Efendim bugünkü mahallelerle eski mahalleleri mukayese esederek bâzı gerçekleri vurgulamak arzusuyla birkaç yazı kaleme almıştık. Bu sonuncu yazımız olacak neticeyi de belirterek bitireceğiz inşaALLAH. Hayırlara vesile olması ümidiyle başlayalım:
Bugünkü yazımızda mahalleler ile ilgili farklı bir husûsa değinmek isteriz; mahallelerde insanlar diğer insanlarla mekansal, duygusal ve toplumsal alanlarda dayanışma içinde bulunurlar. Ayni yere âit olan insanlar birbirleriyle daha çabuk kaynaşıp daha sıcak ilişkiler kurarlar. Elbette ki bu bütünleşmenin gelişmesi ve sürdürülmesi ancak ortak değer birikimlerimizle mümkün olur. Bu anlamda acılar ve sevinçler paylaşılmalı, ölümler ve düğünlerde bir araya gelinmeli, ahlâkî zâfiyetlerin alenen işlenmesine dolayısıyla yanlışlıkların mahallede yaygınlaşmasına müsâde edilmemelidir. Bu hususlarda mahallede etkinliği bulunan kurum ve kuruluşlardan ve tıpkı eskiden olduğu gibi kâmil insanlardan istifâde edilmelidir.
Mahallenin kendine has değerleriyle kendine has, hayâtı ören bir özelliği vardır. Mahalleler bu yönleriyle eğer sağlam iseler, onlarla şehirler sağlamlaşır. İnşa edici kimlikleriyle şehirler de ülkeyi inşa ederler. Bu önemli katkı asla unutulmamalıdır. Mahallenin maddi ve mânevî olarak pozitif ortamından etkilenen insanların sayısı az değildir. Mahallede yaşayan kural ve değerlere ötekileşmeyen insanlar dâima kazançlı çıkarlar. Ama tabi bunun tersi de mümkündür. Bir mahallede hâkim olan yapı eğer dayatma yapıyor insanları pasifleştiriyor, aşağılıyorsa elbette bu durum kabul edilemez.
Bu noktada insanlar birbirleriyle dengeli, sahici, saygılı, hoşgörülü ilişki zeminlerinde buluşmalıdır. İnsanlar kendilerinde vâr olanla o mahallede yaşadıklarından huzur duyabilmelidir. Hakikatte her mahallede bir mahalle kültürü ve mahalle rûhu vardır, olmalıdır da. Eskiden mahallelerde yaşayan bu rûhu nasıl özlüyorsak ve bugün arıyorsak zaman değişse ve hayat bizi değişime uğratsa da biz, bizde vâr olan güzellikleri muhafazaya daha bir hassâsiyetle dikkat göstermeliyiz.
Hızla gelişen, değişen, yenilenen dünya üzerinden mahallelerin bundan etkilenmemesi düşünülemez. İnsan değişiyorsa mahalle de değişiyor demektir. Ancak insanlar değerleriyle, kökten gelen inanışlarıyla, kültürleriyle vâr olarak ayakta kalırlar. Bir milleti ayakta tutan, mânevî dinamikleridir. Bu değişmeyen kuraldır. Bu kuralı yıkmak, âileyi yıkmaktır dolayısıyla insanı ve mahalleyi yıkmaktır. Mahalleyi yıkmaksa ülkeyi yıkmaktır. Üzerimizde yapılan tahribatların hiç birini küçük görmemek gerektir. O küçükler zaman içinde büyüyor ve önü alınamaz bir hâle gelebiliyor.
Unutulmasın ki mahalleler şekil ve fizîkî görüntü olarak eskiye oranla değişse de öz itibâriyle onda güçlü birleştirici, bütünleştirici, inşa edici yönleri vardır. Değerlerin yaşandığı mahalleler bugün geçerli olan mahalle anlayışını ortaya koyar. Evet, eski mahalleler bugün yoktur ama bahsedilen bütün bu hususlar bugün için de geçerlidir.
Her mahallenin kendine has dili, dîni inanışı, belirli zihnî birikimi vardır. Bu husus orada yaşayan insanların toplam görüntüsünü verir. Günümüzdeki mahallelerde orada yaşayanların ortaya koyduklarını yansıtır. Bugünkü mahalleler eski mahalleler değildir ama toplu değerlerin yaşandığı mekanlardır. Eğer bu sağlanabilirse ne âlâ! Şimdiki mahallelerde eski özlenen durumların aynıları olmasa bile devam ettirebilmek yine de bize bağlı. Yeter ki biz değerlerimizden kopmayalım ve onları hayâtımıza hâkim kılalım, ümitsiz olmayalım vesselam.