Emperyalizm engellenmelidir

ÖĞ-DER öncülüğünde Konyaya gelen İslam akademisyenleri emperyalizmin ders kitapları ile okullara girmesi ve bunun engellenmesi için yapılması gerekenleri tartıştılar
ÖĞ-DER öncülüğünde Konya’ya gelen İslam akademisyenleri emperyalizmin ders kitapları ile okullara girmesi ve bunun engellenmesi için yapılması gerekenleri tartıştılar. Dünya genelinde hakim olan emperyalizmin çökertilmesi için fikirler sundular
Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER)’in organize ettiği Uluslararası 2. Eğitim Konferansı gerçekleşti. Ticaret Odası Konferans Salonu’nda gerçekleşen konferansa çok sayıda sivil toplum örgütü üyesi ve dinleyici katıldı. 3 oturumda gerçekleşen konferansta 1. oturumda Emperyalizmin okul müfredatı ve ders kitapları ile insanlığa etkileri 2. oturumda İslam ile Müslümanların fen ve teknolojik ilerlemelere katkıları ve 3. oturumda ise Siyonizm’in eğitim yolu ile insanlığı ifsadı etkileri şeklinde oldu. Program Hafız Halil İbrahim Koçak’ın Kur’an tilaveti ile başladı. Programın açılış konuşmasını yapan ÖĞ-DER Konya Şube Başkanı Abdurrahman Pınarbaşı, insanların bilgilenmesini amaçlayarak böyle bir etkinliğe imza attıklarını söyledi. Pınarbaşı, “Eğitim sisteminin temel malzemesi insandır. Eğitim ancak insana verilebilir. Bu yüzden alınan eğitimler de farkındalık önemlidir” dedi. İslam’a tabi olunduğu için sonsuz şükür edilmesi gerektiğini vurgulayan ÖĞ-DER Genel Başkanı İsmail Hakkı Akkiraz da, “Biz elhamdülillah Allah’a teslim olmuş şahadet etmiş kimseleriz. Bu itikadımızla Yahudi ve Hrıstiyanlardan ayrılıyoruz. Müslümanız diyoruz, ahirete ve maneviyata inanıyoruz. Müslümanız diyoruz bu dünyanın imtihan olduğuna inanıyoruz. Bu gayede eğitimlerimiz de dinimizi esas alarak yapılmalıdır. Biz eğitimciler olarak büyüğünü tanıyacak, küçüğünü sevecek şuurlu bir nesil yetiştirmekle mükellefiz” diye konuştu. Osmanlı’nın yıkılmasının ardından denge ve şuurun kaybolduğunu belirten Akkiraz, “Batılıların bize yerleştirdiği kendi eğitim sistemi ve medeniyet araçları bizim dengemizi ve şuurumuzu bozmuştur. Bizler Allah’ın kullarıyız, materyalist felsefenin kurucusu Darwin’in maymunları değiliz” ifadelerini kullandı.
EMPERYALİZMİN TEMELİNDE BATI MEDENİYETİ VARDIR
Açılış konuşmalarından sonra konferansa geçildi. İlk oturumun konusu ‘Emperyalizmin okul müfredatı ve ders kitapları ile insanlığa etkilerini’ Cambridge İslam Akademisi Başkanı Prof. Dr. Shaikh Abdul Mabud ve İran El- Zehra Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Sue- san Ghahramani Ghajar anlattı. Önce batı medeniyetini anlamak gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Shaikh Abdul Mabud medeniyeti anlamadan batı eğitiminin anlanmasının zor olduğunu söyledi. Shaikh Abdul Mabud, “Burada emperyalizmi konuşacağız. Bu çok önemli bir konudur. Emperyalizmin temelinde batı medeniyeti vardır. Batı medeniyeti Eski Roma’dan tut Rönesans ışığında geliştirilmiş felsefeleri kapsayan ve günümüze de teknoloji olarak aktarılan felsefedir. Bu felsefe birçok Müslüman ülkesini kolonileştirmiştir” şeklinde konuştu. Kolonileşmenin sadece eğitim alanında olmadığını savunan Shaikh Abdul Mabud, “Politika ve teknoloji alanında da kolonileşme mevcuttur. Bu kolonileşme ders kitapları ile Müslüman ülkelerdeki öğrencilere yerleştirilmiştir. Bunun önüne geçmek için okullarda, ülkeler kendi kültür ve medeniyetini modernliğin önüne geçmeden uygulamalarıdır” dedi. Burada olmanın Allah’ın bir lütfü olduğunu söyleyen İran El- Zehra Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Sue- san Ghahramani Ghajar da, dilin önemine değindi. Kur’an dilinin yaygınlaşması gerektiğini de dile getiren Sue- san Ghahramani Ghajar, “Bizi kurtaracak olan dil Kur’an dilidir. Eğitim problemi de bir dil problemidir. Çocuklar besmele ile kitap açmıyorlar. İlk öğrendikleri besmele değil de, ‘anne bana su verdi, baba beni büyüttü’ oluyor. Onları büyüten babaları değil, suyu veren anneleri değil Allah’tır. Çocuklar bunu öğrenmelidir” diye konuştu. İran’da devrim olmasına rağmen üniversite kitaplarında emperyalizmi yenemediklerini ifade eden Sue- san Ghahramani Ghajar, Kitaplar yüzünden öğrencilerin emperyalizme olan ilgisinin arttığını ve bunun önüne geçemediklerini vurguladı.
TIP ALANINDA EN BÜYÜK GELİŞME MÜSLÜMANLARA AİT
2. oturum ise ‘İslam ile Müslümanların fen ve teknolojik ilerlemelere katkıları’ konulu oldu. Konuşmacılar da Malezya Malaya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Hazım Shah ile Uluslararası Bilimsel Çalışmalar ve İşbirliği Merkezi Başkanı Prof. Dr. Muhammet Doostdar oldu. Tıp alanındaki gelişmelere Müslümanların katkılarından bahseden Prof. Dr. Muhammed Hazım Shah, şuanda kullanılan tekniklerin birçoğunu Müslümanların keşfettiğini söyledi. Muhammed Hazım Shah, “Şuanda batılıların geliştirmeye çalıştığı birçok yöntemin bulucusu Müslümanlardır. Kan dolaşımı gibi önemli gelişmeler İbn-i Sina gibi herkes tarafından tanınan bilim adamları tarafından bulunmuştur. Yine İbn-i Sina’nın El- kanun fi’t tıp eseri Avrupa’nın hâla araştırdığı ve incelediği eserdir. Bunun yanı sıra ilk katarak ameliyatını da Osmanlı Devleti yapmıştır. Bunların patenti Müslümanlara aittir” ifadelerini kullandı. Fen alanındaki gelişmeler değinen Prof. Dr. Muhammet Doostdar da, Müslüman önemli bilim adamlarının bugünkü teknolojinin temellerini attığını belirtti. Prof. Dr. Muhammet Doostdar, “Astronomi alanında, matematik ve fen alanında, bugün bir Farabi’nin Ali Kuşçu’nun önemi çok büyüktür. Bugün yapılan araştırmalar bunların bulgularına dayanarak yapılmaktadır. Fakat bilimsel alanda en büyük kaynaklardan bir tanesi Allah’ın kitabı Kur’an’dır” şeklinde konuştu.
SİYONİZM BİLGİLERİ EN BAŞTAN TAHRİF EDER
Programın 3. oturumunda ise Ekonomik ve Araştırmalar Merkezi'nden Prof. Dr. Burhanettin Can da 'Siyonizmin eğitim yolu ile insanlığı ifsadı ve etkileri' başlıklı yaptığı sunumunda önemli tespitlerde bulundu. Can, 'Niye bizim kitaplarımızda İslami düşünce ve bilim adamları yer almaz' diyerek başladığı konuşmasında, "Okul kitaplarımızda hangi bilgiler var. Bunu verilecek cevap aslında ne demek istediğimizi açıklar" dedi. Siyonizm'in İslam ülkelerindeki eğitim sistemlerini etkileyerek, kendi istekleri doğrultusunda öğrenciler eğitmek için çalıştığını kaydeden Can, "Siyonizm bilgileri en baştan tahrif eder. Okullarda öğretilen bilgiler içinde neden vahiy bilgisi yer almaz. Bunu daha bilginin ayrıştırmasında yapar. Varlık, bilgi ve değer teorisi aşamasında bunu tahrif eder. Özellikle bilgi teorisi aşamasında Kur'an ve vahiy yoktur. Bunu okul müfredatlarımızda bulamazsınız. Bu onlara göre dogma ve bilimsel değildir. Akıl ve beş duyu ile elde edilen geçici bilgilerle toplumu şekillendirdiler" diye eleştirdi. "İslam coğrafyası sömürge eğitimi altındadır" diyen Can, Türkiye'deki eğitim sisteminin Lozan sonrası Hayyum Nahum doktrini ile şekillendiğini söyledi. Can, "İlk darbe bunun ile oldu. Müfredatlarda Türkiye'de Arap düşmanlığı, Arap ülkelerinde ise Türkiye düşmanlığı koydular. Peki kim bu fitneyi soktu aramıza. Ulusçular soktu. Maziyi ve tarihi aşağılayarak aşağılık kompleksi ile soktular” dedi.
İBRAHİM ÇİÇEKÇİ
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Politika Haberleri