Konyaspor’un Bursa deplasmanından puan alacağına Giray Bulak da inanmamıştı. Bundan daha acısı Konyaspor, Bursaspor maçının geçen hafta oynanan Kocaelispor maçı bittiğinde kaybetmişti.
Diyeceksiniz ki, “nasıl yani”
Bu işin yanisi manisi şu: Konyaspor teknik Direktörü Giray Bulak, Bursaspor maçını oynamadan Eskişehir maçını düşündüğü için. Ve en önemlisi de inanmadığı bir takımı da sahaya sürmesi bunun en büyük göstergesiydi.
Giray Bulak, kendisine son haftalarda inanılmaz bir tepki olmasına rağmen Bursaspor maçında da yine bildiğini okudu. Yanlış takım ve yanlış sistem 3-0’lık farkı getirdi.
Yukarıda da belirttiğim gibi Giray hoca Kocaelispor maçı oynanırken Bursaspor maçını kaybettiğini bu maçtan 0 puanla dönüleceğini önce kendisini sonra Veysel, Bülent, Ayman ve Serhat Akyüz’ü inandırmıştı.
Kocaeli maçının sonlarına doğru bu oyunculardan sarı kart almalarını isteyen Giray Bulak, Bursa maçından umudunu kestiğini o maçta göstermişti.
Hem Giray Bulak, hemde Konyaspor, Bursaspor maçında da deve gibiydiler. Oyuncularında hocanın da hiçbir futbol eylemi doğru değildi.
Savunmada Mehmet Çoğum, Kratochwil ve Ömer Gündostu ile kalesini savunmayı amaçlayan Giray Bulak, aylardır futbol topuna uzak durmuş Erdal’ı, “takıma katkı vermiyor” diyerek tribünlere gönderdiği Fahri’yi, yine sakatlığı tam olarak atlatamayan Ömer’i oynatması ne kadar doğruydu.
Halbuki bu takımda 24 maç çatır çatır top oynayan kazanınca sevinen, kaybedince ağlayan İsmail Güldüren gibi bir oyuncuyu hemde saha içerisinde takımını ateşleyecek bir futbolcuyu kenarda tutuyorsa ben hocanın takım kurma, sistem ve oyuna müdahale anlamında iyi niyetli olmadığını düşünüyorum.
Serhat Akın, haftalardır bu takımda sırıtıyor. Mihajlov sırıtıyor, Ömer sırıtıyor, Celalettin ise yine bildiğini okuyor ama ne hikmetse bu oyuncuların formaları kendilerine tapulu gibi. Kimse de çıkıp Giray Bulak’tan bunun hesabını sormuyor yada soramıyor.
Bir teknik adam düşünün, 1-0 geriye düşen takımının savunma oyuncusunu hücum bölgesine gönderiyor, takımın savunma güveliğini yerle bir ediyorsa ve takımın fark yemesine çanak tutuyorsa, ben o hocaya hoca demem.
Savunmada Kratochwil ve Mehmet Çoğumla akın akın genel Bursa ataklarında fark üçe çıkıyorsa bunun baş sorumlusu kesinlikle Giray Bulak’tır, Giray hocaya birileri ‘dur’ demeli. Birileri ‘dur’ demiyor yada diyemiyorsa bu işin sonu korkarım Bank Asya olacaktır.
Konyaspor bu oyun kurgusu ve bu sistemi ile son üç maçtan nasıl altı puan alacaksa, nasıl bu lige tutunacak açıkçası çok merak ediyorum.
Bir takımın başındaki hoca maç kazanmaya inanmıyorsa, oyuncularını nasıl inandıracak, oyuncularını maça nasıl hazırlayacak ve nasıl motive edecek.
Önümüzde bir Eskişehir maçı var, bu maç Konya için ‘varmısın yokmusun’ maçı olacak.
Giray Bulak, yine bu saçma sapan karosuyla, sistemiyle ve oyun kurgusuyla mı çıkacak bu maça?
Kısacası işimiz çok zor. “Bu takımın en büyük rakibi bu hafta Eskişehir” diyorsanız yanılıyorsunuz. Konya, öncelikle Giray Bulak’a sonrada Eskişehir takımına önlem almalıdır.
