Erdoğan: Artık Dershane Anlayışının Yürümesi Mümkün Değil

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gelinen noktada artık dershane anlayışının düşüncesinin yürümesi mümkün değil" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Gelinen noktada artık dershane anlayışının düşüncesinin yürümesi mümkün değil" dedi. Bir televizyon programında dershanelerle ilgili konuşan Erdoğan, "Bu işe girerken bu adımı atarken burada bu art niyetler olduğu sürece zaten bu iş burada bitmez" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, ATV - AHaber'in ortak yayınında 'Başbakan ile gündem özel' programında gazetecilerin dershanelerin kapanması ile ilgili sorularını cevapladı. Programın ikinci kısmında Erdoğan'a "Lise müfredatına dahil olan derslerle ilgili kurs almak yasak olacak. İnsanın aklına Kuran kursları da geliyor. Dışarıda din dersi görmek de sakıncalı hale gelebilir mi?" şeklinde bir soru yöneltildi.

"BU OKULLAR NİYE VAR?"

Erdoğan, şöyle cevap verdi: "Buradaki tuzak bu. Bu oyunu oynayanlar bu kara propagandayı yapanlar, bunu yapıyorlar. Bakın bu çok çirkin bir benzetme. Bir defa şuradan gireceğim işe. Kuran kursları ne kadar mukaddesse bizim için de dershaneler o kadar mukaddestir mantığı çok ters bir mantıktır. Kuran kursuna giden Kuran'ı öğrenmek için gitmiyor, Kuran'ı hıfz etmek, hafızlık için gidiyor. Düz liselerde seçmeli ders olarak ne yapıldı? Siyer-i nebi ve Kuran konuldu. Seçmeli derste sadece Kuran'ın okunmasını öğrenirsiniz. Kalkıp da Kuranı hıfz edemezsiniz. Ezberleyemezsiniz. Ama Kuran kursları Kuran'ı ezberlemek için kurulmuş ve bunun yanında da diğer İslami ilimlerle ilgili de orada program uygulanıyor. Burada atacağımız adımda şu var, bir defa bütün bu atılan adımın şu yanını hiç bir zaman bir kenara koymayalım. Biz iktidara geldiğimizde üniversite imtihanında sorular neye göre hazırlanıyordu biliyor musunuz? Bu dershanelerin müfredatına göre hazırlanıyordu. Yani okulda okuduklarınız size soru olarak gelmiyordu. Dershanede öğrendiklerinizden size sorular geliyordu. Biz onu o dönemde Hüseyin Bey'in döneminde dedik bunu bir defa süratle değiştireceğiz. Ne demek ya? Bu okullar o zaman niye var? Eğer bu okullar varsa o zaman bu dershaneler niye var? Ha yok dershanelerde her iş bitiyorsa o zaman bu okullar niye var? Bu paraları niye harcıyoruz bu kadar okulu niye yaptırıyoruz? Buna bir çeki düzen verilmesi lazım dedik. Attığımız bu adımla biz bir şeyi getirdik."

"VIP DERSHANELER BİLE KURULDU"

"Bir defa bu dershaneler ücretli mi? Ücretli. Bakınız şu anda ben size bazı örnekler vereceğim, halkım bunu bilmiyor. Asgari 2 bin lira ile 20 bin liraya kadar bu dershane ücretleri var. Eğer çok daha limiti artırmak isterse, 20 binin üzerinde de, anlaşmaya bağlı, daha da çıkabilir. Dershane ismi vermeyeceğim, bunlar diyelim dört öğrenci alıyor dört öğrenciye geliyor ders veriyor onları özel olarak hazırlıyor. Tabi bunun yanında hatta adları şöyle de anılan dershaneler de var, VIP dershaneler. Bu tür dershaneler de kuruldu. Benim dediğim Pi dershaneleri diye geçen dershaneler. Buradaki öğrenci sayısı dar kapsamda 3 tane 4 tane. Ona özel önem veriyor. Peki kim bunlar? Bir parası olan, iki Fen Liselerinden sosyal bilimlerden Anadolu Liselerinden seçilmiş oraya gelen öğrenciler. Zaten seçilmiş. Onların zaten kazanması neredeyse yüzde 100.

"İNSAF EDİN BE"

"Bu öğrenciler ve bu öğrenciler üzerinde belli bir süre kısa bir süre bir çalışma yürütülüyor. Bu çalışmayla da bu çocukları biz kazandırdık. İnsaf edin be. Bu çocuklar bunca zamandır devletin Fen lisesinde okudu, buradaki emek nereye? Bu devletin ortaokullarından yetişti bu çocuklar ya. Bunların bir çoğu SBS imtihanlarına girdi. Bunlar niye? Bu devletin bu çocuklar üzerinde hiçbir emeği yok mu, hiç hakkı yok mu? Bunların hepsini bir kenara koyuyorsunuz 3 ay 6 ay 9 ay o çocuğa orada bir test tekniği öğretiyorsunuz. Ve ondan sonra diyorsunuz ki bunlar bizim eserimizdir ve biz bunları yetiştirdik. Olmaz böyle bir şey. Burada bir vakıa bir gerçek bir tarafa konulmuş oluyor. Bunu da gelip Kuran kursları ile benzetmek çok çok çirkin bir şey. Bir defa Kuran kurslarının alanı çok farklı, milli eğitim ile alakası yok. Tamamıyla diyanetle alakalı bir süreçtir. Bunu bir defa birbiri ile karıştırmak, mukayesini bu şekilde yapmak bir defa büyük bir yanlış. Ve orada ücret de yok ücretsizdir Kuran kursları. Vakıflar bütün hizmetleri verir. Bakın bizim şu anda elimizde 800 bini aşkın öğretmen var. Bizim bütün bu öğretmenlerimize haksızlıktır bu. Yani şu dershaneler konusu bizim öğretmenlerimiz başarılı, dershaneler başarılı ama devletin okulları başarısız demek devletin okullarından biz bir şey almıyoruz demek. Bizim 800 bini aşkın öğretmenimizin döktüğü tere haksızlıktır, saygısızlıktır."

"SAVAŞTA BİR GÜN ÖLÜRSÜN SİYASETTE HER GÜN"

Programda Erdoğan'a şöyle bir soru yöneltildi: "Cemaatle AK Parti kavga ediyor diye birileri kendilerini ortaya atıyor. Sizi yıpratmak için konuyu getiriyorlar. Aynı şekilde geçenlerde bir yüksek dereceli Amerikalı diplomatla beraberdim. Baskı var dediler, basına baskı var, düşünce özgürlüğü kısıtlanıyor. Bugün BBC yayınlarında da dershane konusu, Amerika'ya özgürlüklerin kısıtlanması girişim özgürlüğünün kısıtlanması şekilde yansıtılmış bir takım yayın organları tarafından. Bazen canınıza tak etmiyor mu? Birikmiş bütün yükler sizin sırtınızda."

Erdoğan da şöyle konuştu: "Az önce Churchill'in sözünü söylediniz ya. Siyaset savaştan daha zor. Savaşta bir kere ölürsün, siyasette her gün ölünür. Bu maalesef ruhumda var. Mecburuz katlanacağız ve yola devam edeceğiz. Biz eğitimde bir reform yaptık. Neydi o? 4+4+4. Bunları niye yapıyoruz. Hepsi bakın hiçbir iktidar 12 yıl zorunlu eğitime imza atamadı. Ama biz geldik dedik ki 12 yıl zorunlu eğitimi başarmalıyız. Bu adımı atalım. Ve biz bu adımı attık. Bu adımı atarken de yine bütün dünyadaki gelişmiş eğitim sistemlerini inceleyerek bu adımı attık. Okul öncesi eğitim sistemlerini inceledik. Bütün bunlarla birlikte istiyoruz ki kaliteyi artıralım. Ama biz hala istediğimiz kaliteye ulaşabilmiş değiliz, biz bunun farkındayız. Bunun için de çok büyük bir gayretin içerisindeyiz. Onun için bu kampanyayı yürütenlere diyoruz ki 'gelin madem bu kadar başarılısınız, kurun okullarınızı alın size destekleri, orada bu başarıyı gösterin."

"ŞUBAT'TA 10 BİN ÖĞRETMEN ALINACAK"

Erdoğan'a dershane öğretmenlerin alınması halinde tayin bekleyen öğretmenlerin durumu soruldu. Erdoğan da, "Tayin bekleyen öğretmenler daha henüz tabi öğretmenlik noktasında böyle bir hakkı kazanmış değiller. Ocak'ta emekli olacak öğretmenler var, yaklaşık 8 bin 500 civarında emekli olacak öğretmenler var. Emekli olacak öğretmenlerin yerine de biz Şubat'ta 10 bin öğretmen inşallah atayacağız. 10 bin öğretmeni alacağız Şubat'ta. Bunların hepsi boşluk dolmadan yürüsün istiyoruz. Biz 10 yılda 400 bin öğretmen milli eğitime kazandırdık. Bizden önceki dönemlerde böyle bir şey yok. Şu anda da bizde bir yılda ne kadar emekli var, şu kadar. O emekli öğretmenlerin yerini hem dolduracağız. Bir de ona artı. Niye? Şu anda bizim 126 bin öğretmen açığımız var. Bunu da hallederken bir anda halletmemiz mümkün değil. Çünkü bütçe de buna müsaade etmesi lazım. Bütçeyi bir kenara koyup da bütçe velev ki öyle olsun bütçe açık versin hiç önemli değil ama bu 126 bini hemen ata. Olmaz. Bütçemizi dikkatli bir şekilde kullanacağız. Ona göre de adımlarımızı atarken diyelim ki önümüzdeki 4 yıl 5 yıl içerisinde bu öğretmen açığımızı da tamamen sıfırlamış olacağız. Burada da bir sıkıntımız yok. 4+4+4 ile Türkiye bir defa çok önemli bir değişimi dönüşümü yaşıyor. Ama istiyoruz ki bu dernekler bu arkadaşlarımız kesinlikle bu adımları atmak suretiyle eğer bu işi okula dönüştürme eğer okul istemiyorlarsa kendilerine bir alternatif daha verdik açık lise dedik, gelin açık liseler kurun" şeklinde konuştu.

