Ekonomik sıkıntı altında tek çare olarak görülen, düğün yaparken, ev, eşya, araba alırken sonu düşünülmeden başvurulduğu için insanları sonrasında felakete sürükleyen ve ülkenin en büyük sorunlarının başında gelen “Faiz kâbusu” insan hayatını alt üst etmeye devam ediyor. İslam dininin şiddetle yasakladığı “faiz belası” her geçen gün yaygınlaşıyor. Vatandaş, bilerek veya bilmeyerek bir bir faize bulaşıyor. Faiz kullanımını ise en fazla bankalar ve vatandaşın ekonomik olarak çıkmazda olması körüklüyor. Ev, araba, eşya ve benzeri ürünleri almak için peşin parası olmayan vatandaşlar, tek kurtuluş yolu olarak faizi görüyor. Faize bulaşan vatandaşlar ise deyim yerindeyse “Yağmurdan kaçarken, doluya tutuluyor.” Faiz çektikten sonra aile huzuru, psikolojisi bozulan, yuvaları yıkılan, tefeci eline düşen vatandaşlar ancak o zaman “Allah'a ve Resulüne” karşı savaş açtığının farkına kalıyor. Türkiye'de faiz sisteminin normal bir sistemmiş gibi gözükmesi de vatandaşın duyarlılığını yitirmesine sebebiyet veriyor. Tüm bu kötü şartlara rağmen ilahiyatçılar, hassasiyete olan yazarlar, dernekler ve vakıflar ise vatandaşı “Faize bulaşmamaları” konusunda sürekli uyarıyor.
ZORDA KALANA FAİZSİZ PARA SUNAMIYORUZ!
NEÜ Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Akpınar, Kur'an-ı Kerim'de faizin açık bir şekilde yasaklandığını söyledi. Faizin dünyevi cezasının açıklanmadığını, faiz yiyenlerin kabirlerinden şeytan çarpmışçasına çıkacaklarını belirten Akpınar, “Faiz alıp vermekten vazgeçmeyenlerin de Allah ve resulüne savaş açtığı söylenmiştir. Faiz, ekonomik hayat ile ilgili bir yasaktır. Emek kazanmadan para kazanmanın adıdır. İslam, faizi yasaklamıştır. İslam, bir sistemin adıdır. Bir sistem, bütün parçalarıyla birlikte iyi çalışır. Yoksa hedefe ulaşamazsınız. Faiz yasağı, bu sistemin parçalarından biridir. Faiz yasağının uygulanmasında Müslümanlar bugün zorlukla karşılaşıyor. Bizlere düşen görevler var. Hangi şartta olunursa olunsun haramlardan kaçmak gerekir. 'Herkes alıyor, ben de faiz alsam ne olur' dememek gerekir. Olabildiğince faizden kaçmamız gerekir. Çünkü bu sistemin içinde faiz çarkı dönüyorsa, bankalarda bu işlemler açık bir şekilde yapılıyorsa etkilenmemek mümkün olmuyor. Faiz yasağı, Medine'de peygamberimize gelen son yasaklardan birisidir. Bazı değerler yitirildi. 'Faizsiz ödünç vermek' hassasiyetinden uzaklaşıldı. Zorda kalan borçluya faizsiz para uygulamasını sunabiliyor musunuz? Denize düşüp, yılana sarılıyorlar bu insanlar. Faizden kurtulmak mümkündür. Faizsiz bir sistemle yaşanabileceğini buyurur bize Allah” dedi.
FAİZ EKONOMİYİ DE ALT ÜST EDER!
İlahiyatçı Prof. Dr. Orhan Çeker ise faizin en büyük günahlardan biri oldu. İslam dininde faiz alıp vermenin Allah'a savaş açmak olarak ifade edildiğini belirten Çeker, bir an evvel faizsiz bir ortama geçilmesi gerektiğini söyledi. İlahiyatçı Çeker, “Uzmanlar oturur bunun nasıl olacağına karar verir. Faiz, ekonomiyi de alt üst eden belalardan birisi. Bugün ülkemizde yaşanan ekonomik problemlerden birinin nedeni de budur. Daha birçok sebebi vardır” şeklinde konuştu.
FAİZ, SÖMÜRÜ DÜZENİ DEMEKTİR
İlahiyatçı Abdurrahman Korkmaz da şunları dile getirdi: “Faizle meşgul olanlar, Allah ve resulüne harp ilan etmiştir. Allah'a harp ilan eden kimse de yenilir. Faize bulaşanların iki yakası bir araya gelmez. Faizle sadece hormonlu bir büyüme olur ve sonrasında bu büyüme büyük bir kansere dönüşür. Yara her yeri kaplar. Faiz demek, sömürü düzeni demektir. Faizsiz bir yaşam ve ekonomi mümkün. İslam, faizsiz bir hayat için gelmiştir. Yeter ki Müslümanlar çalışsın ve proje üretsinler. İktisatçılar ve hukukçular bir araya gelsinler. Faizsiz sistem üzerine kafa yorulsun. Bugün ekonomide yaşanan olumsuzlukta faiz sisteminin payı çok fazla.”
EMRE ÖZGÜL