Cengiz Aymatov’un dünyada en çok okunan o kitabının adı
“Gün olur asra bedel”
Kitap ismindeki gibi günler yaşadık bu dönem…
Seçimler…
Yeniden, yenilenen seçimler…
Şehirlere sıçrayan terör…
Şehirleri yıkan terörle mücadele…
***
Mülteciler, ekonomik ve siyasi krizler, kamplar, ötekileştirmeler, kavgalar, koyu taassuba bürünen particilik, suçlamalar, iftiralar…
***
Seçim hükümetleri, üzerlerinde kan ve ihanet kokan kandilli bakanlar…
Başbakan azilleri… Toz, duman, savaş, buhran, güvensizlik, sevgisizlik ve…
***
Ramazan…
Bir nefes, her anı enfes ;
Omuzların omuzlara değdiği ender anlar…
Saflar, namazlar, sahurlar, oruçlar, gök kubbeye duaya durmuş avuçlar…Safların arasındaki en saflar…
***
Sonrası yine meyyus bir bekleyiş…
Her şeyin bir daha asla eskiye dönmeyeceğini inandığımız yeise düştüğümüz anlar…
Suyun öte tarafından yılan tıslaması kıpırtılar, Deyyus Ekber’in ciğeri 1 dolarlık itlerinin arsızca ulumaları gökyüzündeki hilale çalmış Ay’a…
***
Asfaltlarla birlikte, milletin çocuklarının bağrını parçalayan paletler…
Geceyi daha da karartan ihanetler…
Silah sesleri, duaya sokulmuş ihtiyarlar, kıyama kalkmış gençler…
Mermiye yürüyen yeni gelinler, tankın topuna kafasına koyan anneler…
Sokaklar…
Çığlıklar, patlamalar…
Gazi Meclis’in, İstiklal madalyalı göğsünde patlayan bombalar…
***
Çanakkale siperlerinden, Milletin yüreğine doğru gece yarısı doludizgin koşan tekbirler…
Boğazları düğümleyen, KIYAM borusu gibi yedi kat semayı titreten acıklı selâlar…
Kaldırımlara sızan kanlar…
Şehitler…
Gaziler…
Seddülbahir’de, üzerine akın akın gelen düşmanın, ağır bir bombardımanı altında ayağa kalkan siper bekçileri gibi, gecenin en karanlık nısfında ayağa kalkmaya çalışan bir MİLLET;
Etrafına pusu kuran binlerce illet…
***
Şehit, şehit büyüyen bir ZAFER…
Fonda derinden lahuti bir kaside, küt küt atan yüreklere o dêm emir vermekte ;
“Cânı cânana kurban eyleyen gelsin bu meydane,
Soyup benliğini üryan olan gelsin bu meydana..”
Meydanlarda ciğer patlatacak bir nefesle, iman dolan milyonlarca beşer…
***
MOLA VERİYORUZ...
Bu levhalaşmış son sahnenin önünde bile, “Yorulduk” demeye utanıyor insan…
Ama aklımız, izanımız, gücümüz, takatimiz kesildi…
Hazmetmek, akletmek ve tefekkür etmek için bir MOLA veriyoruz…
Bu süre içerisinde, 19 Eylül'de yeni sezonuna başlayacak olduğumuz Kanal 42 Ana Haber Bültenine de hazrılıklar yapacağız inşallah...
Ömrümüz varsa, ömrü olanlarla, nasip dairesinde, 5 Eylül’de görüşmek üzere;
Sevenler özlesin, sevmeyenler kafasını dinlesin,
Esselamüaleyküm…
https://www.youtube.com/watch?v=Ytb3Pq1x27Y