Esnafı çıkmaza sürüklüyorlar!

Pandemi sürecinde esnafa banka kredisi ile destek vermenin, ilerleyen günlerde esnafı daha büyük bir çıkmaza sokacağını söyleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Kimse, ekonomide giderek artan tehlikenin farkında değil” dedi

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Kanal 42 Televizyonunda Ali Ayata’nın sunduğu Ramazan Geceleri programında gazetecilerin sorularını yanıtlayarak, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Merhaba Gazetesi İmtiyaz Sahibi Halid Şen'in ve Dünya Gazetesi Konya Temsilcisi İbrahim Çiçekçi'nin yönelttiği soruları cevaplayan Karamollaoğlu, gündemi kaç gündür meşgul eden darbe söylemleri ile ilgili “Darbe söylemlerinin sunni bir gündem oluşturmak için ortaya atıldığı kanaatindeyim. Ama iktidar buna dört elle sarıldı. Muhalefette bunu gündemde tuttu.  Konuyu gündeme getirerek kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz. Bu süreç bir erken seçimi gündeme getirebilir” dedi. 

KREDİ ÇEKİN DEMEK DEVEDE KULAK KALIR

Pandemi sürecinde yürütülen çalışmalar, destek paketleri, önlemler ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu, şunları kaydetti: “İlk defa böyle bir süreç ile karşı karşıyayız. Bu süreç hepimizi derinden etkiliyor. Türkiye'de sağlık çalışanlarımızın ve doktorlarımızın gösterdiği fedakarlığı hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Bu anlamda Sağlık Bakanımıza teşekkürü bir borç biliriz. Bilim Kurulunun oluşturulmasını çok önemli bir adım olarak görüyoruz. Fakat aynı şeyleri farklı alanlarda söylemek pek mümkün değil. Pandemi sürecinin doğuracağı ekonomik, sosyal ve psikolojik problemlerin ciddi şekilde ele alınmadığı konusunda tereddütlerimiz var. Ekonomide hala karşılaştığımız ve giderek de artan tehlikenin ne boyutta olduğunun farkında değiliz. Alınan tedbirler yetersiz. IBAN numarası veriliyor, yardım bekleniyor. Bu sorunların çözümü için çok farklı kaynaklara ihtiyaç var. Problemlerimiz çok. Yeni işsizler ordusu oluştu. Esnaf, yanında kimseyi çalıştıramayacak duruma geldi. Sanayiler, turizm faaliyetleri, otel işletmeleri atıl hale geldi. Çoğu sektör sıkıntı altında. Esnafa  'Gidin bankadan kredi çekin, ihtiyaçlarınızı giderin' demek devede kulak kalır. Torpili olan kredi alıyor. Kredi imkânından yararlanamayan  100 binlerce insan var. Eğer AK Parti'ye oy verdiyseniz, size bir yerlerden bir şeyler bulunmaya çalışılıyor. Eğer oy vermediyseniz sizin canınız  cehenneme, bu vatanın evladı değilsiniz gibi bir muamele layık görülüyor. Böyle bir anlayış olamaz. Herkesi kucaklamak gerekir. Mesela Uzaktan eğitim sistemi ile kaç kişiye ulaşıldı? Öğrencilerin karşılıklı soru sorma imkanı yok. Bu dönemin telafisi nasıl giderilecek? Bir imtihanın tarihini belirlemeyi bile beceremedik. Önce 'bu iş uzun sürer erteleyelim' denildi. Sonra 'süreç erken bitecek hadi biraz geriye alalım' denildi. Bu mesele, çocuk oyuncağı değil ki. İmtihana girecek çocukların psikolojisini de düşünmek lazım. Meselelere partizanlık yönü ile müdahale edildiği için işin içinden çıkılmadığını düşünüyorum. Buradan bir siyasi prim çıkarma arzusu ortaya çıkarsa, sorunlar çözülmez.” 

İŞSİZ VATANDAŞ SAYISI İKİYE KATLANDI

“Bugün bir numaralı mesele, insanların karnının doyması olmalı” diyen Karamollaoğlu, daha sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: “Pandemi sürecinden önce 4 buçuk milyon işsiz vatandaşımız vardı. Bu süreç ile birlikte işsiz vatandaş sayımız en az 8 buçuk 9 milyonu buldu. Emekli olduğu veya çalıştığı halde geçinemeyenler de var. Bu gruplar da dikkate alınmalıdır. Öncelikle Türkiye'de karnı doymamış kimse kalmamalı prensibiyle hareket etmeliydi iktidar. Biz, herkese bin TL verilsin dedik. Bunu boşa söylemedik. Verilecek bu destek ile ekonomide de bir hareketlilik olacaktı. Tarım sektöründe de hareketlilik meydana gelecekti. Çiftçiye ve esnafa çok ciddi desteğin verilmesi gerektiği vurgusunu da yaptık. Tarımımız bize yeterli değil. Gıda maddesi, et, buğday ve birçok ürünü daha ithal ediyoruz. Yazıktır. Tohumun, mazotun, gübrenin, ilacın üzerinde vergi olmamalı. Çiftçinin ürünü pazara çıktığında fiyatın ayak altına düşmesine fırsat verilmemeli. Piyasada dalgalanma olmaması adına bu adımların atılması gerekir. Feryatlar göğe çıktığı zaman alınan tedbirlerin hiçbir faydası olmaz. Önemli olan, sıkıntı büyümeden alınan tedbirlerdir. Yanlış politikalar, Türkiye'yi işin içinden çıkmaz bir hale getirdi. Şeker Fabrikalarını sattık, şimdi şeker ithal edeceğiz. Allah'tan korkun! Şeker Fabrikalarının kime ne zararı vardı? Çiftçinin yanında durulmuyor. Banka kredisi ile esnafa destek vermek, ilerleyen günlerde esnafı daha büyük bir çıkmaza sokmak demektir.”

SEÇİM SİSTEMİMİZ BİR DÖNEM ÇOK ADİLDİ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Seçim Kanunu ile Siyasi Partiler Kanunu'nun da değişiklik yapılması yönündeki teklifine ilişkin de açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, “Sayın Bahçeli’nin ortaya attığı ‘yeni seçim kanununa ihtiyaç var’ teklifi muhalefetin sesini kısıp, iktidara gelebilmeye yönelik. Böyle bir mantık olabilir mi? Türkiye’deki seçim sistemi dünyadaki en adil seçim sistemlerinden biriydi. O kadar çok oynandı ki şu an içinden çıkılamaz bir hale geldi. Maalesef iktidar emniyet, valililer ve kaymakamlar ile bu sürece dâhil oluyorlar. Biz bunu yaşadık. Adaylarımız sandık başında katledildi. Bunlar yarın bir gün iktidara nasıl geliriz diye düşünüyorlar. Fikir hürriyeti, adalet umurlarında bile değil. Anayasada da seçimle ilgili değişikliklerin hemen devreye giremeyeceğine yönelik hükümler var” şeklinde konuştu.

AK PARTİ'DEN AYRILANLARIN SÖYLEMİ DİKKATE ALINMALI

AK Parti’den ayrılanların söylemlerinin dikkate alınması gerektiğine vurgu yapan Karamollaoğlu, “Türkiye siyaseti çok şaibeli bir noktaya geldi. AKP’de Cumhurbaşkanlık, başbakanlık, bakanlık yapanlar partiyi terk ettiler. Demek ki AKP yola çıktığı zamanki söylerimden bazılarında artık istikrarlı bir tavır sergileyemiyor. Ondan sonra da insanların bazıları ‘yeter artık, biz buna rıza gösteremeyiz' dediler. İktidar partisinden ayrılan arkadaşların söylemlerini nelerin yanlış gittiğini görebilmemiz için dikkate almak gerekir” dedi. Erken seçim iddiaları ile ilgili de konuşan Karamollaoğlu, şunları ekledi: “Bir pandemi süreci geçilince hemen seçime gidebilir mi, o gün ki şartlara bağlı. İktidara gelmiş cumhurbaşkanı, daha önünde 3 sene varken neden kendisini tehlikeye atıp bir seçime girsin. Bunu istemez kanaatindeyim. Bunun için mutlaka başka yollar aranıyordur. Süreç içerisinde iktidar kanadı oy kaybediyor. Bunu onlarda görüyorlar. Eğer bir çalışma yapıyorlarsa önümüzdeki aylarda meclise getirecekleri kanunlarla bunu açık bir şekilde göreceğiz. 1 seneden önce seçim olmaz. Bir seneden sonra zaten normal seçime 2 sene kadar bir süre kalmış olacak. O zamanki anket çalışmalarıyla acaba gidersek daha iyi bir netice alabilir miyiz? Uzatırsak daha fazla oy kaybeder miyiz ?  Buna göre hesaplama yapacak ve karar verecekler.”

SALİH ACIBADEM



 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri