Ey Oğul!
Akrabanla alakanı kesme! O sana gelmezse de sen ona git. Gönüllerini al. Hizmet gerekiyorsa, elinden geleni yap. Böylelikle dualarını al. Sakın küsme. Allah'ın rızası hariç kimseye darılma. Eğer sana karşı hata etmişlerse affet. Sen affet ki affa mazhar olasın. Bil ki, "akrabasıyla bağını kesenler, cennete giremeyecek" buyurmuştur Peygamberimiz (a.s.).
Ey Oğul!
Sakın kin tutma! O bir hastalıktır ki seni yer bitirir. Dost bırakmaz ve düşmanı artırır.
Ey Oğul!
Eşine, çocuklarına, yakınlarına ve dostlarına karşı müşfik ol! Şefkat ne güzel bir rahmet kaynağıdır. Zira onunla gönüllere sağanak sağanak rahmet iner. Bir sevgi seli oluşur. Seni sevmeyenler sever hale gelir. Sen mahlûkata şefkat et ki Allah da sana şefkatli davransın! "Şefkat ve merhamette güneş gibi ol!" demiş Hz. Mevlana. O halde sen de herkesi sar-sarmala. Kollar açıp kucakla…
Ey Oğul!
Bilesin ki Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz torunlarını kucağına alır, onları öperek kucaklardı. O bizlere ne güzel örnekti.
Ey Oğul!
Hayâ ve iffette parmakla gösterilenlerden ol! Zira o; mü'minin süsü, zînetidir. Onsuz mü'min insan içinde düşüktür, değersizdir. Bilesin ki utanmak insanı yükseltir. Hürmet ettirir. Sen de hürmete lâyık olmak istersen iffet ve hayâya rağbet et! Çünkü o "imandandır."
Ey Oğul!
Edeb öyle güzel bir süstür ki, kimde bulunursa onu zengin kılar. O halde sen onunla zînetlen ki kıymet kazanasın. Bil ki edeb sadece kullar yanında takınılmaz. O, yalnızlık ve kalabalıkta yanından ayırmayacağın dostun olmalı. Zira Allah (c.c.) Kendisinden utanılmaya daha layıktır. Her zaman ve mekânda Allah'ın seni gördüğünü düşünerek yaşamaya bak ki Allah senden razı olsun, seni sevsin ve sevdikleri arasında ansın. Bilesin ki bundan başka ne makam ne de mansıp vardır.
Ey Oğul!
Edeb ve hayâ sahibi insanlarla beraber ol. Zira onlarla beraber olmak senin edeb ve hayânı artırır. Ahlakını da güzelleştirir. Sana değer katar. Sözün de değişir, özün de. Bilmez misin "iscinin yanına gidersen is, miscinin yanına gidersen mis" gibi kokarsın.
Ey Oğul!
Riyadan çok sakın! Yaptığın Allah için olsun. Sen Rabbine karşı samimi ol ki, Rabbin sana "kulum" desin. Gösterişten kaçın. Zira o, münafıkların halidir. Bil ki onların ameli boşa gitmiştir. Bunun içindir ki Hz. Ömer'ler bile onlara benzemekten korku duyup ağlamıştır. Bunda nice dersler vardır bizlere.
Ey Oğul!
Doğruluk şiarın olsun! Yalandan uzak dur. Bil ki yalancıları Allah da sevmez, kulları da. Aleyhine olsa da doğruluktan ayrılma! Zira o, kişiyi cennete götürür. Yalan ise cehenneme. Arkadaşların da doğrulardan olsun. Yüce Allah, "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun!" (Tevbe 119) buyurmuştur.
Ey Oğul!
İnsanlara hizmet et ki onların duasını alasın. Bil ki onların duası dünyada, ömrüne, rızkına ve sağlığına bereket olduğu gibi âhirette de, cennet makamlarını kazandırır. Hizmette öncelikli olarak fakir, garip ve zayıfları gözet. Onları sev, onlara yaklaş. Unutma ki sen Allah'ın kullarını seversen, Allah da seni sever. Halkın arasına gir ve onlara yakın ol.
Ey Oğul!
Bütün bunlar "Âlemlere Rahmet olarak gönderilen" Peygamber Efendimiz'in sünnetinde mevcuttur. O ne güzel öğretmiştir ümmetine. O, Kur'an'ın canlı bir timsali olmuştur. Âişe Annemiz; "Onun hayatları Kur'an idi" (Müslim, salâtü'l-misafirîn 139) demiştir. O halde sen O'nun Sünnetini iyi öğren ki İslam'ı öğrenmiş ve hayata geçirmiş olasın. Aynı zamanda onu nesillerine ve etrafına öğretesin. Hele onlar içerisinde unutulmuş olan bir sünnet var da onu ihya edersen "yüz şehit sevabı" alacağını bilesin.
Ey Oğul!
Duadan uzak kalma. Daima duada ol! Namaz da bir duadır ama, lisanında Rabbinden isteyeceğin daima güzel şeyler olsun. O'ndan dile, O'na sığın. "O, ibadetin ta kendisidir" (Tirmizi, duavat 16) Dua olmazsa Allah kuluna değer vermez. (25 Furkan 77)
Ey Oğul!
Dualarında daima Rabbimizden hayırlı bir aile yuvası iste. O yuvada Allah'ın emir ve yasaklarını uygulamak aslî hedefin olsun. Yüce Allah'tan daima hayırlı evlatlar iste. Âlim, fâzıl, hakîm, hafız, salih ve saliha yavrular dile. Onları güllerden daha titiz yetiştir. Rızıkları temiz olsun. Terbiyeleri Efendimiz'in ve büyüklerimizin tavsiyelerine uygun olsun. Onlar bir ağacın meyvesi gibidirler ki, asla kurt düşürülmemeli. O meyvelerden istifade etmek için üzerlerine Allah için titremeli. Onlara ilk defa Allah'ın ve Rasûl'ünün adı öğretilmeli.
Ey Oğul!
Zaman zaman eşin ve çocuklarınla evinde cemaat ol. Manevi lezzet ve huzuru onlar da tatsınlar. Bu güzel vazifeyi böylelikle öğrenmiş olsunlar. Müslüman bir aile yuvasının güzelliğini kavrasınlar. Çocukları yetiştirirken korkuyla değil, sevgiyle yetiştirilmeli. Onlara candan davranılmalı. Bazen bir arkadaş, bazen bir kardeş, bazen de baba gibi olmalı. Onlarla dertleşmeli, gönülleri alınmalı. Meşru istekleri İslamî düsturlar içerisinde yerine getirilmeli. Buna imkân yoksa anlayacağı şekilde anlatılarak ikna edilmeli. Unutulmamalıdır ki Allah Rasûlü (s.a.v.)'in ahlakı bu idi. Rabbimiz hepimizi O'nun ahlâkıyla ahlâklandırsın. (Âmin!)
Akrabanla alakanı kesme! O sana gelmezse de sen ona git. Gönüllerini al. Hizmet gerekiyorsa, elinden geleni yap. Böylelikle dualarını al. Sakın küsme. Allah'ın rızası hariç kimseye darılma. Eğer sana karşı hata etmişlerse affet. Sen affet ki affa mazhar olasın. Bil ki, "akrabasıyla bağını kesenler, cennete giremeyecek" buyurmuştur Peygamberimiz (a.s.).
Ey Oğul!
Sakın kin tutma! O bir hastalıktır ki seni yer bitirir. Dost bırakmaz ve düşmanı artırır.
Ey Oğul!
Eşine, çocuklarına, yakınlarına ve dostlarına karşı müşfik ol! Şefkat ne güzel bir rahmet kaynağıdır. Zira onunla gönüllere sağanak sağanak rahmet iner. Bir sevgi seli oluşur. Seni sevmeyenler sever hale gelir. Sen mahlûkata şefkat et ki Allah da sana şefkatli davransın! "Şefkat ve merhamette güneş gibi ol!" demiş Hz. Mevlana. O halde sen de herkesi sar-sarmala. Kollar açıp kucakla…
Ey Oğul!
Bilesin ki Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz torunlarını kucağına alır, onları öperek kucaklardı. O bizlere ne güzel örnekti.
Ey Oğul!
Hayâ ve iffette parmakla gösterilenlerden ol! Zira o; mü'minin süsü, zînetidir. Onsuz mü'min insan içinde düşüktür, değersizdir. Bilesin ki utanmak insanı yükseltir. Hürmet ettirir. Sen de hürmete lâyık olmak istersen iffet ve hayâya rağbet et! Çünkü o "imandandır."
Ey Oğul!
Edeb öyle güzel bir süstür ki, kimde bulunursa onu zengin kılar. O halde sen onunla zînetlen ki kıymet kazanasın. Bil ki edeb sadece kullar yanında takınılmaz. O, yalnızlık ve kalabalıkta yanından ayırmayacağın dostun olmalı. Zira Allah (c.c.) Kendisinden utanılmaya daha layıktır. Her zaman ve mekânda Allah'ın seni gördüğünü düşünerek yaşamaya bak ki Allah senden razı olsun, seni sevsin ve sevdikleri arasında ansın. Bilesin ki bundan başka ne makam ne de mansıp vardır.
Ey Oğul!
Edeb ve hayâ sahibi insanlarla beraber ol. Zira onlarla beraber olmak senin edeb ve hayânı artırır. Ahlakını da güzelleştirir. Sana değer katar. Sözün de değişir, özün de. Bilmez misin "iscinin yanına gidersen is, miscinin yanına gidersen mis" gibi kokarsın.
Ey Oğul!
Riyadan çok sakın! Yaptığın Allah için olsun. Sen Rabbine karşı samimi ol ki, Rabbin sana "kulum" desin. Gösterişten kaçın. Zira o, münafıkların halidir. Bil ki onların ameli boşa gitmiştir. Bunun içindir ki Hz. Ömer'ler bile onlara benzemekten korku duyup ağlamıştır. Bunda nice dersler vardır bizlere.
Ey Oğul!
Doğruluk şiarın olsun! Yalandan uzak dur. Bil ki yalancıları Allah da sevmez, kulları da. Aleyhine olsa da doğruluktan ayrılma! Zira o, kişiyi cennete götürür. Yalan ise cehenneme. Arkadaşların da doğrulardan olsun. Yüce Allah, "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğrularla beraber olun!" (Tevbe 119) buyurmuştur.
Ey Oğul!
İnsanlara hizmet et ki onların duasını alasın. Bil ki onların duası dünyada, ömrüne, rızkına ve sağlığına bereket olduğu gibi âhirette de, cennet makamlarını kazandırır. Hizmette öncelikli olarak fakir, garip ve zayıfları gözet. Onları sev, onlara yaklaş. Unutma ki sen Allah'ın kullarını seversen, Allah da seni sever. Halkın arasına gir ve onlara yakın ol.
Ey Oğul!
Bütün bunlar "Âlemlere Rahmet olarak gönderilen" Peygamber Efendimiz'in sünnetinde mevcuttur. O ne güzel öğretmiştir ümmetine. O, Kur'an'ın canlı bir timsali olmuştur. Âişe Annemiz; "Onun hayatları Kur'an idi" (Müslim, salâtü'l-misafirîn 139) demiştir. O halde sen O'nun Sünnetini iyi öğren ki İslam'ı öğrenmiş ve hayata geçirmiş olasın. Aynı zamanda onu nesillerine ve etrafına öğretesin. Hele onlar içerisinde unutulmuş olan bir sünnet var da onu ihya edersen "yüz şehit sevabı" alacağını bilesin.
Ey Oğul!
Duadan uzak kalma. Daima duada ol! Namaz da bir duadır ama, lisanında Rabbinden isteyeceğin daima güzel şeyler olsun. O'ndan dile, O'na sığın. "O, ibadetin ta kendisidir" (Tirmizi, duavat 16) Dua olmazsa Allah kuluna değer vermez. (25 Furkan 77)
Ey Oğul!
Dualarında daima Rabbimizden hayırlı bir aile yuvası iste. O yuvada Allah'ın emir ve yasaklarını uygulamak aslî hedefin olsun. Yüce Allah'tan daima hayırlı evlatlar iste. Âlim, fâzıl, hakîm, hafız, salih ve saliha yavrular dile. Onları güllerden daha titiz yetiştir. Rızıkları temiz olsun. Terbiyeleri Efendimiz'in ve büyüklerimizin tavsiyelerine uygun olsun. Onlar bir ağacın meyvesi gibidirler ki, asla kurt düşürülmemeli. O meyvelerden istifade etmek için üzerlerine Allah için titremeli. Onlara ilk defa Allah'ın ve Rasûl'ünün adı öğretilmeli.
Ey Oğul!
Zaman zaman eşin ve çocuklarınla evinde cemaat ol. Manevi lezzet ve huzuru onlar da tatsınlar. Bu güzel vazifeyi böylelikle öğrenmiş olsunlar. Müslüman bir aile yuvasının güzelliğini kavrasınlar. Çocukları yetiştirirken korkuyla değil, sevgiyle yetiştirilmeli. Onlara candan davranılmalı. Bazen bir arkadaş, bazen bir kardeş, bazen de baba gibi olmalı. Onlarla dertleşmeli, gönülleri alınmalı. Meşru istekleri İslamî düsturlar içerisinde yerine getirilmeli. Buna imkân yoksa anlayacağı şekilde anlatılarak ikna edilmeli. Unutulmamalıdır ki Allah Rasûlü (s.a.v.)'in ahlakı bu idi. Rabbimiz hepimizi O'nun ahlâkıyla ahlâklandırsın. (Âmin!)