Erdoğan: Başörtü Yasağını Cumhuriyet İle İlişkilendirmek Nasıl Bir Cahilliktir?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her sabah okullarda okutulan Andımız'ın, 1933 yılında başlayan, bugüne kadar da defalarca değiştirilen, kaldırıldığı halde 12 Mart'ta 12 Eylül'de yeniden diriltilen bir uygulama olduğunu söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, her sabah okullarda okutulan Andımız'ın, 1933 yılında başlayan, bugüne kadar da defalarca değiştirilen, kaldırıldığı halde 12 Mart'ta 12 Eylül'de yeniden diriltilen bir uygulama olduğunu söyledi. Türkiye'de kılık ve kıyafet üzerinden ayrımcılığın, Cumhuriyetin kurulmasından çok sonra uygulandığın dile getiren Erdoğan, "1940'larda adeta zulme dönüşmüş, 12 Eylül ve 28 Şubat dönemlerinde bu zulüm doruk noktasına ulaşmıştır. Başörtüsü yasağını Cumhuriyet ile ilişkilendirmek nasıl bir cahilliktir, nasıl bir istismardır? Hiç kimse kusura bakmasın; bu Cumhuriyet 28 Şubat'ta, 12 Eylül'de, 27 Mayıs'ta kurulan bir cumhuriyet değildir." dedi.

AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, attıkları her adımı, "Türkiye'nin normalleşmesi için attıklarını" söyledi. Yaptıkları reformların, belli kesimlere imtiyaz sağlayan değil tam aksine belli kesimlerdeki imtiyazları alan, 76 milyonu birleştiren, Türkiye'yi normalleştiren reformlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ellerinden imtiyazları gidenler, 11 yıl boyunca itiraz ettikleri gibi bugün de itiraz ediyorlar, yarın da itiraz edecekler." diye konuştu.

Erdoğan, "Devletin hizmetleri karşısında imtiyaz kabul etmiyoruz. Devletin vatandaşa bakışında imtiyazı asla kabul etmiyoruz. Hukuk önünde, devlet nazarından, devletin hizmetleri hususunda her vatandaş birdir eşittir, bütünüyle aynı haklara sahiptir." şeklinde konuştu.

"ASLOLAN İLK MECLİSİN ÖNÜNDEKİ FOTOĞRAFTIR"

Devletin vatandaşına yaşam tarzı, inanç, mezhep, değer dayatamayacağını dile getiren Erdoğan, "Devlet vatandaşına çocukluktan başlayarak format atamaz. Tek tip, standart vatandaş yetiştirmek için vatandaşına zulmedemez" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye Cumhuriyeti'nin 23 Nisan 1920 ruhu üzerine inşa edildiğini söyleyen Erdoğan, bu ruhu ise "Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle Misak-ı Milli sınırları içindeki herkes, özellikle de Müslüman unsurlar, kendi ifadesiyle Anasır-ı İslam, bu Cumhuriyetin ayrımsız ve imtiyazsız vatandaşları olarak kabul edilmiş, Cumhuriyet de zaten onlar tarafından inşa edilmiştir. 23 Nisan 1920'de Ankara Ulus'ta Büyük Millet Meclisi önündeki fotoğraf, bizim Cumhuriyetimizin özünü, ruhunu, felsefesini en net ve en anlamlı şekilde yansıtan fotoğraftır. Meclis önünde, Gazi Mustafa Kemal'in etrafında ellerini semaya açmış dua edenleri gösteren fotoğraf, bir Türkiye fotoğrafıdır, bir Cumhuriyet fotoğrafıdır. Gönderdikleri, valiliklere olan genelgeyle, Hatmi Şeriflerin indirilmesi, Salat-ı Tefriciyelerin getirilmesi, Sahih-i Buhari'nin hatmi, bütün bunlar bizim ilk Meclisin açılışındaki sırdır, aslolan budur zaten." diye izah etti.

Kurulan ilk Meclis'te Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Gürcü, Abaza, Roman, Boşnak var, diğer tüm etnik unsurların olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Orada Sünni, Alevi var. Orada farklı libaslar, elbiseler içinde birbirinin kıyafetine ve yaşam tarzına hoşgörü gösteren, saygı duyan bir anlayış var. Cumhuriyet, bu topraklar üzerindeki tüm farklılıkları bir zenginlik olarak gören, farklılıkları aynı idealler altına toplayan, farklılıkları birleştiren bir ruh, böyle bir felsefe, böyle bir anlayış üzerine bina edilmiştir." dedi.

1960'TAN SONRA 10 YERLEŞİM MERKEZİNİN İSMİ DEĞİŞTİRİLDİ

"Bugün attığımız her adımı, yaptığımız her reformu Cumhuriyet'e karşı gibi göstermeye çalışan cahiller ve istismarcılar bulunuyor." şeklinde konuşan Başbakan Erdoğan, ardından demokratikleşme paketinde yer alan değişikliklere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İlk olarak yer isimlerinin değiştirilmesine değinen Erdoğan, Türkiye'de yer isimlerinin değiştirilmesinin 1949 tarihli bir yasaya dayandırıldığını hatırlattı. Erdoğan, 27 Mayıs 1960 darbesinden hemen sonra, sadece 4 ay içinde Türkiye'de 10 bin civarında yerleşim merkezinin isminin değiştirildiğini, 1960'tan 1965'e kadar 16 biden fazla yer adının değiştirildiğini, aynı şekilde 12 Eylül 1980 müdahalesinin ardından da binlerce yer adının değiştirildiğini anlattı. Erdoğan, şöyle devam etti: "Örneğin, Siirt Tillo ismi, bundan sadece 23 yıl önce, 1990 yılında Aydınlar olarak değiştirilmiştir, eniştesi olduğum için orayı örnek veriyorum. Allah aşkına bunun Cumhuriyetle, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesiyle nasıl bir ilgisi, alakası olabilir?"

"BU CUMHURİYET 28 ŞUBAT'TA, 12 EYLÜL'DE, 27 MAYIS'TA KURULAN BİR CUMHURİYET DEĞİLDİR"

Erdoğan ardından kaldırılan Andımız uygulamasına ve kamuda kılık kıyafet değişikliğine değindi: "Her sabah okullarda okutulan and, 1933 yılında başlayan, bugüne kadar da defalarca değiştirilen, kaldırıldığı halde 12 Mart'ta 12 Eylül'de yeniden diriltilen bir uygulamadır. Bunun Cumhuriyetle ilgili olduğunu iddia etmek nasıl bir cahilliktir? Türkiye'de kılık ve kıyafet üzerinden ayrımcılık, Cumhuriyetin kurulmasından çok sonra uygulandı. 1940'larda adeta zulme dönüşmüş, 12 Eylül ve 28 Şubat dönemlerinde bu zulüm doruk noktasına ulaşmıştır. Başörtüsü yasağını Cumhuriyet ile ilişkilendirmek nasıl bir cahilliktir, nasıl bir istismardır? Hiç kimse kusura bakmasın; bu Cumhuriyet 28 Şubat'ta, 12 Eylül'de, 27 Mayıs'ta kurulan bir Cumhuriyet değildir." CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri