Fatih Altaylı'nın "Böyle ‘Sultan’a böyle ‘Kapıkulu" başlığıyla yayımlanan (24 Ekim 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Cumhuriyet Halk Partisi ile Ahmet Davutoğlu ’nun “aynı stratejik derinlikte” buluşması imkân dahilinde deseler gülerdim.
Buluştular.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Davutoğlu’nun geçen hafta Kuzey Irak ’ta çözüm için önerdiği “özerk Kerkük” söylemine destek vererek “Kerkük’ün mutlaka özel statüde olması gerekir” buyurmuş.
Önce şaşırdım.
Çünkü açıklamanın CHP adına yapıldığını düşündüm.
Sonra açıklamayı yapanın Öztürk Yılmaz olduğunu görünce şaşkınlığım geçti, içimi bir acıma duygusu kapladı.
Öztürk Yılmaz kim hatırlıyor musunuz?
Hani vaktinde boşaltılmadığı için IŞİD tarafından basılan ve uzun süre Türkiye ’nin başına bela olan, bazı IŞİD militanlarının serbest bırakılması karşılığında zor bela kurtardığımız Musul Konsolosluğu çalışanlarımız vardı ya!
İşte Öztürk Yılmaz, o konsolosluğun başındaki “konsolos” idi.
Bu değerli esaretinden ötürü, Büyükelçi Osman Korutürk’ü, Büyükelçi Faruk Loğoğlu’nu milletvekili adayı yapmayan CHP tarafından milletvekili yapılmış, “Yetmez ama evet” dercesine “Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı”na getirilmişti.
Anlaşılan o ki, Davutoğlu’nun izinden gitmek isteyen bir genel başkan yardımcısı var artık CHP’de.
Ne de olsa Davutoğlu’nun ekibindeydi.