MHP Isparta Milletvekili Nevzat Korkmaz, İçişleri Bakanı Efkan Ala tarafından yazılı olarak cevaplandırılması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına, Emniyet personellerine yapılan Taltif Operasyonu, IŞİD ve Irak - Suriye sınırında yaşanan göç olayları ile ilgili soru önergesi verdi.
3201 Sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 86. Maddesi gereğince Emniyet mensuplarına, yaptıkları başarılı hizmetlerin karşılığında taltif olarak adlandırılan para ödülü verildiğini hatırlatan Korkmaz, şu soruları yöneltti:
"2002 yılından bugüne kadar Emniyet personeline yıllara göre toplam ne kadar taltif dağıtılmıştır?
Ödenilen taltiflerin miktarları Anayasa referandumunun yapıldığı yıl olan 2010 ve Gezi Parkı Protestolarının meydana geldiği 2013 yılı sonrasında artış göstermiş midir ve kaç tane personele, ne kadar taltif ödenmiştir?
17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk Operasyonundan sonra bu operasyonlarda görev alan herhangi bir emniyet mensubuna bir hizmeti karşılığında taltif verilmiş midir?
2013 yılında taltif için ayrılan bütçenin Bakanlık tarafından onaylanan taltif miktarını karşılamadığı doğru mudur? Eğer doğru ise ödenek aşım miktarı ne kadardır?
En son atanan İstanbul İl Emniyet Müdürüne atanmasından bugüne kadar ödenen taltif miktarı ne kadardır?"
SIĞINMACILARIN KİMLİKLERİ DETAYLI İNCELENİYOR MU?
IŞİD'in sınırlarımıza yakın yerleşim yerlerine saldırması sonrasında Suriye’den Türkiye'ye doğru sayıları yüzbinleri bulan büyük bir sığınmacı göçü yaşandığını dile getiren Korkmaz, bugün itibariyle Suriye’den kaçıp Türkiye’de yaşamlarını idame ettirmeye çalışan, karşılığında da bulundukları yerlerde güvenlik ve asayiş olaylarına sebebiyet veren 1.5 milyon sığınmacının bulunduğunun ifade edilmekte olduğunu kaydetti.
Sığınmacı başlığı altında toplanan kişilerin kimlikleri ve göç hedefleri detaylıca araştırılmaksızın adeta ülke güvenliği büyük bir riskle karşı karşıya bırakıldığını vurgulayan Korkmaz, "Bu sığınmacılar içerisinde PKK’lı teröristlerle, örgüte yardım ve yataklık yapanlar ve 1915 Ermeni tehciri kapsamında ülkemizden ayrılmış Ermeni kökenli sülalelerin yoğun olarak bulunduğu birçok basın yayın organında yer almıştır. Kendilerine sorulduğunda 'Bir daha Suriye’ye dönmeyiz zaten dedelerimizin sürgün edildiği topraklara geri geldik' diyen ve belli bir amaca yönelik olarak göç etmiş olduğu anlaşılan insanlara rastlanılmaktadır." diye konuştu.
Korkmaz, şu soruları yöneltti:
"Bakanlığınız olarak Suriye’den Türkiye’ye göç eden sığınmacıların kimlikleri ve göç amaçlarını detaylıca inceleyen sosyal, siyasal araştırma ve analizleriniz var mıdır?
Bu şahıslar içerisinde gerek terör örgütü mensubu gerekse başka bir şer hedef için Türkiye’ye gelmiş göçmen tespitleriniz olmuş mudur?
Bu tespitleriniz sonucunda, ülkeye girdikten sonra güvenlik güçlerine teslim edilmiş yada sınırdışı edilmiş sığınmacılar var mıdır? Varsa sayısı nedir?
Bu sığınmacılar hangi kriterler ışığında geçici iskan sahalarına gönderilmekte yada gönderileceği iskan yerleri neye göre belirlenmektedir?
Gelen Suriyeli sığınmacılar içerisinde 1915 Ermeni tehcirinde Türkiye’den gönderilen Ermeni kökenli sülaleler yada insanların sayısı nedir?
Ermeni diasporası tarafından (sözde) 'Ermeni soykırımı(!)'nın 100. yılı olarak lanse edilen 2015 yılı öncesinde, bu geriye göçün, '100. yıl' faaliyetlerinden biri olabileceği değerlendirmesini yapıyor musunuz?
Bakanlığınız bünyesinde 57. Hükümet zamanında yürürlüğe konulan 'Asılsız Soykırım İddiaları ile Mücadele Planı' yürürlükte midir? Son 5 yıl içerisinde bu konu ile ilgili herhangi bir etkinlik yapılmış mıdır? CİHAN