Eyyup Peygamber Sabrı ( Çocuklarla )

Nevzat Laleli
Sevgili kardeşlerim,
Biz Müslüman insanlarız. Amentü diye başlayan sözlerimiz içerisinde Peygamberlere de inanmak mecburiyetimiz de (zorunluluğumuz) var. Yoksa iman etmiş olmayız.
Son Peygamber Hazret Muhammed’e inandığımız gibi, bu gün kıssasını (hikâyesini) anlatmaya çalışacağım Eyyup Peygambere ve diğerlerine de inanmalıyız.
Kur’an-ı Kerimde isimleri sayılan 28 Peygamber vardır. Peygamberlerin gerçek sayısını ise sadece Allah bilir.
Ancak bütün işlerimizi, son Peygamber Hazreti Muhammed’in yaptıklarına bakarak düzenleriz. “Onun yapın dediklerini yapar, yapmayın dediklerini yapmayız”
Diğer Peygamber gibi Eyyup Peygamber de Müslüman’dı. İnsanların tek Allah’ın varlığa inanmalarına ve onun emirlerine uymalarını istemekteydi.
Eyyup (a.s- Aleyhisselam) Suriye ve Ürdün arasında bir bölgede oturmaktaydı. Ama kendisinin 13 erkek evladı (çocuğu), binlerce koyunu, inekleri, bunların bakıcıları ve onların aileleri gibi çok büyük bir canlı topluluğunu yanında barındırmaktaydı. Yani çok varlıklı ve zengin bir insandı.
Bu varlığını yoksullar, fakirler, dul ve yetimlere bol bol dağıtır, oradan gelip geçen bütün insanları misafir (konuk) olarak ağırlar, onlara yedirir, içirirdi.
ZORLULARA KARŞI SABIR
Sevgili kardeşlerim,
Allah, insanları acılar, zorluklarla imtihan (sınav) eder. Çünkü insanlara bütün iyilik ve kolaylıkları Allah verdiği gibi acı ve zorlukları da yine o verir. Yeter ki insan bu zorlukları Allah’ın kendine verdiğini bilsin ve o zorluklar karşısında yılmasın, o zorluğa dirensin, yani sabretsin. İşte Allah, insanın bu inanış ve davranışına büyük ödüller vermekte ve onu “altından ırmaklar akan cennetlerine sokmaktadır”
Peygamberler ise Allah’ın seçkin kulları olup onların karşılaştıkları zorluklar bizden kat kat daha fazla olmaktadır.
Bir gün gelir ve Eyyup (a.s) ın bütün serveti (mal varlığı) yok olur. Evi yıkılır, içinde bulunan eşi ve oğulları ölürler.
Bir gün de gelir kendisi dayanılmaz acılarla hastalanır. Yalnız başına yemek yiyemez, tuvaletini yapamaz, başka insanların yardımına muhtaç olur. Hastalıktan dolayı bir kötü koku yaymaya başlar, köylüler onu köyün dışına atar. Yanında sadece eşi vardır ve bir gelir eşi de onu terk eder.
Fakat o bu belaları (zorlukları) sabırla karşılar ve Allah’a hamd (şükür) etmeye devem eder ve der ki; “Onlar zaten Allah’a aitti. Bize emanet olarak vermişti. O, onları ister biz de bırakır isterse geri alır. Ben annemden çıplak olarak doğdum. Ölünce çıplak olara toprağa gömüleceğim. Çıplak olarak da mahşerde (ölümden sonra dirilecek olacak olan insanların toplanacağı meydan) haşr olacağım (hesap vereceğim)”
ZORLUKTAN SONRA GELEN FERAHLIK
“Her zorluktan sonra bir ferahlık vardır” sözü Eyyup Peygamber için de geçerli oldu ve bir Allah kendisine; “Ey… Eyyup… Dualarını ve şükürlerini kabul ettim. Senden aldıklarım fazlasını sana geri vereceğim” buyurdu ve ona; “Ayağınla yere vur. Yerden senin için içilecek ve yıkanılacak bir soğuk su çıkaracağım” dedi.
Eyup (a.s) o sudan yıkandı. Vücudunun dışında ki hastalıklar iyileşti. O sudan içti, içinde ki hastalıklar geçti. Allah ona güzel elbiseler verdi, eskisinden daha güzel ve yakışıklı bir insan oldu.
Hanımı, Eyyup (a.s) yalnız bırakmış olmaktan dolayın pişman olmuştu ve “Eğer kocam açlıktan öldüyse veya bir yırtıcı hayvan parçalamışsa ben kendimi affetmeyeceğim” dedi ve kocasının yanına gitti.
Bir de ne görsün… Karşısında genç ve yakışıklı bir insan duruyor. Önce onun Eyyup (a.s) olduğuna inanamadı. Biraz konuşunca onun kocası olduğunu anladı ve kendisinden özür diledi. Ancak eşi Eyyup Peygamberi terk edince o eşinin kendisini terk etmesinden dolayı yemin etmiş ve kendisine yüz sopa vuracağını söylemişti. Allah, o yemin hakkında da kendilerine kolaylık gösterdi ve Kur’an-ı Kerim Sad suresi 44. ayette; “Eline bir demet buğday sapı al ve onunla ona vur. Böylece yeminin yerine getir” buyurdu.
Eyyup Peygamber bu güzellikler içinde doksan yıl daha yaşadığı rivayet edilmektedir (söylenmektedir)
Sevgili kardeşlerim,
Hepimize bir takım değişik zorluklar, acılar ve üzüntüler gelebilir. Bilmeliyiz ki bize bu zorlukları gönderen Allah’tır. Onun gönderdiği bu zorluklara karşı sabretmeliyiz ve zorluğun kaldırılmasını sadece O’ndan istemeliyiz.
Zorluklar karşısında o zorluğa yenilmek, intihar etmek (kendini öldürmek) veya bu zorlukları kendine verdiği için Allah’a bühtan etmek (sitem etmek) bizde yoktur.
Bu konuda en güzel örnek Eyyup Peygamberin davranışıdır.
Birbirimize duamız; “Allah sana, Eyyup Peygamber sabrı versin…” olmalıdır. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.