Nereye gidiyoruz yazı serisi
Ülkemizde ekonomik, hukuki, siyasi, sosyal o kadar çok kanun çıkartılıyor ki bir vatandaşın bunları takip etmesi ve gereklerini yerine getirmesi imkânsızdır.
Devlet de elindeki milyonlarca personeliyle kendi vatandaşını zamanında ikaz etmesi gerekirken bunu yapmamakta, böylece vatandaşlar her zaman cezalı duruma düşmekte ve bunu ifa etmeye mecbur kalmaktadır. Bu cezalar genellikle para cezası şeklinde tahakkuk etmekte ve üzerine yüklenmiş faizleriyle vatandaşa bir büyük darbe olmaktadır.
Zira yıllarca idare edenler ve hele son 10 senelik iktidar bizim dış borçlarımızı 500 milyar dolara yükseltmiştir. Her yıl 53 milyar dolar dış borç faizi ödendiği halde borcumuz bitmemekte kötü idarenin sonucu katlayarak büyümektedir.
“IMF’ye borcumuz bitti” demek, bizim IMF dışında borcumuz yok, demek değildir. KİT Kamu İktisadi İşletmeleri, Belediyeler ve özellikle de Özel sektör, dış kredi kullanırken “Devlet garantisi” ile kullanabilirler. Yani devletimiz bu kuruluşların ülke dışında borçlarına kefildir. Adamlar sistemi işte bu şekilde kurmuşlardır ve kendi kendilerine hesap ederlerken, “Bizim Türkiye’den şu kadar asıl ve şu kadar da faiz alacağımız vardır” diye hesap etmektedirler.
SSK Emeklisi Mühendis bir adamın, hem kendine ve hem de ülke milli gelirine katkısı olması için bir iş kurması halinde SSK destekleme fonuna vergi yatırması gerekmektedir. Bir yerde proje imzalıyor, orada bu vergiyi yatırmakta olduğunuz halde bir başka iş daha kurmanız halinde yeni iş yerinde de aynen prim yatırmaya mecbur olmaktasınız.
Tabii bu gerçeği taksitle ödemeniz halinde 12.000 TL peşin ödemeniz halinde ise 7.000 TL olarak ödemek zorunda kalınca öğrenmektesiniz.
İlk iş yerinde yatırmış olduğunuz SSK destekleme fonu makbuzlarını ibraz etmeniz bile sizi bu cezadan kurtarmaya yetmemektedir.
Kardeşim “sen devletsin, bu kadar memurun var. Niçin işe başlarken beni ikaz etmedin” veya “bir kurbandan iki deri çıkarmak da neyin nesi?” diye itiraz etmeniz bile bir işe yaramamaktadır.
MTV FAZLASI İADESİ
Bu yazımda okuyucularıma, MTV (Motorlu Taşıt Vergisi)ni eğer fazla yatırmışsanız veya vergi olarak yatırdığınız miktar size çok gibi görünüyorsa, yatırdığınız fazlalığı geri alma imkânına sahip olduğunuzu belirtmek için kaleme alıyorum.
Benim 1980 model eski bir Mercedes arabam var. Ama şimdiki kâğıt gibi arabalara da değişmem hani.
Bu arabanın 2013 yılı Ocak ayı 1. taksitini 260 TL olarak ödedim. Haziran 2. taksidi ile birlikte 520 TL yapmaktadır. Bu rakam bana hayli fazla göründü.
Bir araştırmaya yapmaya karar verdim. Maliye'de çalışan arkadaşlarıma sordum, araç sigortası yapanlara danıştım ve şöyle bir hüküm bulunduğunu öğrendim.
“Bir aracın vergisi, o aracın Kasko sigortası bedelinin % 5’ini geçemez”
İnternetten google arama motoru ile “gib.gon.tr araç kasko değerleri” adresiyle Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın sitesine girerek aracımın Kasko sigortası değerini öğrendim. Bu işlemi 2013, 12, 11, 10 ve 09 yılları için ayrı ayrı yaptım. 2009 yılı için bir necice bulamadım. Onu da “Türkiye Sigortalar Birliği (Reosirans şirketler)”nin 0.212.325 61 08 numaralı faksına bir faks çekerek istedim. Birkaç gün içinde cevap geldi ve faks notunu 2009 yılı Vergi dairesine yazdığım dilekçenin ekine koydum.
Bu dilekçede mükellefe ait bilgiler, araca ait bilgiler ve bu bilgileri vergi dairesine veren sigorta şirketinize ait bilgiler yer almakta, mükellef (yani siz) ve sigortanızın yetkilisi imzalayarak vergi dairesine vermektesiniz.
Bir başka dilekçe ile de hesaplanacak fazlalığın yarılmasını istediğiniz banka İBAN numarasını bildirmektesiniz.
Dilekçelerinizi kabul eden memur bu işlemin iki ay içerisinde sonuçlanacağını ancak gelecek MTV’nin taksidini indirilmiş rakam üzerinden ödeyeceğiniz belirtilmektedir.
Fakat çok hayret ettiğim bir konu şudur. Nasıl oluyor da koskoca TC devleti, vergi ve özellikle de MTV aldığı vatandaşının vergi bedelini hesap ederken devletin kendisine ait olmayan, tamamen “Irkçı emperyalizmin” kontrolünde olan sigorta şirketlerinin rakamlarını esas almaktadır.
Bu mantığın ve uygulamanın bağımsızlıkla bir alakası var mıdır?