1967 yılında zamanın Başbakanı Süleyman Demirel tarafından Ortadoğu ve Balkanların tek entegre alüminyum fabrikasının temeli atıldı.
6 yıl süren inşaat aşamasından sonra 1973 yılında ilk birincil alüminyum üretimi gerçekleşti.
O tarihe kadar çıkmaz sokak konumunda bulunan Anadolu’ nun yaklaşık 5.000 nüfuslu yerleşim birimi olan Seydişehir, bir anda en önemli sanayi kentlerinden biri haline geldi.
Ülkenin her kentinden göç alan Seydişehir kısa sürede 25 bini aştı.
O tarihlerden itibaren şöyle bir tabir halkın dilinde yer aldı.
ETİBANK VARSA SEYDİŞEHİR de VARDIR
Bu söylemin doğruluğuna inananlardanım.
Alüminyum fabrikasının kurulmasına karar verilmesi ile, rahmetli Demirel’ in memleketi Isparta olmak üzere, komşu bir ilçemiz de dahil fabrikanın kendi yerleşim birimlerine kurulması için, çok yoğun kulis faaliyetlerine başladı.
NECATİ KALAYCIOĞLU' NDAN DİNLEDİM
O tarihte Konya milletvekili olan Necati Kalaycıoğlu’undan dinledim.
“Hükümetimiz Amerika birleşik Devletlerinin, karşı çıkmasına ve engellemelerine karşılık, Alüminyum fabrikası kurulmasına karar verdi.
Karar sonrasında böyle büyük bir tesisin kendi yerleşim birimlerine kurulması için, bölgeye yakın illerin milletvekilleri hükümetimize çok büyük baskı yapmaya başladı.
Rahmetli başbakan Süleyman Demirel ise, fabrikanın Isparta’ ya ve ya bir ilçesine kurmayı düşünüyordu.
Başbakan Demirel’ e çok büyük bir baskı kurdum ve tesislerin Seydişehir dışına yapılamayacağını, şayet böyle bir karar alınırsa istifa edeceğimi söyledim.
Sonuçta Alüminyum tesislerinin Seydişehir de kurulmasına karar verildi ve 5 Ağustos 1967 günü benim de bulunduğum törende Alüminyum fabrikasının temeli atıldı”
Rahmetli başbakan Demirel ve Rahmetli Kalaycıoğlu’ na minnettarlığımı ifade ediyorum.
DOLAYLI YA DA DOLAYSIZ
Tesislerin üretime başladığı 1973 yılından sonra, sadece Seydişehir ve Konya da değil, hemen hemen Türkiye’ nin tüm illerinde yaşamını sürdüren binlerce kişi ya direk olarak fabrikada çalıştı, ya da, fabrikanın nimetlerinden yararlandı.
Elde edilen kazançlarla kendi yaşamlarını kolaylaştırdılar.
Alüminyum tesisleri, hükümet tarafından 2005 yılında özelleştirildi ve Cengiz İnşaat bünyesinde üretimine devam etmeye başladı.
ÖZELEŞTİRİ
Şimdi bir öz eleştiri yapıyorum, tesisler kamuya ait iken, fabrikanın yöneticileri, kamu imkânlarını hoyratça kullanmış, hatta kış aylarında salatalık ve domates almak için Antalya bölgesine özel araç çıkartmaları asla yalan değil. Bunu o tarihlerde tesislerde çalışmış olanlar çok iyi bilir.
Bu hoyrat kullanım sonrasında tesisler özelleştirildi, sevinerek ifade ediyorum, yerli bir firmamız olan Cengiz İnşaat tesisleri satın aldı.
Cengiz ailesi, hemen hemen fabrikanın tamamının yenilenmesi için çevre duyarlılığını ön plana alarak modernizasyon hamlesi başlattı.
Yönetimin kamuda iken adını bile bilmediğimiz birçok yöntemle, sıfır atık göz önüne alınarak, birçok bölüm modernize edildi.
En iyi örnek Elektrolizler, zira elektrolizler şu anda dünyada ki en modern sistem ile üretim yapıyor.
Duman ve ağır bir kokuya sahip elektrolizler bugünlerde tertemiz bir görüntü ile üretim yapıyor. Tesislerden emekli olanların elektrolizleri mutlaka ziyaret etmesi gerekir.
Özelleştirme sonrası kapısında yabancı bir ülkenin firmasının adı yazsa asla üretime önem vermez, hatta tesisleri kapatırdı.
Şu anda tesisler havayı kirletmiyor, inanmayan varsa, randevu alıp her noktasını gezebilir.
İşin özü, Fabrika halen ilçe ekonomisinin lokomotifi olmaya devam ediyor. İlçede yaşayan her bireyin fabrikasına sahip çıkması gerektiğini düşünüyorum.
Etibank varsa, Seydişehir de vardır.