Etem Saraç: Milli Derdi, Ülkenin Genci!

Siyasi Partilerin Karatay İlçe Başkanları; siyasi görüşlerini, fikirlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı. 

Gelecek Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Etem Saraç

Milli Derdi, Ülkenin Genci!

 Yerli ve milli olacaktı çoğu şeyimiz, destekledik!

Bizim olacak diye daha iyisi, oy verdik!

Söylemediklerimizi haykırıyor dedik, sevdik!

Fakat ümmet bilinci, millet birlikteliği ve millileşmenin bir süreç olduğunu ve biz süreçte geriye gittiğimizi hiç fark etmedik…

 

Devlet, hükümet değildir ve bu söylemin tersi de doğru ve geçerlidir!

 

Gelin bu meseleyi biraz deşelim. 

Zamanında uçak fabrikamız vardı bizim, benim tevellüt yetmez bilenler bilecektir, üretimde yapardı hani. İnanır mısınız, hem de milli! Ama kapattılar tabi…

Derinlere dalmayalım, çok da uzaklara gitmeyelim, olmayan yabancı dilimizle derinden bir ‘Van Minüt’ çekelim de kendimize gelelim… Tüyler diken değil mi? Niye? Çünkü milli, çünkü yaşlı bir lidere rest, çünkü o çünkü bu fakat hiçbir zaman realite değil! Siz bir platformda bir yiğitlik yaparak sonraki platformlarda söz hakimiyetini yitirdiniz.

Doğru, biz de size bu yüzden oy veren gençlerdik…

Neyse öğrendik, artık ‘Kandırıldık’ diyoruz.

 

Biz daha çok gençtik, ülke görülmemiş bir mutluluk ve haz çalkantısındaydı. Öyle ki, insanlar birbirinin kuyusunu kazmıyor, ayakkabı kutuları evlerin içinde değil sadece ayakkabılıklarda ya da kapı önlerinde muhafaza ediliyor ve hiçbir devlet memurunun kapısında Mercedes ve Porsche kokain çekmek amaçlı aynı anda bulunmuyordu.

İşte bu gençler o zaman saf ve temiz düşüncelerle devletine güveniyordu!

Evet devlet… Devlet dedirttiler çünkü hükümet kavramını devletleştirip servis ederken, saltanat vurgusu yapmadan yılarca iktidarda kalarak bu devletin fertlerini tekellerine alabildiler.

 

Devlet, hükümet değildir ve bu söylemin tersi de doğru ve geçerlidir!

 

Hatırlarsınız geçenlerde güzel insanlarla bir araya gelip bir parti kurduk. Bundan bir ay önceki yazımda şöyle demiştim. ‘Biz koltuk savaşına gelmedik. Koltuk sizin olsun! Biz bu insanların hak ve hürriyetlerinin olduğunu size hatırlatmaya geldik…’ demiştim kısaca. Bu kurulan parti teveccüh kazandı, şu anda anket sonuçlarına göre hatırı sayılır bir milletvekili bile çıkarıyor! Ama konumuz bu değil, konu gençlik!

 

Gençlerin eğitim alma özgürlüğünü kısıtlayıcı faaliyetlerde bulunan bir devlet düşünün!

 

Nasıl mı, ekonomik olsun mu? Mesela paranız, gitmek istediğiniz ülkenin parasından ortalama 9-11 kat daha değersiz olsun ve siz asgari ücretin en az 2 (iki) katı maaş alan bir ailenin tek çocuğu olun. Hatta ev de sizin olsun. Ama tabi elektriğe falan da yeni zam geldi hesap yine tutmadı değil mi… Yaban ellerde aç kaldık. Eve para kalmadı ki yurt dışında yaşayan aile bireyine para gönderilebilsin!

 

Bu yüzden Türk gençleri turistlerin eğlencesi oldu yurt dışında!

Bundan dolayı doktora öğrencisi arkadaşlarım pizza dağıtıyordu!

Bundandır AR-GE çalışması için adeta Silicon Valley’de dilenen mühendis dostlar biliyorum!