Aksi takdirde Hacettepe ve Kocaeli’nin Bank Asya yolunda yalnız bırakmayan atkım biz oluruz.
Diyeceksiniz ki, “nasıl yani”
Bu işin yanisi manisi şu: Konyaspor teknik Direktörü Giray Bulak, Bursaspor maçını oynamadan Eskişehir maçını düşündüğü için. Ve en önemlisi de inanmadığı bir takımı da sahaya sürmesi bunun en büyük göstergesiydi.
Giray Bulak, kendisine son haftalarda inanılmaz bir tepki olmasına rağmen Bursaspor maçında da yine bildiğini okudu. Yanlış takım ve yanlış sistem 3-0’lık farkı getirdi.
Yukarıda da belirttiğim gibi Giray hoca Kocaelispor maçı oynanırken Bursaspor maçını kaybettiğini bu maçtan 0 puanla dönüleceğini önce kendisini sonra Veysel, Bülent, Ayman ve Serhat Akyüz’ü inandırmıştı.
Kocaeli maçının sonlarına doğru bu oyunculardan sarı kart almalarını isteyen Giray Bulak, Bursa maçından umudunu kestiğini o maçta göstermişti.
Hem Giray Bulak, hemde Konyaspor, Bursaspor maçında da deve gibiydiler. Oyuncularında hocanın da hiçbir futbol eylemi doğru değildi.
Savunmada Mehmet Çoğum, Kratochwil ve Ömer Gündostu ile kalesini savunmayı amaçlayan Giray Bulak, aylardır futbol topuna uzak durmuş Erdal’ı, “takıma katkı vermiyor” diyerek tribünlere gönderdiği Fahri’yi, yine sakatlığı tam olarak atlatamayan Ömer’i oynatması ne kadar doğruydu.
Halbuki bu takımda 24 maç çatır çatır top oynayan kazanınca sevinen, kaybedince ağlayan İsmail Güldüren gibi bir oyuncuyu hemde saha içerisinde takımını ateşleyecek bir futbolcuyu kenarda tutuyorsa ben hocanın takım kurma, sistem ve oyuna müdahale anlamında iyi niyetli olmadığını düşünüyorum.
Serhat Akın, haftalardır bu takımda sırıtıyor. Mihajlov sırıtıyor, Ömer sırıtıyor, Celalettin ise yine bildiğini okuyor ama ne hikmetse bu oyuncuların formaları kendilerine tapulu gibi. Kimse de çıkıp Giray Bulak’tan bunun hesabını sormuyor yada soramıyor.
Bir teknik adam düşünün, 1-0 geriye düşen takımının savunma oyuncusunu hücum bölgesine gönderiyor, takımın savunma güveliğini yerle bir ediyorsa ve takımın fark yemesine çanak tutuyorsa, ben o hocaya hoca demem.
Savunmada Kratochwil ve Mehmet Çoğumla akın akın genel Bursa ataklarında fark üçe çıkıyorsa bunun baş sorumlusu kesinlikle Giray Bulak’tır, Giray hocaya birileri ‘dur’ demeli. Birileri ‘dur’ demiyor yada diyemiyorsa bu işin sonu korkarım Bank Asya olacaktır.
Konyaspor bu oyun kurgusu ve bu sistemi ile son üç maçtan nasıl altı puan alacaksa, nasıl bu lige tutunacak açıkçası çok merak ediyorum.
Bir takımın başındaki hoca maç kazanmaya inanmıyorsa, oyuncularını nasıl inandıracak, oyuncularını maça nasıl hazırlayacak ve nasıl motive edecek.
Önümüzde bir Eskişehir maçı var, bu maç Konya için ‘varmısın yokmusun’ maçı olacak.
Giray Bulak, yine bu saçma sapan karosuyla, sistemiyle ve oyun kurgusuyla mı çıkacak bu maça?
Kısacası işimiz çok zor. “Bu takımın en büyük rakibi bu hafta Eskişehir” diyorsanız yanılıyorsunuz. Konya, öncelikle Giray Bulak’a sonrada Eskişehir takımına önlem almalıdır.
Aksi takdirde Hacettepe ve Kocaeli’nin Bank Asya yolunda yalnız bırakmayan atkım biz oluruz.