Evlilikten Maksat Nedir?

Sadık Küçükhemek
Evlilikten maksat, sıcak bir yuva kurmak, çoluk-çocuk sahibi olmak ve çocukları geleceğe hazırlamakr. Bu gerçekleştirildiği zaman medeniyet hâsıl olmuş olur.

Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır” (1).

Bu ayet-i kerimeden anlaşıldığı gibi, kaynaşmayı sağlayan sevgi ve merhamettir. Bu duyguların pekiştirilmesi için karı-koca birbirlerine karşı görevlerini yerine getirmesi gerekir. Resul-i Ekrem’in, “Veda Hutbesi”nde belirttiği gibi kadın, erkek için Allah’ın bir emanetidir. Dolayısıyla bu emaneti korumak ve kollamak gerekir. Nafakasını temin etmek gerekir. Kadın da kocasının malını ve namusunu koruması lazımdır. Kocasının hoşlanmadığı kimseleri evine almaması gerekir.

Erkek kaderde yazılı olan kadınla evlenebilir. Bunun dışında bir kadınla evlenemez. Onun için insan istediği kızı-kadını alamayınca taşkınlık yapmaması gerekir. Bu hususta o kadar ileri gidenler var ki, istediği kızı veya istediği kadını alamayınca taşkınlık yapmaktadır. Daha da ileri giderek meseleyi ölümle sonuçlandırmaktadır.

Ashaptan bir zatın peygamberimize bir kadını almak istiyorum “dua et” demesi üzerine Hz. Muhammed (s.av.) Efendimiz şöyle buyurur: “er sana İsrafil (a.s), Cebrail (a.s.) Mikail (a.s.) ve Hamele-i arş aralarında ben de olduğum halde dua etseydik, sen ancak senin için yazılan kadınla evlenirdin”(2).

Evlilikten maksat hâsıl olabilmesi için, doğurgan kadınla evlenmek gerekir. Peygamberimizin tavsiyesi bu yöndedir. Peygamberimiz diğer bir hadis-i şeriflerinde de şöyle buyurur: “Evlenin ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar ederim. ristiyanların rahipleri gibi olmayın” (3).

Nüfusun çokluğu, medeniyet; azlığı ise bedeviyyattır. Nüfusun çokluğu, işgücünün artması; azlığı ise işgücünün yok olması demektir. Peygamberimiz, “Rahipler gibi olmayın” derken bunu kastetmektedir. Çünkü rahipler inançları gereği evlenmemektedir. Bu hususta Mukaddime’nin ikinci cildini okumanızı tavsiye ederiz.

şmanlar bunu iyi bildikleri için kolonilerinde “Nüfus Planlaması” adı altında nüfusun kendini yenilememesi için gereken meşru ve gayrimeşru bütün yollara başvurmaktadırlar. Bunun için başta kadını annelik vasfından uzaklaştırırlar. Evliliği, cinsel tatmin ile sınırlandırmaya çalışırlar. Ülkemizde okuyan kesimlerde, okumayan kesimlere göre doğurganlık oranının daha düşük olmasının sebebi budur.

Evlilikten maksat ve evlenmenin sünnet olmasının sebebi, nüfusun artmasıdır. Bu sebeple peygamberimiz koca karı ile ve (çocuk doğuramayacak kadar) boyu kısa kadınla evlenmeyi uygun görmemektedir (4).

Günümüzde çocuğu olan dul ile evlenmekten kaçınılmasının ve ana halinden kesilmiş kadınlarla evlenilmesinin sebebi, nüfus planlamasının telkin ettiği bir düşüncedir. Dolayısıyla çocuklu genç kadınlarımızın ekseriyeti bu sebeple evlenememektedir. Bu durum ahlaki, ekonomik ve sosyal sorunları beraberinde getirir.

Şu husus unutulmamalıdır ki, evinde yetimi barındıran Peygamberimizle yakın olacaktır. Bu husufta peygamberimiz şöyle buyurur: “Kim bir veya iki yetimi barındırırsa, sabır etse sevabını da ümit etse, ben onunla cennette şu iki parmak gibi olurum (şahadet parmağı ve orta parmağını hareket ettirdi)” (5).

-------------

Kaynaklar:

1. Rûm: 21

2. Râmuz El- Ehâdis, C:2, S: 357 / 9 Ahmet Ziyaeddin Gümüşhanevi Hz.

3. A.g.e. C: 1, S: 250 /14

4. A.g.e. C:1, S: 250 /10

5. A.g.e. C.2, S:395 /8 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.