Ey Oğul!
Kur'an'dan dua örneklerini bilirsin. Orada pek çok hususta mevcuttur. Peygamberlerin ve salihlerin o güzel dualarını sen de yapmayı unutma! Onlar ne güzeldir ki Allah (c.c.) bize öğretmiştir. İşte sana onlardan bazı örnekler:
"Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, katından bize rahmet bağışla; şüphesiz Sen sonsuz bağışta bulunansın." (3 Âl-i İmran 8)
"Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kâfirlere karşı bize yardım et." (2 Bakara 286)
"Rabbimiz! Bize dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver, bizi ateşin azabından koru" diyenler vardır." (2 Bakara 201)
"De ki: "Rabbim! Bağışla, merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın." (23 Mü'minûn 118)
"Onlar: "Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak nesiller ihsan et ve bizi, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder yap" derler." (25 Furkan 74)
"Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur." (14 İbrahim 40)
"Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiştir. Bize ibadet yollarımızı göster, tevbemizi kabul buyur, çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak Sensin". (2 Bakara 128)
Ey Oğul!
Bu konuda "en güzel örneğimiz" Efendimiz (s.a.v.)'in dualarını da unutmayasın. O ne güzel kuldu ve ne de güzel kulluk yapmıştı Rabbine, O'na dualar etmişti.
Ey Oğul!
Anne-baba duasını almaya bak. "Cennet onların ayakları altındadır." Ellerini öp, hizmetlerini gör. Onları incitme, onlara "öf bile deme". Onlara sabret. Çocukluğunda onların sana sabrını ve fedakârlığını daima düşün ve buna uygun davranış sergile. Onlara âyette geçtiği gibi davran ve dua et:
"Rabbin, yalnız Kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik etmeyi buyurmuştur. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olurlarsa, onlara karşı "Öf" bile demeyesin, onları azarlamayasın. İkisine de hep tatlı söz söyleyesin. Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: "Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et!" de." (17 İsra 23-24)
Ey Oğul!
Korkuyla ümit arası yaşa! Ne korkuyu bırak, ne de ümitsiz ol! Allah'ın rahmetinden ümidini kesme ve kulların ümidini de kestirme. Zira O şöyle buyurur:
"De ki: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir." (39 Zümer 53)
Bu durum tevbeye yönelmek için pek güzeldir. Kul, Rabbinin bu haberini duyunca ümitlenir, günahları terk eder ve Allah'a yönelir. Ancak ümidi çok tutup da korkuyu atmak da doğru değildir. Zira Allah korkusu ve hesap duygusu, kişiyi ibadete yöneltir. Tembellikten kurtarır.
Ey Oğul!
Tembel olma. Yoksa başkalarının eline bakarsın. Çocukların da bu ıstırabı çekerler. M. Âkif ne güzel demiş: "Kim bu dünyada kazanmazsa bir ekmek parası / Dostunun yüz karası düşmanının maskarası." Çalış, kazan ama kanaat et. Helal yoldan çalış ve helal kazan. Ama hırsa da girme.
Ey Oğul!
Peygamberimiz (a.s.) dört şey hatırlatırlar bize: "Kıyamet günü kişi şu dört şeyden sorulmadıkça, kulun ayakları bir adım bile atamaz: "Ömrünü nerede harcadığından, ilminden ki (ne öğrenip) onunla nasıl amel ettiğinden, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, vücudunu nerede çürüttüğünden." (Tirmizi, sıfetü'l-kıyâme 1)
Evet, bunları asla unutma ve buna uygun güzel bir hayat yaşa!
Kur'an'dan dua örneklerini bilirsin. Orada pek çok hususta mevcuttur. Peygamberlerin ve salihlerin o güzel dualarını sen de yapmayı unutma! Onlar ne güzeldir ki Allah (c.c.) bize öğretmiştir. İşte sana onlardan bazı örnekler:
"Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, katından bize rahmet bağışla; şüphesiz Sen sonsuz bağışta bulunansın." (3 Âl-i İmran 8)
"Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kâfirlere karşı bize yardım et." (2 Bakara 286)
"Rabbimiz! Bize dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver, bizi ateşin azabından koru" diyenler vardır." (2 Bakara 201)
"De ki: "Rabbim! Bağışla, merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın." (23 Mü'minûn 118)
"Onlar: "Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak nesiller ihsan et ve bizi, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder yap" derler." (25 Furkan 74)
"Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur." (14 İbrahim 40)
"Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir ümmet yetiştir. Bize ibadet yollarımızı göster, tevbemizi kabul buyur, çünkü tevbeleri daima kabul eden, merhametli olan ancak Sensin". (2 Bakara 128)
Ey Oğul!
Bu konuda "en güzel örneğimiz" Efendimiz (s.a.v.)'in dualarını da unutmayasın. O ne güzel kuldu ve ne de güzel kulluk yapmıştı Rabbine, O'na dualar etmişti.
Ey Oğul!
Anne-baba duasını almaya bak. "Cennet onların ayakları altındadır." Ellerini öp, hizmetlerini gör. Onları incitme, onlara "öf bile deme". Onlara sabret. Çocukluğunda onların sana sabrını ve fedakârlığını daima düşün ve buna uygun davranış sergile. Onlara âyette geçtiği gibi davran ve dua et:
"Rabbin, yalnız Kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik etmeyi buyurmuştur. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken ihtiyarlayacak olurlarsa, onlara karşı "Öf" bile demeyesin, onları azarlamayasın. İkisine de hep tatlı söz söyleyesin. Onlara acıyarak alçak gönüllülük kanatlarını ger ve: "Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara merhamet et!" de." (17 İsra 23-24)
Ey Oğul!
Korkuyla ümit arası yaşa! Ne korkuyu bırak, ne de ümitsiz ol! Allah'ın rahmetinden ümidini kesme ve kulların ümidini de kestirme. Zira O şöyle buyurur:
"De ki: "Ey kendilerine kötülük edip aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden umudunuzu kesmeyin. Doğrusu Allah günahların hepsini bağışlar. Çünkü O, bağışlayandır, merhametlidir." (39 Zümer 53)
Bu durum tevbeye yönelmek için pek güzeldir. Kul, Rabbinin bu haberini duyunca ümitlenir, günahları terk eder ve Allah'a yönelir. Ancak ümidi çok tutup da korkuyu atmak da doğru değildir. Zira Allah korkusu ve hesap duygusu, kişiyi ibadete yöneltir. Tembellikten kurtarır.
Ey Oğul!
Tembel olma. Yoksa başkalarının eline bakarsın. Çocukların da bu ıstırabı çekerler. M. Âkif ne güzel demiş: "Kim bu dünyada kazanmazsa bir ekmek parası / Dostunun yüz karası düşmanının maskarası." Çalış, kazan ama kanaat et. Helal yoldan çalış ve helal kazan. Ama hırsa da girme.
Ey Oğul!
Peygamberimiz (a.s.) dört şey hatırlatırlar bize: "Kıyamet günü kişi şu dört şeyden sorulmadıkça, kulun ayakları bir adım bile atamaz: "Ömrünü nerede harcadığından, ilminden ki (ne öğrenip) onunla nasıl amel ettiğinden, malını nereden kazanıp nereye harcadığından, vücudunu nerede çürüttüğünden." (Tirmizi, sıfetü'l-kıyâme 1)
Evet, bunları asla unutma ve buna uygun güzel bir hayat yaşa!