18 Mart’ta Çanakkale Zaferimizi bir kez daha hatırladık, bir an o günlere gittik, gözümüzde yaşananları canlandırdık. Eşe dosta olayları, söylenenleri paylaştık. İçimiz ve gözümüz dola dola o resimleri seyrettik. Arkalarından Fatihalar okuduk. Sonunda da dedik ki; Ne çok maliyetli bir bedel ödenmiş. Allah hepsinden razı olsun. Hepsi ayrı bir kahraman, Mehmet Akif’in dediği gibi; “Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.” Şiirin mısrası yerinde bir tespit.
Şairin dediği gibi, Bedir savaşı ile Çanakkale savaşının ortak noktası, Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanları hazmedemeyen kafirler, birleşerek güçlü bir ordu kuruyorlar ve saldırıya geçiyorlar. Tıpkı Çanakkale’de birleşen yedi düvel devletler gibi. Ancak, her ikisinin sonucun da da hezimete uğramışlardır. Müslüman bilir ki, dinini vatanını, namusunu mal ve canını koruması farzdır. Bu hususta canını verir ama taviz vermez. Yarınını düşünmez, hayallerini, umutlarını hatta hayatını erteler. Mükafatın büyük olduğunu bilir ve öyle de yaşar.
Elbette ertelenmemesi gereken işlerimiz de vardır.
-Namaz kılmayı ertelememek.
-Kötü alışkanlıkları bırakmayı ertelememek.
-Günahları terk etmeyi ertelememek
-Birlik ve beraberlik içinde olmayı ertelememek.
-Sevdiklerimize sevgimizi söylemeyi ertelememek.
-Sevap kazandıracak işleri ertelememek.
-Hayır gördüğümüz faaliyetleri ertelememek.
Kısaca yarın yaparım dememek. Yarınlar hep olur ama biz yarın olmayabiliriz.
Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olunuz.