Yuvanın kurulması yazı serisi
16 Nisan 2016 yılında 5 yaşına basan HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneği’nin üç önemli hedefi bulunmaktadır. Bunları; “Mutlu insan, Sağlam aile, Güçlü toplum” olarak ifade etmekteyiz.
Bu konularda elimize geçen değişik bilgi ve belgeleri de siz değerli okuyucularımıza da ulaştırıyoruz. Maksadımız fert ve toplum olarak bilgi ve belgeleri hayatımıza uygulayalım da bu hedefleri en kısa zamanda hep birlikte yakalayalım.
Bir toplum Hak (İslam) ölçüleri ile hayatını tanzim ederse önce bu dünyada mutlu olur, sonra da Allah’ın (c.c) koyduğu bu ölçülere uymaktan dolayı kazandığı büyük ecir ve sevaptan dolayı ahretini mutlu olarak yaşar. Bunun tersi de doğrudur. Hangi fert ve toplum Allah’ın koyduğu kurallardan uzaklaşırsa dünyada da ahrette de başını beladan kurtaramaz.
Bu yazımda ailenin önemli bir ferdi olan ve atasözümüzde “yuvayı dişi kuşun yaptığı” belirtilen kadına ait bazı önemli Hadis-i Şerifleri sıralayacağız.
Hemen ifade edeyim ki biz de kadın, evinin sultanıdır. “Her başarılı erkeğin ardında bir kadın vardır” sözü de aynen doğrudur. Kadın annedir ve “Cennet anaların ayakları altındadır.” Kadın evinin direğidir. Bir evlat, “üç kere anasına saygı ve hürmet gösterirken ancak dördüncüsünde babasına saygı ve hürmet gösterecektir.
Aşağıda ki Hadis-i şerifleri, değişik zamanlarda ayrı ayrı duymuş ve hafızama kaydetmiştim. Bir Hoca Efendimiz, (Allah kendisinden razı olsun) bu Hadis-i Şerifleri toplayarak onları bize toplu olarak sundu. Bize de onları size aktarmak kaldı. Sizler de bu yazıyı çoğaltarak çevrenizdeki yakınlarınıza verirseniz, ailelerin sağlam bir şekilde devam etmesini sağlamış olursunuz. Zira bugün yıkılan yuvaların çoğu bir ailede iki horozun bulunmasından kaynaklanmakta olduğunu hepimiz biliyoruz.
KADININ CENNETE GİRMESİ
Hz. Peygamber şöyle buyurmaktadır:
Hangi kadın, kocası kendisinden razı olduğu halde ölürse, o kadın cennete girer.
Peygamber efendimiz (s.a.v) döneminde, Adamın biri sefere çıktı. Hanımına:
''Evin ikinci katından alt katına inme” diye emir verdi.
Hanımın babası alt katta bulunuyordu ve hastalanmıştı. Bunun üzerine kadın, Hz. Peygamber'e haber gönderdi:
“Bana izin versin, üst kattan alt kata, babamın yanına ineyim” dedi.
Hz. Peygamber: “Kocana itaat et” dedi.
Bundan sonra kadının babası vefat etti, yine Rasûlullah'a haber gönderip babasının cenazesinde bulunmak için izin istedi.
Hz. Peygamber “Kocana itaat et” dedi.
Böylece kadının babası defnedildi. Definden sonra Rasûlullah kadına
“Senin kocana itaat etmen yüzü suyu hürmetine Allah Teâlâ babanı bağışladı” haberini gönderdi.
Kadın beş vakit namazını kıldığı, Ramazan orucunu tuttuğu, iffetini koruduğu ve kocasına itaat ettiği zaman Rabbi’nin cennetine girmiş olur.
Hz. Peygamber böylece kocaya yapılan itaati İslâm'ın esaslarından saymıştır. Hz. Peygamber (s.a) kadınları vasıflandırarak şöyle buyurmuştur:
Gebe kalırlar, doğururlar, emzirirler ve çocuklarına şefkat gösterirler. Eğer kocalarına karşı yaptıkları nankörlük olmasaydı, onların namaz kılanları cennete girmesini sağlardı.
(İsrâ gecesinde veya uykuda) cehennem bana gösterildi. Baktım ki, ateşte bulunanların çoğu kadınlardı. Kadınlar “Neden böyledir Yâ Rasûlullah?” diye sordular. Bunun üzerine Rasûlullah şöyle buyurdu:
“Çokça lânet okurlar ve kocalarının iyiliklerini inkâr ederler...”
Cennete baktım ve gördüm ki, cennet halkının en azını kadınlar teşkil etmektedir. Bu durum karşısında şöyle sordum: “Kadınlar nerede?” Cennet bekçisi bana şu cevabı verdi: “Onları, iki kırmızı; yani altın ve boyalı elbiseler cennetten meşgul etti”
Ancak iyi bilinmelidir ki İslam fıkhında, “Allah’a isyan da (Haram olan şeylerin yapılması istenirse) kul’a (koca da olsa) itaat olmaz” kuralı.