 

 

Türkiye’de yarım yamalak bir eğitim ile mezun olup, tahsiline dışarda devam ederek kendini geliştirmek isteyen gençlere verilen burslardaki negatif değişim, geçlerimizin ve ailelerinin cebindeki Türk Lira’larının artık TL değil ama farklı bir para birimi olarak dünyaya yayılmasının sebeplerindendir! Bu da finans olarak gerileyen bir ülke anlamına gelir. Her geçen gün kendi milletine yetemeyen ve dışarıya bağımlılığı artan bir ülke! Bugün siz kendi kardeşinizin bile eline bakarak yaşasanız, bundan bir üzüntü duyar ve hatta çoğu gece uyuyamazsınız. Peki bizi dışarıya muhtaç edenler nasıl uyuyor çok merak ediyorum…

 

İki sene önce çok bahsediliyordu, o milli bu milli şöyle milli ooo harika milli falan… En çok da ayranı millileştiren akıl üstünlük seviyesine erişmişti.

 

Peki…

 

Biz meselenin özüne gelelim, gençler açta, gençler işsiz ve dolayısıyla açıkta, gençler düşünüyor fakat ifade edemiyor ama edebilse daha da işsiz ve aşsız kalacağının korkusunda!

 

Bu ne demek biliyor musunuz?

Huzur neslini tüketmiş demek!

Yukarıdan aşağısı görünmüyor demek!

Ve maalesef en kötüsü, beyin göçü demek…

 

Gençlerin kaçacak yer araması, ekonomiyle bağdaştığı kadar ülkedeki siyasi tansiyonun da her geçen gün diğer ülkeler nazarında eksi notla değerlendirilmesindendir.

Dışarıdan bakan bir yatırımcı, ülkemize gelmek istemediğinden değil, ülkemizde Gelecek görmediğinden yatırım yapamamakta ve bu yatırımının meyvesini alamayacağını düşünmekte…

Ama içeriden bakan bir genç, dışarıdaki yatırımcı için çalışmak ve o yatırımcının çıkarlarını korumak için CV yarışına girmiş durumda!

 

Peki Türkiye neden gencine bu huzuru, güveni ve adaleti sağlayamadı!

Benim köydeki Ahmet amcamın oğlu da, İstanbul’da yaşayan Mehmet amcamın kızı da eşittir. Aynı imkanlar verilmelidir. En iyi imkan gencin ayağına serilmelidir. Genç ülkeyi kalkındırır ve büyütür!

 

Bir olalım, iri olalım, diri olalım dediler…

 

Şahsen ben inanmıştım, çok saf duygularla birliktelik olacağını düşündüm.

Büyük bir güç ile coğrafyamızda ve dünyada lider olacağız falan sanıyordum.

Gençleşeceğiz, beynimiz 7/24 çalışacak ve biz bu düzende kendini yenileyen en diri millet olacağız diye düşünüyordum.

 

Sonra ne mi oldu!

Mafyayı, orduyu ve devleti aynı torba içine koyup harmanladılar. Onlar bir oldu

Güç, kuvvet ve irade yönetimlerini ellerinde topladılar ve güzelce kullandılar. Onlar iri oldu.

Ye kürküm ye felsefesini takdire şayan bir şekilde kullandılar. Onlar diri oldu.

 

Benim gencime ne oldu?

Eğitim dedi, sınav dediler.

Sınava evet dedi, mülakat dediler.

Mülakata evet dedi, Ankara’dan dayı istediler!

 

Ben ve benim gibi gençler, bu devleti çok sevdi. Fakat artık gençlik hükümetini de biliyor devletini de.

Anayasasını da okuyor, haklarını da biliyor, kendini de!

 

Bırakın artık gencin yakasını!

Genç kendisini ifade eder, gencin adına konuşmayın mesela.

Genç kendi yatırımını kendi yapar, genç adına borçlanmayın zahmet olmazsa.

Genç kendisi düşünür ve karar verir, müdahil olmasanıza!

 

Genci bitirdiler de, gencin çocuğu bile dışarıdan hiç göremeyeceği ülkelerde faaliyet gösteren şirketlere gerekse hastane, gerekse köprü ve benzeri her şey için borçlu doğacak!

Bir değil birçok nesil borç batağına gözünü açacak!

Allah affetsin…

 Demiştim ya geçenlerde bir parti kurduk. Günü Gelecek!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Gündem Haberleri