunalttılar. FETÖ ve İbrahim Okur'un organizesinde oldu bu işler. İki de bir ifade ver, müfettişe savunma ver... İnsanın onur ve haysiyetini zedeleyecek iftiralara maruz kaldım. Daha fazla dayanamadım ve yargılandığım davadan beraat ettikten sonra meslekten istifa ettim. Sonrasında serbest avukatlığa başladım."
Yaşadığı haksızlık ve FETÖ yapılanmasını HSYK ile ilgili mercilere şikayet ettiğini aktaran Kılınç, başvurularından sonuç alamadığını bildirdi.
- "İbrahim Okur bütün hakim ve savcıların özlük dosyalarını bire bir bilen kişidir"
Kılınç, Okur ve Avcı'nın FETÖ soruşturması kapsamında tutuklandığını anımsatarak, şunları söyledi:
"Allah'ın adaleti büyük. Şikayet haklarımı kullandım. Ankara, İstanbul'daki savcılığa müracaat ettim. Sonuna kadar uğraşacağım. Bunların davalarının takipçisi olacağım. Çünkü çok canlar yaktılar. Suçsuz yere ceza alanlar oldu. İftira atamadıklarına, 'Görevi kötüye kullanma' diyerek baskı kurdular. Yargıyı bu hale getirenler hesabını vermelidir. Bunun hesabını sormazsak faturası çocuklarıma ve devletimize çıkacak. Acizane üzerime düşen bir görev olduğunu düşünerek davalara katılmak istiyorum. İbrahim Okur bütün hakim ve savcıların özlük dosyalarını bire bir bilen kişidir. Hakim ve savcıların hangi çorabı giyer, özel hayatlarına kadar her şeyi bilen kişidir. FETÖ'ye hakim ve savcıların bilgilerini aktaran kişi İbrahim Okur'dur, bu açık ve nettir. Davalarda bunu söyleyeceğim ve sonuna kadar da mücadele edeceğim. Okur, hakim ve savcıları fişleyerek FETÖ tarafından kullanılmasını sağlayan kişidir. Tespitlerim ve çevreden edindiğim bilgiler var. Kendisi de FETÖ mensubudur. FETÖ'nün talimatıyla HSYK'da bazı önemli davalara belirli kişileri atadığını biliyorum, duyuyorum."