Konyaspor Teknik Direktörü Ünal Karaman, ligin bitimine iki hafta kala göreve gelmesinin birileri tarafından çılgınlıktan öte bir iş olarak değerlendirilmeyeceğini söyledi. Karaman, Tatlıcak Tevfik Lav Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında, ligde kalan iki haftalık dönemde, arada olan çok sevgili dostlarının, kıramayacağı arkadaşlarının ısrarları ve Konyaspor’un içinde bulunduğu konum nedeniyle maddi anlamda en ufak bir beklenti içinde olmadan, bir lira talep etmeden görevi kabul ettiğini bildirdi. Karaman, “Biz kalan iki maçta takım olarak elimizden gelenin en iyisini yapacağız ve ligde kalmak için her şeyimizi ortaya koyacağız. Tek isteğimiz Konyaspor’un Süper Lig’deki mücadelesine devam etmesi” dedi.
Konyaspor’da Teknik Direktörlük görevine getirilen Ünal Karaman, Tatlıcak Tevfik Lav Tesisleri’nde basın mensuplarıyla sohbet toplantısında bir araya geldi. Açıklamasına “Bu durumda olan Konyaspor için yaptığımız eylemimiz kimileri tarafından çılgınlık olarak değerlendirilebilir. Ama ben Konyaspor sevdasıyla, ata toprağıma hizmet etmeye geldim” sözleriyle başlayan Ünal Karaman, “Neyi yapmamız gerekiyorsa onu yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Kesinlikle emanetçi hoca mantığında değilim. Ortada iyileşmesi gereken acil bir hasta var. Biz de ambulans görevi görerek bu hastanın iyileşmesine katkı sağlamak istiyoruz. Bunu herkes böyle bilsin.”
ÜMİDİMİZ VAR VE BUNU KAYBETMEDİK
Karaman, “Bana göre olması gereken şu ortamda Giray Bulak hocamızın takımın başında kalması ve kalan haftalarla birlikte sezonun hesabını kendisinin vermesiydi. Ama şartlar böyle gelişmiş. Bunu eleştirmemiz söz konusu olamaz” derken sözlerine şöyle devam etti: “Buraya gelirken takip ettiğim kadarıyla kamuoyunda ve rakiplerde oluşan genel kanı Konyaspor’un Fenerbahçe’ye kaybetmesiyle birlikte ligin bu hafta şekilleneceği doğrultusunda. Şunu herkes bilmeli. Bizi korkutan rakip yok. Fenerbahçe’ye saygımız var. Ama takımı, oyuncuları, Konya’nın yapısını tanıyorum. Güç birliği yaparsak istediğimizi alacağımıza ve Konyaspor düşer görüşlerini boşa çıkartacağımıza inanıyorum. Allah korusun aksi bir durumda da her şeyi olgunlukla karşılamamız gerekiyor. Bir kez daha tekrarlıyorum. Ümidimiz var. Bunu kaybetmedik. Elimizden geleni yapacağız ve gelişmeleri bekleyeceğiz” diye konuştu.
FUTBOLCULARIN HAKKI VERİLMELİ
Basın mensuplarının sözleşmesi ile ilgili sorusu üzerine Ünal Karaman, “Önümüzde iki tane hayati maç var. Böyle bir dönemde uzun süreli sözleşmeye gerek olmadığını biliyoruz. Buradan yüz akıyla çıkalım. Ondan sonra oturup tekrar neler yapabileceğimizi konuşuruz. Ve bu konuşulacaklar Konyaspor’un geleceği ile ilgili şeyler olacaktır. İnşallah güzel günler yaşayacağız” şeklinde cevap verdi. Futbolcuların yaşanan sıkıntılara rağmen haftalardır ortaya koydukları mücadeleden dolayı haklarının teslim edilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Karaman, “Acının ortasındayız. Burada en az sorumluluk hissetmesi gereken kişilerin başında gelecek olmama rağmen bu görevi kabul ederek en fazla sorumluluğu ben üstlendim. Ata toprağıma, yardım isteyen şehrimin takımına geldim. Hesap-kitap yapacak durumda değiliz. Şehirde var olan olumsuz havayı olumlu şekle çevirmek istiyoruz” dedi.
