Başlığa bakınca Konya’da Selçuk Üniversitesi’nden bölünen, adı önce “Konya” sonra da “Necmeddin Erbakan” olan Muzaffer Şeker Hoca’nın rektör olduğu üniversiteden bahsedeceğimi zannetmeyin. Evet onun adı da Necmeddin Erbakan Üniversitesi, düşünen, adını veren, kadirşinaslık yapanlardan Allah razı olsun.
Ama benim esas kasdım o değil, başka bir üniversite. Bu üniversite Konya’yla, Türkiye’yle sınırlı değil. Kampüs alanı dünyaya yayılmış, öğrencileri binleri, yüzbinleri değil milyonları aşmış bir üniversite. Kurucu Rektörü Prof. Dr. Necmeddin Erbakan.
Bazı okullarda “Şeref Levhası”, “Gurur Tablosu” adı altında panolar olur. O okuldan mezun olup ta önemli mevkilere gelen insanların fotoğrafları duvarlara asılır. Erbakan Üniversitesi’nden mezun olup ta “bir yerlere” gelen insanların fotoğraflarını toplayıp asmaya kalksak ne panolara sığar, ne duvarlara.
Türkiye’nin son 40-50 yılına baktığımızda en tepede Cumhurbaşkanları ve Başbakanlardan başlayarak bakan, milletvekili, belediye başkanı, bürokrat, teknokrat, siyasetçi, devlet adamı, akademisyen, sanayici, iş adamı, teşkilatçı, eğitimci… olarak Erbakan’ın rahle-i tedrisinden geçen isimleri tesbit etmeye çalışsak defterler, kalemler tükenir.
Eski Milli Görüşçüler bilir. MSP zamanında başlatılan Ağır Sanayi Hamlesi sürecinde Türkiye’nin (o zaman) 67 vilayetinde yapılan tesislerin bulunduğunu gösteren bir harita vardı. Konya’da şimdiki Vakıflar Bölge Müdürlüğü Binası olan MSP İl Teşkilatı’nda da bu haritadan bir tane asılı idi. Daha sonra değişik gazete ve dergilerde de yayınlandı. O haritada karış karış, her taraf sanayi tesisi, fabrika, “fabrika yapan fabrika”larla dolu idi.
Meğer Erbakan Hoca bu fabrikalar yanında bir de bacası görünmeyen ve mamülleri yıllar sonra ortaya çıkacak ikinci bir hamle daha yapmış ta kimsenin haberi yokmuş. Buna “İnsan Fabrikası” diyeceğim ama kelime pek hoş olmadığı için daha münasip olan, başlıktaki “Erbakan Üniversitesi” ismini tercih ettim.
Bu hafta Erbakan Haftası. 2011 yılı Şubat sonunda dar-ı beka’ya irtihal eden Merhum Erbakan Hoca açılıp kapatılan 5 partisinden ayrı olarak gazete, televizyon, sendika, eğitim, gençlik, sosyal-teknik-hukuk-tarım… alanlarında da halen hayatiyetini devam ettiren bir dizi organizasyonların da kurucusu idi. Gerçek bir kurucu, fikir adamı, dava adamı, aksiyon adamı, cihad eri idi.
Hem açılıp kapanan partileri, hem de çok farklı alanlardaki bu teşkilatlar, vakıflar, dernekler, birlikler, sendikalar… vasıtasıyla öyle çok adam yetiştirmiş ki akıl havsala almıyor.
Kulakları çınlasın Halil Ürün Bey, başkanlığı esnasında “Konya yer altından yönetiliyor” der ve bununla Konya’da vaktiyle yaşayıp vefat eden görünmeyen mana erlerinin, erenlerin feyzini, bereketini kasdederdi.
Şimdi de bu sözden hareketle Merhum Erbakan Hoca’nın vaktiyle çektiği emeklerin, gayretlerin, çilelerin meyvelerini kasdederek “Türkiye yer altından yönetiliyor” desek yanlış mı olur acaba?
Evet, Türkiye’yi şu anda Erbakan’ın talebeleri yönetiyor. Talebelerinin Erbakan’a sadakat ve vefakarlığı nedir, orası ayrı bir konu ama Türkiye Cumhuriyeti kadrolarının şu an Erbakan Üniversitesi mezunlarına emanet olduğu kesin.
Yukarılardaki bu gerçekten aşağı kademelere doğru indikçe de karşımıza şu tablo çıkıyor:
“Cemaat” denen yapıya “Ne istediniz de vermedik?” denerek, yıllarca tüm kadrolar peşkeş çekildikten sonra, tabiri caizse “Besle kargayı, oysun gözünü” kabilinden bir sonuç ortaya çıkınca; Erbakan Üniversitesi mezunu gençlerin kadrü kıymeti son zamanlarda biraz daha artmaya, “talib” değil “matlub” olmaya başladılar.
Bir zamanlar AGD yöneticilerine randevu vermeyen Belediye Başkanlarının kulakları çınlasın!