Geçtiğimiz gün Konya'da F-4 tipi askeri uçağın düşmesi ile birlikte gözler uçakların kullanım yılına çevrildi. F-4 tipi uçaklar 974 yılında ilk kez Amerika'dan satın alınmasıyla Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girdi. Amerika'nın Vietnam Savaşı'nda kullandığı F-4 tipi uçağı, Türkiye ilk kez Kıbrıs Barış Harekatı'nda kullandı. Yetkililer uçakların 30 yıl daha ömrünün olduğunu söylese de, uzmanlar uçaklarda 'Metal Yorulması' yaşandığını söylüyor. Amerika, İngiltere, İsrail ve Almanya envanterinden çıkarttığı F-4 tipi uçak Türkiye tarafından 40 yıldır kullanılıyor. F-4 uçağının, Malatya ve son olarak Konya'da düşmesi sonucunda, kamuoyu uçağın envanterden kaldırılmasını istiyor. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da Türk halkının F-4'lere güvenin kalmadığını belirterek, bu uçakların eğitim dışına alınması gerektiğini söyledi. Eski Isparta 58. Tümen Kurmay Başkanı ile 20 ve 21. dönem milletvekili Hüseyin Arı, şehit olan pilotlarda eğitim eksikliğinin olmasının imkansız olduğunu söyledi. Arı, "Birinin 25, diğerinin 28 kez aynı uçak ile tatbikata katılması, bizlere 'eğitimsiz pilotlar' tezini çürüttüğünü söylüyor" diye konuştu.
DİĞER ÜLKELERE EĞİTİM VERİYORUZ
Türkiye'nin özellikle havacılık eğitimi alanında önemli gelişmeler kaydettiğini belirten Arı, "Eğitim konusunda bir eksikliğin yaşanması bu şartlar altında mümkün görünmüyor. Türkiye şu anda Afganistan ve Pakistan başta olmak üzere bir çok ülkeye havacılık eğitimi veriyor. Pilotlar eğitimsizdi, demek yanlış olur. Uçağın yapısından kaynaklanan bir sıkıntı var ortada. Diğer askeri uçaklara göre F-4 tipi uçaklarda iki kat kazanın yaşanmasına bir tesadüf olarak bakmamız mümkün değil. İki hafta içerisinde aynı uçak, 6 pilotumuzun canını aldı. Benim uzmanlık alanım tankçılık. Ancak asker olan herkes bilir ki, hava desteği olmadan karada başarı sağlayamazsınız. O yüzden Türkiye son yıllarda özellikle eğitim ve tatbikatlara büyük önem verdi. Havacılıkta önemli adımlar attık. Fakat envanterimizi yenilememiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
FIRLATMA KOLTUĞU ÇALIŞMADI
Şehit pilotun birisinin uçağın enkazından yaklaşık 100 metre uzaklıkta bir yere düşmesini fırlatma koltuğunun çalışmamasından kaynaklandığını kaydeden Arı, "İki pilot da neredeyse aynı yerde oturuyorlar. Yani birisinin uçağın enkazından 100 metre ileride bulunması bizlere ortada bir tersliğin olduğunu söylüyor. Benim şahsi uzman yorumum, uçağın fırlatma koltuğunun çalışmadığı veya geç çalıştığı yönündedir. Zamanında son teknoloji bir ürün olsa bile, metal yorulması denen bir olay var. Yetkililer elbette ki fırlatma koltuğunun pilot tarafından kullanılmadığını söyleyecektir. Fakat olaya objektif bakan birisi o pilotun fırlatma koltuğunu çalıştırdığını söyleyecektir. Yetkililer bu yüzden, olaya istedikleri gibi yön vermek adına enkaz yakınından çekim yaptırmazlar" şeklinde konuştu.
DİĞER ÜLKELER KULLANMIYOR
F-4 Phantom olarak bilinen askeri uçağın diğer ülkelerde kullanımına değinen Arı, şöyle konuştu: "F-4 Phantom askeri uçağını Avustralya, Almanya, İsrail, İran, İngiltere, Japonya, İspanya, Güney Kore, Türkiye ve Yunanistan hava kuvvetlerinde görev yaptı. Ancak bugün halen Japonya, İran, Güney Kore ve Yunanistan tarafından kullanılmakta. Amerika da bir süre önce kullanımına son verdi. Üreten zaten Amerika. Yani üreten bile kendi uçağını kullanmıyor. Biz neden kullanıyoruz? Bunun başka bir alternatifi yok mu? Yetkililer neden metal yorgunluğu denilen hadiseyi göz önünde bulundurmuyor? Davutoğlu açıklama yaptı, envanterden kaldırabiliriz diye. Mutlaka ölümlü bir kazanın mı yaşanması lazım bunları düşünmeniz için?"
KONYA'DA DA TEHLİKE VAR
Tedbirlerin kazalardan önce alınması gerektiğini vurgulayan Arı, Konya'daki bir cephanelikten örnek vererek, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: "Bu tür uçak kazalarını daha önce de yaşadık. Uçak kazalarının dışında cephaneliklerde patlamalar oldu. En son Afyon'da cephanelik patladı, 25 can gitti. Konya'da da Akyokuş ile Sille arasında böyle riskli bir cephanelik bulunmakta. Kıbrıs ve 2. ordunun mermileri Konya'daki bu cephanelikten sağlanıyor. Cephanelikte daha önce de incelemelerde bulundum ve yerinin değiştirilmesi ile ilgili Milli Savunma Bakanlığı'na rapor sundum. Kabul görülmedi. Cephanelikte 50 kilometreye kadar giden tank mermileri bulunmakta. Bu cephanelikte yaşanan herhangi bir kaza şehir merkezini mahveder. Cephanelik buraya 80 yıl önce geldi. 80 yıl önce Konya'da yerleşim alanı bu kadar büyük değildi. Şimdi cephaneliğe en yakın yerleşim alanı 400 metre. Tank mermilerinin etki alanının 50 kilometre olduğunu düşünürsek, cephanelikte büyük bir riskin olduğunu söylemek mümkün."
BERKHAN PARLAK merhabahaber.com