Federasyon Başkanı Sözen: Çözüm Süreci Korucu İnfaz Sürecine Dönüştü

Korucu Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, çözüm sürecinin korucu infaz sürecine dönüştüğünü söyledi.Terör örgütü PKK tarafından şehit edilen geçici köy korucusu Nihat Çaprak'ın ailesine taziye ziyaretinde bulunmak üzere Bitlis'e...

Korucu Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, çözüm sürecinin korucu infaz sürecine dönüştüğünü söyledi.

Terör örgütü PKK tarafından şehit edilen geçici köy korucusu Nihat Çaprak'ın ailesine taziye ziyaretinde bulunmak üzere Bitlis'e gelen Korucu Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Bitlis Korucular Derneği'nde basın açıklaması yaptı. Sözen, çözüm süreci başladığı günden bu yana korucu camiası olarak ülkenin lehine olabilecek her türlü çalışmaya saygı duyduklarını, bu çalışmaların yanında, arkasında olduklarını ve bunu her fırsatta dile getirdiklerini anımsattı. Bu söylemlerine rağmen çözüm sürecinin gelindiği noktada tek taraflı işlediğini ve çözüm sürecinin korucuların hunharca infaz edilme sürecine dönüştüğünü ifade eden Sözen, şöyle konuştu: "Biz bu konuda rahatsızlığımız belirtmek istiyoruz. Çözüm süreci varsa, bütün herkes için vardır. Korucularımız için de vardır. Burada birileri çözüm süreci bahanesiyle dış ülkemizle alakalı olmayan durumlar bahanesiyle ülkemizi içten karıştırarak korucularımız ve askerlerimizi şehit ederek, bir yere varamayacaklarını bir kez daha anlamalarını düşünüyorum. Çünkü bu ülkede PKK'nın siyasi uzantısı konumunda olan parti, Türkiye'de yasal siyaset yapma fırsatı ve hükümetle birebir görüşme fırsatı bulmasına rağmen, bugün hala şiddetten, kandan, gözyaşından besleniyor olması, kabul edilemez bir gerçektir. Siyaset mecrasında siyasetinizi yapın. Ama PKK terör örgütüyle bağlantılı olmak, onları desteklemek, korucuların şehit edilmesinde, şehir yapılanmasıyla öncülük etmeniz kabul edilir bir şey değildir."

"ÇÖZÜM SÜRECİ VARSA, ÇİFT TARAFLI YÜRÜTÜLMELİDİR"

Son günlerde bölgede yaşanan iç karışıklıklardan dolayı, ülke halkına, canına, malına verilen zararların 5 milyon dolarlar civarında olduğunu anlatan Sözen, çözüm sürecinin var olması durumunda çift taraflı yürütülmesi gerektiğini belirtti.

Sözen, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu zararın, zararı yapan kişilerden tazmin yoluna gidilmesini biz köy korucuları olarak devlet büyüklerimizden talep ediyoruz. Yapanın yanına kar kaldığı bir ülkede, biz daha çok köy korucumuzu daha çok vatandaşımızı teröre kurban vermeyle karşı karşıya kalacağız. Bir vatandaş, halkın canına, malına, ırzına, namusuna kast ediyorsa, bunun cezası en süratli bir şekilde en sert caydırıcı tedbirlerle verilmelidir. Ama geldiğimiz noktada yapanın yanına kar kaldığı için herkes devlete baş kaldırmaktadır. Çözüm süreci varsa, çift taraflı yürümelidir. Biz çözüm sürecinin yanında, arkasında olduk. Ama bunun devlete başkaldırma, devlete isyan etme, halkın malına, devletin malına zarar verme sürecine dönüşmesine de asla kabul etmiyoruz. Bugün çözüm süreci adı altında ambulanslarda taşınan hastalara bile müdahale edilmektedir. Savaş ortamlarında da ambulanslara müdahale edilmediği halde, bu insanlıktan nasibini almamış caniler ve ben bunların dış güçlerin bizi karıştırmak için kullandığı piyonlar, maşalar olarak nitelendiriyorum. Bunlar çözüm süreci bahanesiyle devletimize kafa tutmaktadırlar. Devletimize kafa tutma cüretinde bulunuyorlar. Biz bunları kabul etmiyoruz."

"DEVLET KENDİSİNE KAFA TUTANLARA ACİZİYET GÖSTERMEMELİDİR"

Ülkede hiçbir vatandaşın burnunun dahi kanamasını istemediklerini vurgulayan Sözen, devletin kendisine kafa tutanlar karşısında acziyet göstermemesi gerektiğini savundu. Van, Hakkari, Muş ve Bitlis'te vatandaşlarla yaptıkları görüşmelerde vatandaşın devlete olan güveninin azaldığını gördüklerini söyleyen Sözen, şunları kaydetti: "Çünkü vatandaşımız 'devletin emniyet müdürüne çarşı ortasında suikast düzenleniyor ve elini kolunu sallayarak kaçıyorsa, ilçe merkezlerinde askerimize kurşun sıkma gafletinde bulabiliyorlarsa ve failleri yakalanmıyorsa burada bir sorun vardır' diyor. Burada vatandaşımızın devlete olan güveni sarsılmıştır. Devlet bu anlamda politikalarını yeniden gözden geçirmeli caydırıcı sert insan hakları odaklı yeni tedbirler almalıdır. Çözüm süreci bar tafta devletin ve vatandaşımızın can ve mal güvenliği bir tarafta olacak. Bunları bir biriden ayırt etmediğimiz sürece biz daha çok şehit vermeye mahkum olacağız. Korucularımız şuan savunmasız ve silahsız bir şekilde çarşı ortasında şehit ediliyorlar. Bundan dolayı biz devletimizin askerimizin ve polisimizin yetkilerini arttıracak güvenlik paketinde korucularımızın bu bölgenin asli unsuru olan korucuların durumunu tekrardan gözden geçilmesini talep ediyoruz."

"30 YILLIK GEÇİCİLİK OLMAZ. 30 YILDIR BU SİSTEM VAR"

Koruculuk sisteminin 30 yıldır var olduğunu ve geçici olarak uygulandığını ifade eden Sözen, "Bu sistem bugün itibariyle devletimize yaramıyorsa, açık ve net bir şekilde söylüyoruz. Biz artık çocuklarımıza silah yerine kalem kitap defter bilgisayar tablet hediye etmek istiyoruz." dedi.

Soğuk demir parçası silahlarla artık baş başa kalmak istemediklerini belirten Sözen, şunları ifade etti: "Bugün korucularımızın almış olduğu 950 liralık maaşla kendi çocuklarını okutamadığını terörün en çok suistimal ettiği cahiller, işsizler kervanına çocuklarımızı kendi elimizle dahil ediyoruz. Onun için devletimiz çocukların özlük haklarıyla ilgili yasal düzenlemeler yapmasını bekliyoruz. Eğer bu camia devlete küserse Allah korusun yarın öbürgün çözüm sürecinin başarısızlıkla sonuçlanması halinde devletimiz yanında yepyeni insanlar bulmayabilir. Son zamanlarda PKK terör örgütü tarafından bu ülkenin siyasi bir partisi olan HÜDA-PAR'ın siyasi mensuplarına karşı sokak ortasında kalleşçe bir şekilde şehit ettiklerini görüyoruz. Biz bunu da kınıyoruz. Burada BDP ve hükümetin temsil eden partiler hepsi bu ülkenin siyasi partileridir. Kendilerine siyasi mecrada siyaset yapmaları sağlanmıştır. Böyle olması gerekiyor."

"PYD'YE YARDIMI KABUL ETMİYORUZ"

Şanlıurfa üzerinden PYD'ye yardım götürülüyor olmasını kabul etmediklerini kaydeden Sözen, "Geçmişte ülkeye kurşun sıkan Kuzey Irak'ta PKK ise, Türkiye'nin Güney'inde de PYD'dir."

Bugün devlet olarak kendilerine kurşun sıkanlara yardım ediliyor olmasını asla kabul etmediklerini ifade eden Sözen, konuşmasını şöyle tamamladı: "Biz sırf ABD tarafından isteniliyor diye, bize sıka kurşun sıkanlara yardım etmesine asla seyirci kalamayız. Ayrıca 30 bin insanımızın katili, bebek katili Abdullah Öcalan'ın cezaevi şartlarının ülkemizde bilinçli bir şekilde tartışmaya açılıyor olmasından bile büyük bir rahatsızlık duyuyoruz. Bu ülkede Abdullah Öcalan'dan daha az suç işleyen insanların cezaevi ortamları ortadayken Abdullah Öcalan'a Türkiye Cumhuriyet Devleti'nin büyük bir adası kendi konforuna sunulurken, hala bunu pişirip pişirip Türk halkının önüne getirmek, Türk halkının duygularıyla alay edilmesidir. Biz bunu asla ve asla kabul etmiyoruz. Abdullah Öcalan bu ülkenin başına bela olmuş en büyük canidir"

CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri