Ey insan!
Bil ki dil kılıç gibidir. Nasıl ki kılıcı kınından sıyırırken çok düşünmek gerekirse onu da kullanmadan önce bir hayli düşünmek gerekir. Yine bil ki, onun açtığı yara bazen kılıç yarasından daha derin olur. Sakın düşünmeden konuşmayasın! Sakın gönüller yıkmayasın! Sonra tamirinde zorlanırsın.
Ey İnsan!
Bunun içindir ki “Alemlere rahmet olarak gönderilen” Peygamberimiz (s.a.v.), mübarek dillerini tutarak “sizin hakkınızda en çok korktuğum şey işte budur” (Müsned, 3/413) buyurmuşlardır. Yine buyurmuşlar ki; “İnsanları en çok cehenneme sokan şey ağız ve ırzdır.” (Tirmizî, Birr, 62).
Ey İnsan!
Lokman (a.s.)’ı hatırla. O, bir bedenin en iyi ya da en kötü azâsı kendisinden istenildiği zaman, her ikisinde de dili göstermiştir. Zira o, nice kapıları açtığı gibi nicelerini de kapatır. Nice tatsızlıkları tatlıya bağladığı gibi, nice kavgaları da çıkarır.
Ey İnsan!
Bilesin ki ağız bir kapıdır. Bazen cennetten açılır, bazen de cehennemden. İyi bak, sakın o cehennemden açılan bir kapı olmasın! Sonra demesinler: ‘Açılmayasıca! Sanki cehennemden açılan bir kapı! Alevler püskürüyor adetâ!’
Ey İnsan!
Bir bak, sonra bir daha bak ve düşün! Yüce Allah (c.c.) dili nasıl da kilitlemiş. Önce dudaklar, sonra dişler. O halde bir kelâmdan önce iki defa düşün: Allah (c.c.) razı olacak mı bir bak! Kulların gönülleri yıkılacak mı yine bak!
Ey İnsan!
Güzel söz söyle. Bilesin ki “güzel söz sadakadır.” (Buhari, Edeb, 34) Efendimiz (s.a.v.) ne güzel insandı. O’nun ahlâkı en güzel, sözleri ne tatlı idi. O’na benzemeye çalış. Bil ki O’na benzemeye gayret edenler, insan-ı kâmillerden olmuşlardır.
Ey İnsan!
Gönlünü Rabbine bağlamaya gayret et. Bunun için kendini zorla. Şüphesiz ki bu durum, seni gafletten koruyacak ve Allah (c.c.) katında yüksek derecelere ulaştıracaktır.
Ey İnsan!
Bilesin ki sevgi en güzel sermayedir. O, dağıtmakla bitirilemez, hatta artar. Ama yine bilesin ki, sevginin kaynağı yüceler yücesi Rabbimizdir. O’nu sevdikçe sevgin artar ve O’nun kullarına dağıtırsın. Kulları tarafından da sevilirsin. Ama O’nu sevmedikçe sevgi neye yarar? O zaman sana bir felâket olur. Dünyanı mamur etse de ahretini mahveder.
Ey İnsan!
Sevdiklerine bir bak! Neleri ya da kimleri seviyorsun? Bu sevgiler acep seni nereye götürüyor? Bilesin ki sevgilerin en yücesi Allah ve Rasûl’ü sevgisidir. O olmadıkça insan neye yarar? Yaratanına aşkla bağlanmayan kuldan ne fayda gelir?
Ey İnsan!
Ömrün sana felâket olmasın! ‘Keşke yaratılmayaydım’ demeyesin! Bilesin ki ‘vakit nakittir.’ Bunu unutmayasın ve her halinle ebedî hayatına yatırım yapasın!
Ey İnsan!
Bir yolculukta olduğunu da unutma! Bir gün bitecek bir yolculuk bu. Ama geri dönüşü de olmayacak. Bil ki o gün pişmanlık asla fayda vermeyecek. Yazık değil mi kendine? Acımıyor musun en büyük sermayen olan ömrüne? Telâfi edebilir misin onu? Öyleyse otur da ağla! Evet, o gün gelmeden bugün ağla da, yarın pişman olma! Bilesin ki, belki de bu ağlayışın kurtaracak seni. Zira o gün ağlasan da hiç bir anlam ifade etmeyecek.
Ey İnsan!
Kendine acı! Ateşlere atma! Unutma ki yarınını düşünmeyenler, ebedi saadetin güzellikleri yerine acı ve ıstıraplarına katlanmak mecburiyetinde kalacaklardır. Sen, güllük-gülistanlık yerine bataklıkları tercih eder misin?
Ey İnsan!
Hak ehli olmaya bak! Hakk’ın dostlarını sevmeye bak! Gönlünü Rabbine vermeye gayret et! Bu ne güzel kazanç! İşte budur insanı insan eden hakîkat!
12.11.2012