Ekonomik konular yazı serisi
Ülkemizde fiyat artışları ve enflasyon, TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) olarak ve TEFE (Toptan Eşya Fiyatları Endeksi) olarak her ay hesaplanır ve ilan edilir. TÜFE, yiyecek, içecek, giyim, kültür, seyahat gibi bütün mal ve hizmet harcamaları gibi bütün mal ve hizmetleri kapsar. TEFE ise halkın kullandığı tüm malların ham maddelerini içerir. Bunda hizmet giderleri bulunmaz. Enflasyon rakamları ise TÜİK (Türk İstatistik Kurumu) tarafından hesaplanır ve her ayın 3’ünde TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi) ve ÜFE (Üretici Fiyatları Endeksi) olarak açıklanır.
Vatandaşı yakından ilgilendirdiği için basında ve günlük hayatta daha çok TÜFE üzerinde durulmaktadır. Hükümetler de enflasyonu düşürmek için çaba sarf etmektedirler. Genellikle son yıllarda memur maaşlarındaki yıllık veya 6 aylık artışın ve emekli maaşlarındaki yıllık veya 6 aylık artış ile asgari ücretteki artışların belirlenmesinde hep TÜFE esas alınır. Hatta tarım ürünlerinin taban fiyatlarındaki artışlar belirlenirken bile TÜFE göz önünde bulundurulur.
Eğer enflasyon (TÜFE) mali yılsonunda belirlenenden yüksek olursa, enflasyon farkı memurun veya emeklinin maaşına ilave edilir. İşçilere verilen asgari ücret için bu uygulama söz konusu değildir. Tarım ürünlerinin alımında da enflasyon farkı ödemesi de yapılmaz.
Bütün hükümetler enflasyonu düşürmek isterler. Bilindiği gibi, enflasyon hedefinin kontrolünü, Merkez Bankası tarafından takip edilmektedir. Hükümetler enflasyon hedefini Orta Vadeli Program’da (OVP) belirlerler ve bu hedefi gerçekleştirme gayreti içinde olurlar. Memur ve emekli maaşları ile işçi ücretlerini ve tarım ürünlerinin taban fiyatlarını düşük tutabilmek için hükümetler yıllık bütçelerini yaparken temel ekonomik büyüklükler arasında yer alan enflasyon oranı hedefini mümkün olan en düşük seviyede tutarlar. Tabii ki yıllık TÜFE’nin düşük olmasının piyasalar üzerinde olumlu psikolojik etkisini de dikkate almak gerekir. Zira 1970’li yıllardan beri Türk halkı yüksek enflasyonla yaşamaktadır ve bu tarihten beri enflasyon konusunda “enflasyon canavarı” sözcüğü siyasi lügatimize ve halkın diline girmiş bulunmaktadır.
Yıllar itibariyle enflasyon rakamlarını vermeden önce şu hususu belirtmekte yarar var. TÜİK tarafından, gerek ÜFE ve gerekse TÜFE’ye ait enflasyon rakamları hesaplanırken tüketilen pek çok mal esas alınır. 2003=100 Temel yıllı Tüketici veya Üretici Fiyatları endeksi olarak açıklanır. TÜFE’ye ait listede başlangıçta 453 mal vardı. Ancak daha sonraki yıllarda bu sayı önce 432’ye ve son birkaç yıldan beri de 417’ye indirildi. ÜFE’ye ait listede ise 493 kalem mal vardır. Bu malların fiyatlarındaki değişime göre hesap yapılır.
Eğer günlük hayatta çok kullanılan mallar veya mesela mutfak masrafları (mutfakta ki yangın) esas alınırsa TÜFE’nin verilen rakamlardan çok daha yüksek olduğu görülür.
Bu konu polemik yapmaya çok müsait olduğu için biz değerlendirmelerimizi devletin kendi resmi rakamları üzerinden yapmayı uygun bulduk. Yıllar itibariyle Türkiye’deki Enflasyon (TÜFE) oranları Tablo 4’de verilmiştir.
YILLAR ENFLASYON (TÜFE) %
2000 39.00
2001 68.53
2002 29.75 .AKP Hükümetleri dönemi
2003 18.36
2004 9.32
2005 10.53
2006 9.65
2007 8.39
2008 10.06
2009 6.53
2010 6.40
2011 10.45
2012 6.16
2013 7.40
2014 8.17
2015 8.81
2016 8.53 Kaynak TUİK
Türkiye’de enflasyon, yıllardan beri sürekli yüksek seyretmiştir. DSP, MHP ve ANAP’tan oluşan Koalisyon hükümeti döneminde yaşanan 2001 krizinden sonra tabii bir seyir olarak enflasyon düşmüştür. Nitekim 2001’de % 68,53 olan enflasyon 2002’de % 29,75; 2003’de % 18,36’ya ve 2004’de % 9,32’ye düşmüştür. 2005’de % 10.53’e yükselen TÜFE 2006’da % 9.65 olmuştur. Bu durum daha sonraki yıllarda da devam etmiş ve 2008 krizinde % 10,6’ya yükselen enflasyon, 2009’da % 6.53’e, 2010’da % 6.40’a kadar gerileyen enflasyon, 2011’de tekrar çift haneli rakamlara yükselmiş, % 10.45 olmuştur. 2012’de % 6.16’ya düşen enflasyon 2013’de % 7,4’e ve 2016 yılında ise % 8,53’e yükselmiştir.
Yani enflasyon sürekli inişli, çıkışlı bir seyir izlemiştir. Bu durum iktidarın her konuda olduğu gibi, bu konuda da başarılı olamadığını göstermektedir. İktidarlar enflasyonu düşürmeyi arzu etmişler ama bir türlü muvaffak olamamıştır. Mesela 2010 yılında açıklanan OVP’da 2011 yılında enflasyonun % 5,3 olması hedeflenmiş ama yılsonunda % 10,45 olarak gerçekleşmişti. Yani hedeften % 97 sapma olmuştur. Diğer yıllar için de aynı oranda olmasa bile benzer durum söz konusudur. Mesela 2015 yılı mali bütçesi yapılırken % 6,1 olması planlanan TÜFE 2015 yılı sonunda % 8,81 olarak gerçekleşmiştir. Yani hedefte % 44 sapma olmuştur. Aynı durum 2016 yılı için de geçerlidir.
Şurası da unutulmamalıdır ki iki çarpanlı bir hesapta siz çarpanlardan birini, emirle küçük tutarsanız çarpım netice de küçük çıkacaktır. Bunu işsizlikte de aynen görmekteyiz.
Kaynak; Prof. Dr. Latif Öztek ve TUİK