"15 GÜN İÇİNDE BİTEBİLİR"

Mehmet Barlas'ın "Efendim arayış içindesiniz galiba" şeklinde hatırlatması üzerine "Biz arayışımızı yaptık. Bunları bitirdik." diyen Erdoğan, aynı gazetecinin "Nihai model bu mu?" diye sorması üzerine de "Tabi bunlar, bu anlattıklarım. Ama onların varsa farklı bir şeyi onu bize sunsunlar. Bizim geri dönmemiz diye bir şey asla söz konusu değil." dedi. Sunucunun tasarının yasalaşması konusunda "15 gün içinde bu iş finalize olacak değil mi?" şeklinde sorması üzerine ise Erdoğan, "Neredeyse" cevabını verdi.

"BİR YIL ÖNCE DE AÇIKLADIM"

Yine Mehmet Barlas'ın "Şu anda yeni dershane açılmasını durdursanız bu model kesin hale gelene kadar bu kavga ortamı bitse diyorum. Çok gereksiz bir gerginlik var" şeklinde hatırlatması üzerine ise Erdoğan şöyle devam etti: "Şimdi tabi bu işe girerken bu adımı atarken burada bu art niyetler olduğu sürece zaten bu iş burada bitmez. Bunun için de bir siyasi otorite burada eğer bir yasal düzenleme yapıyorsa, biz çünkü bu işi bir kere ertelemedik iki kere üç kere dört kere. Mesela ben en son açıklamamı bir yıl önce yaptım. Dedim ki biz bir yıl sonra artık bu dönüşümü tamamlayacağız. Ve şu anda tabi süre yaklaştıkça bu defa Haziran ayı yaklaşıyor hele hele şimdi önümüzde bir de seçimler var. Bu hassas bir dönemdir. Burada bu işi bindirelim havasına girildi. Bazı dershane grupları onlar da destekliyor. Özel okullar açık liseler noktasında bu süreci destekliyoruz diyorlar. Hatta geçiş için işte burada bir süre ki biz onlara da onu dedik burada bir 2 yıllık süre açık liselerle alakalı olarak burada böyle bir şeyi sizlere verebiliriz dedik. Tabi orada bir talepleri var ama konuşuluyor ben ona sıcak bakmıyorum, 4 yıl olsun gibi talepleri var. Bu ayrıca görüşülür konuşulur. Gelinen noktada artık dershane anlayışının düşüncesinin yürümesi mümkün değil. Kurarlar özel okullarını, biliyorsunuz özel okullarda kendi diliyle eğitimini yapsın, kur özel okulunu orada özel okulun öncesine sonrasına ayrıca kurslarını koy. O sana ait olan bir şeydir. Bunu özel okulunda yapabilirsin. Ama devletin okulundan alacaksın, ondan sonra da orada böyle yüksek ücretlerle bindireceksin olmaz. Biz milletin aleyhine olacak böyle bir şeye artık fırsat vermek istemiyoruz."

"DERSHANELER ALTERNATİFTİR"

Halk eğitim merkezlerinin bir model gibi öne çıkmasının sorulması üzerinede Erdoğan, "Halk eğitim merkezleri ücretli yerler değil. Zaten belli bir periyotta devam ediyor. Bunlara alternatif değil. Devletin eğitim sistemine alternatif olan bu dershanelerdir, alternatif paralel kendilerine göre bir şeyler üretmenin gayreti içerisindeler." dedi.

Ardından bir başka gazeteci, dershane öğretmenlerinin kaygılı bir kesim olduğunu belirterek, ikinci kaygılı kesim olan aileleri gündeme getirdi: "Dershane öğretmenleri kaygılanmasın demiş oldunuz. Dershane öğretmenleri kaygılanmasın dediniz. Şu sıralarda önümüzdeki yıldan itibaren üniversiteye gitmekte olan aileler de bir endişe içinde. 40 yıllık bir sistem değişiyor sonuçta. SBS sınavlarında bir adım atıldı ve müfredata bağlı sınav sistemine geçildi. Ama üniversite sınav sorularının müfredatla uyumlu hale getirilmesi mümkün olacak mı? Dershanelere bağımlılığı azaltacak konulardan birisi bu."

"MEB, TÜBİTAK VE YÖK MÜFREDAT DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN ÇALIŞIYOR"

Bunun üzerine Erdoğan, "Burada Milli Eğitim Bakanlığı, TÜBİTAK ve YÖK müşterek bir çalışmanın içindeler. Müşterek bir çalışmayla burada dediğiniz dengeyi, o müfredat eşitlemesini yapmak suretiyle üniversiteye giriş imtihanlarında da bir defa o eğitimde fırsat eşitliği olayını sağlamış olacağız. Haksız rekabeti böylece ortadan kaldıracağız. Okul müfredatlarına dayalı bir sınav sistemini getirmiş olacağız." şeklinde konuştu. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri