El Konulan Türk Çocuklarının Hakları İçin Meclis Önüne Kamp Kurdular

Korunmaya muhtaç çocuklar yararına çalışmalar yürüten Umut Yıldızı Derneği, Gençlik Dairesi koruması altındaki Türk çocuklarının hakları için Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Meclisi (KRV) önünde bir ay sürecek çadır eylemi...

Korunmaya muhtaç çocuklar yararına çalışmalar yürüten Umut Yıldızı Derneği, Gençlik Dairesi koruması altındaki Türk çocuklarının hakları için Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Meclisi (KRV) önünde bir ay sürecek çadır eylemi başlattı.

Umut Yıldızı Derneği Başkanı Kamil Altay, “Bir ay boyunca gece-gündüz buradayız. Vatandaşlarımızın bizleri ziyaret etmelerini, desteklemelerini ve yanımızda olduklarını, daha doğrusu gençlik dairelerinin koruması altındaki çocuklarımızın yalnız olmadığını tüm Avrupa’ya göstermelerini istiyoruz. Türk çocuklarının sahipsiz olmadığını göstermeliyiz.” dedi.

Gençlik dairelerinin 1995 yılından bu yana el koyduğu çocuk sayısının 600 bin olduğunu, koruma altına alınan Türk çocuklarının sayısının ise tam olarak bilinmediğini kaydeden Altay, tahmini olarak 5 bin rakamını telaffuz etti.

Savaşlar da dahi bu kadar çocuğun kaybedilmediğini vurgulayan Umut Yıldızı Derneği Başkanı, “Bu çocuklarımız yurt köşelerinde veya yabancı ailelerin ellerinde dil ve kültürlerini kaybetmiş durumundalar.” ifadelerini kullandı.

Göçmen ailelere mensup çocukların sıklıkla haksız ve gereksiz uygulamalarla koruma altına alınıp ailelerinden koparıldıklarını açıklayan Altay, “Bazı çocuklar polis nezaretinde ailesinden zorla alınıyor ve bu tip sahnelerin tüm aile fertleri için yıkıcı ve psikolojik travmalara neden oluyor. Özellikle göçmen ailelere önyargılı davranılıyor.” dedi.

Umut Yıldızı Derneği Başkanı Kamil Atay, Gençlik Daireleri’nin uygulamalarını hukuk çerçevesinde ve daha şeffaf olması olması için Federal Parlamento dahil 16 eyalet meclisine sorunun çözümü için dilekçe sunduklarını ve bugüne kadar Berlin, Hamburg ve Mecklenburg- Vorpommern eyaletlerinden dilekçeyi incelemeye aldıkları yönünde cevap aldıklarını söyledi.

Atay, “Bu önemli çalışmalarımızla binlerce çocuğun ailesi ile sevgi bağlarının kopmamasını ve özdeğerlerini korumuş olacağız.” dedi.

Eylem için tek bir hedeflerinin olduğunu vurgulayan Altay, ”Çocuklarımızın peşindeyiz. Bu çocukların hem burada, hem de Türkiye’de akrabaları var. Alman Gençlik Daireleri en azından bu farkı gözeterek toleranslı davranmalı. Bu çocuklar yarın Türkiye’ye gittiklerinde, kendi akrabaları ile dil bilmedikleri için kontakt kuramayacaklar.’’ dedi.

Uluslararası aile hukuku ve aile avukatı olan Mustafa Bağlasun ise gençlik dairelerinin çocukları koruma altına aldığında otomatik olarak Alman vatandaşı statüsüne koyduğunu söyledi.

Dairelerin bu şekilde yasaları ihlal ettiğini anlatan Bağlasun şöyle dedi: “Birleşmiş Milletler çocuk haklarının 20’nci maddesine göre, koruma altına alınan çocukların dini, anadil ve kültür değerlerine hukuki işlemlerde dikkat edilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra Alman Medeni Kanunu’nun 1779’uncu maddesi de resmen ihlal ediliyor.”

Viyana Konsolosluklar Sözleşmesinin 37’nci maddesine göre de, koruma altına alınan yabancı çocuklarla ilgili olarak o çocukların ait oldukları ülkenin konsolosluklarına bildirilmesi gerektiğini anlatan hukukçu, “Çocukları Alman olarak kaydettikleri için ‘niye Türk konsolosluklarına haber verelim ki?’ moduna giriliyor. Böylece ne kadar Türk çocuğunun alındığı bilinmediği gibi, aileden başka da kimsenin durumdan haberi olmuyor.” şeklinde konuştu. CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri