Çin’den vampir gibi bir virüs çıktı yola. Yolculuğu kıtalararasıydı, yol boyunca çoğala çoğala
ulaştı dünyanın her bir yanına. Gizli ve seri bir katil gibi binlerce kişinin boğazından girerek
ciğerlerine, kanına girdi. Binlerce insanı öldürerek ikinci dünya savaşından bu yana insanlığa
en büyük korkuyu salarak büyük bir musibete sebep oldu.
Hepimiz kendi dünyamızda tadımız damağımızda, keyfimiz çakır, sorumsuz belki de kendi
mantalitemize göre sorunsuz bir şekilde yaşayıp giderken bir virüs nasıl da etkiledi, nasıl da
değiştirdi hayatımızı? Bu küçük ama etkisi kocaman, tüm dünyayı etkisi altına alan öldürücü
virüs zengin fakir ayrımı yapmadan herkese bulaşmakta, hasta etmekte bazen de
öldürmektedir. İzole edip kendimizi kapandığımız evlerimizde karantina günlerini yaşarken
adeta bedenimize acılar batmakta, ruhumuza elem dikenleri kanatmaktadır.
Gözle görünmeyen mikrobik bir varlık nasıl kapattı yollarımızı? Nasıl bir anda kitlendi,
düğümlendi zihnimiz ki kendimizden ve ailemizden başka bir şey düşünemez olduk. Öyle
gaflete dalmışız ki bir virüs içine düştüğümüz yozlaşmanın, kokuşmuşluğun, çirkinliğin,
aymazlığın farkına varmamızı sağladı. Bir virüs nasıl da hepimizi sürükleyip attı bir
karantinanın içine. Öyle gaflete dalmışız ki farkında olmadığımız, kıymetini bilmediğimiz
değerlerimizin, yakınlarımızın, işimizin, özgülüğümüzün, köylerimizin farkına vardık bir
anda
Dilimizde güzel bir özdeyiş bulunmaktadır; ‘‘güzelliğine güvenme bir sivilce yeter,
zenginliğine güvenme bir kıvılcım yeter.’’ İşte bir virüs apansızın gelip sahip olduğumuz
birçok şeyi elimizden alıp ortadan kaldırdı.
Allah’ın izni olmadan bir tek hücrenin, bir tek çakıl taşının bile hareket edemeyeceği varlık
âleminde yaşıyoruz. Bunun dışında yaşamak gibi bir tercihimiz de bulunmamaktadır. Çünkü
kâinatta onun iradesinin dışında kalan bir yer, bir şey bulmak da zaten mümkün değil.
Milyonlarca yıldan bir tanesi bile onun izni olmadan hareket edemez, güneş ve ay, dünya ve
mars bütün kâinat onun iznine, onun iradesine bağlıdır. Dalında kurumuş bir yaprağın bile
onun izni olmadan yere düşmeyeceğini Kuran bize bildirmektedir. O’nun izni olmadan bir
misket tanesi, bir toz parçası bile yer değiştiremez. Daha önceki kavimlerde çeşitli
musibetlere, büyük helaklara sebep olan kuşlar, karıncalar, rüzgâr, yağmur, yer gök istinasız
bütün varlık onun emrine, onun iradesine tabi olduğu gibi bugün virüsler de onun iradesine
tabidir.
Küçücük bir virüstü ama yaptığı iş çok büyüktü. Öyle ki ölü balıklar, karabataklar gibi kıyıya
vuran Aylan bebeklerin, gidince sizi Allah’a şikâyet edeceğim diyen Suriyeli Erva’nın,
oyuncaklarımı niye kırdılar, babamı istiyorum diye ağlayan Filistinli Fatma’nın, açlıktan ölen
milyonlarca Afrikalı çocuğun, Akdeniz’de İtalyan askerlerince botları batırılarak boğulan
yüzlerce masum insanın, doğu Türkistan’da Çin komünist partisi ve devlet tarafından
uygulanan işkencelerden bıkıp beni öldürün diye yalvaran milyonlarca Müslümanın,
Arakan’da ve dünya üzerinde yüzbinlerce insana yapılan insanlık dışı zülüm, işkence ve
baskıların intikamını alıyordu zalimlerden ve yerli işbirlikçilerinden. Hem de kimsenin
düşünemeyeceği bir şekilde aldı intikamını.
Efendim bu biyolojik bir silahtır, Çin’de üretildi ama elinde patladı, ABD ve dünyanın en
gizemli, en zengin Yahudi ailesi Rocfeller ve Rothshild denen Siyonist kâfirler tarafından
üretildi, onlar tarafından tüm dünyaya saldırıldı, diyenler var. Bu iddialar belki doğru olabilir
fakat bu en zengin, belki de en güçlü kişilerin, devletlerin ve mihrakların iradesinin üzerinde
Allah’ın iradesi vardır. Onlar bir hesap, bir plan yapabilir ama her zaman Allah’ın planı, tüm
planları, tüm hesapları bozar.
Efendim gizli dünya devletinin yöneticileri olan bu Yahudi aile beş bin yıllık hedefleri,
hayalleri olarak dünya devletlerinin ekonomisini çökertip, dünya nüfusunu azaltıp dünyada
tek devlet olmak, Siyon krallığı kurmak için biyolojik silah olarak böyle bir virüs ürettiler,
denmektedir. Bu iddialar da belki doğrudur ancak bu virüsün kime, nerede, ne zaman
bulaşacağı, kimleri öldüreceği belli mi? İşte onların hesapladığı bir şey Allah’ın kuşatıcı,
üstün iradesi ile tüm insanlığa yayılan böyle bir musibete dönebiliyor. Bu silah üretenleri de
vurabiliyor.
Ne olursa olsun komplo teorilerine kapılmayıp sorunu ciddiye alıp daha büyük, daha ciddi
tedbirler almadan bu virüsle baş etmek, bu vampiri öldürmek mümkün değil. Bunun için
gerçek bir strateji takip edilerek salgınla mücadele edilmelidir.