HESAP KİTAP YAPMADIM
Karaman, bir gazetecinin “Gönül almak anlamında Giray Hoca ile telefonla görüştünüz mü” şeklindeki sorusunu ise şöyle cevaplandırdı: “Giray Hoca’yı aradım telefonu kapalıydı. Giray Hoca ile görüşmemizde en azından bizim tarafımızdan bir sorun yok. Ben anamdan izin almamışım buraya gelirken, benim buradan hangi psikoloji ile gittiğimi anam biliyor. Buraya gelişimiz farklı değerlendirilmesin. Benim buraya gelişim ne hesap ne kitap, acının tam gözü. Ben sevdiklerimle mutluyken, huzurluyken, her şeyimi rayına oturtmuşken, oturduğum yerde huzurumu bozuyorum. ‘Ata toprağım’ diyorum. En az sorumluluğu olacak insan iken en fazla sorumluluğu hisseden oluyorum. Burada ne Giray Hoca’nın gönül koyma durumu olabilir ne de başka birinin, ben anamı aramamışım ki. Biz bu psikolojideyken meslektaşlarımızın kırılacak, darılacak, gücenecek pozisyonu olmaz.”
ÜMİDİMİZ VAR VE BUNU KAYBETMEDİK
Karaman, “Bana göre olması gereken şu ortamda Giray Bulak hocamızın takımın başında kalması ve kalan haftalarla birlikte sezonun hesabını kendisinin vermesiydi. Ama şartlar böyle gelişmiş. Bunu eleştirmemiz söz konusu olamaz” derken sözlerine şöyle devam etti: “Buraya gelirken takip ettiğim kadarıyla kamuoyunda ve rakiplerde oluşan genel kanı Konyaspor’un Fenerbahçe’ye kaybetmesiyle birlikte ligin bu hafta şekilleneceği doğrultusunda. Şunu herkes bilmeli. Bizi korkutan rakip yok. Fenerbahçe’ye saygımız var. Ama takımı, oyuncuları, Konya’nın yapısını tanıyorum. Güç birliği yaparsak istediğimizi alacağımıza ve Konyaspor düşer görüşlerini boşa çıkartacağımıza inanıyorum. Allah korusun aksi bir durumda da her şeyi olgunlukla karşılamamız gerekiyor. Bir kez daha tekrarlıyorum. Ümidimiz var. Bunu kaybetmedik. Elimizden geleni yapacağız ve gelişmeleri bekleyeceğiz” diye konuştu.
FUTBOLCULARIN HAKKI VERİLMELİ
Basın mensuplarının sözleşmesi ile ilgili sorusu üzerine Ünal Karaman, “Önümüzde iki tane hayati maç var. Böyle bir dönemde uzun süreli sözleşmeye gerek olmadığını biliyoruz. Buradan yüz akıyla çıkalım. Ondan sonra oturup tekrar neler yapabileceğimizi konuşuruz. Ve bu konuşulacaklar Konyaspor’un geleceği ile ilgili şeyler olacaktır. İnşallah güzel günler yaşayacağız” şeklinde cevap verdi. Futbolcuların yaşanan sıkıntılara rağmen haftalardır ortaya koydukları mücadeleden dolayı haklarının teslim edilmesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Karaman, “Acının ortasındayız. Burada en az sorumluluk hissetmesi gereken kişilerin başında gelecek olmama rağmen bu görevi kabul ederek en fazla sorumluluğu ben üstlendim. Ata toprağıma, yardım isteyen şehrimin takımına geldim. Hesap-kitap yapacak durumda değiliz. Şehirde var olan olumsuz havayı olumlu şekle çevirmek istiyoruz” dedi.
HESAP KİTAP YAPMADIM
Karaman, bir gazetecinin “Gönül almak anlamında Giray Hoca ile telefonla görüştünüz mü” şeklindeki sorusunu ise şöyle cevaplandırdı: “Giray Hoca’yı aradım telefonu kapalıydı. Giray Hoca ile görüşmemizde en azından bizim tarafımızdan bir sorun yok. Ben anamdan izin almamışım buraya gelirken, benim buradan hangi psikoloji ile gittiğimi anam biliyor. Buraya gelişimiz farklı değerlendirilmesin. Benim buraya gelişim ne hesap ne kitap, acının tam gözü. Ben sevdiklerimle mutluyken, huzurluyken, her şeyimi rayına oturtmuşken, oturduğum yerde huzurumu bozuyorum. ‘Ata toprağım’ diyorum. En az sorumluluğu olacak insan iken en fazla sorumluluğu hisseden oluyorum. Burada ne Giray Hoca’nın gönül koyma durumu olabilir ne de başka birinin, ben anamı aramamışım ki. Biz bu psikolojideyken meslektaşlarımızın kırılacak, darılacak, gücenecek pozisyonu olmaz.”