Konya Sanayi Odası (KSO) Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, 2011 yılının dünya ekonomisi için zorlu bir yıl olarak geçtiğini ancak Türkiye'nin güçlü sanayi alt yapısı ve üretim gücüyle ayrışmayı başardığını ifade ederek ''Dünya ekonomisi çok ciddi bir fırtınayla karşı karşıya. Türkiye olarak bu dönemde yakaladığımız başarıyı sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmak için yerli üretimi ve üreticiyi daha fazla destekleyerek ekonominin temellerini sağlamlaştırmalıyız'' dedi.
Büyükhelvacıgil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya ekonomisinin 2008 yılından bu yana küresel krizin gölgesinde olduğunu belirterek, Türkiye'nin 2011 yılını başarı ile geçirdiğini ancak küresel etkilerden dolayı 2012'de daha ihtiyatlı olunması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa'da ciddi sorunlar olduğu, bunun için Türkiye'nin 2012 yılında bir dış talep zayıflaması ile karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunan Büyükhelvacıgil, ''Talep yavaşlaması kaçınılmaz olarak üretimimizi ve ihracatımızı da etkileyeceğinden, Türk sanayisinin yeni pazarlara ihtiyacı var. Ayrıca fiyata dayalı bir rekabet anlayışı yerine, bilgi ve teknoloji yoğun, katma değeri yüksek sektörlere yönelerek rekabet etmeliyiz. Ülkemizde son yıllarda bu yönde önemli gelişmeler var fakat Türk özel sektörünün mücadelesine daha fazla destek verilmelidir'' diye konuştu.
-Carı açık uyarısı-
Büyükhelvacıgil, Türkiye'de sanayi üretimi, işsizlik ve büyümeye dair rakamların olumlu yönde seyrettiğini ancak şu anda ekonominin en zayıf noktasının ''cari açık'' olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:
''Ekonomideki büyüme bu yılın son çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 8.2 olarak gerçekleşirken, 2011 yılının üç çeyreğine 9 aylık dönemde yüzde 9.6 büyüyerek dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduk. Sanayi üretimi 23 aydır kesintisiz artıyor, işsizlik düşüyor. Ancak cari açık, henüz ekonomimizin en zayıf noktası. Dünya ekonomisinin dik ve kaygan bir rampa çıktığı bu dönemde, yakaladığı yüksek büyüme oranlarıyla ayrışmayı başaran ülkemizin üzerindeki cari açık yükü hafifletilerek, cari açık-yüksek büyüme dengesi sağlanmalıdır. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için, şirketlerimizi ve makro ekonomiyi küresel dalgalardan sıyrılabilecek şekilde farklılaştırarak, sağlam ve sürdürülebilir yapıya kavuşturmamız gerekmektedir. Özel sektörümüzü, sanayicimizi desteklemek, yeni pazarlar ve yeni girişimciler bulmak zorundayız. Çünkü, özel sektör ekonominin çimentosudur.''
Büyükhelvacıgil, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünya ekonomisinin 2008 yılından bu yana küresel krizin gölgesinde olduğunu belirterek, Türkiye'nin 2011 yılını başarı ile geçirdiğini ancak küresel etkilerden dolayı 2012'de daha ihtiyatlı olunması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa'da ciddi sorunlar olduğu, bunun için Türkiye'nin 2012 yılında bir dış talep zayıflaması ile karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulunan Büyükhelvacıgil, ''Talep yavaşlaması kaçınılmaz olarak üretimimizi ve ihracatımızı da etkileyeceğinden, Türk sanayisinin yeni pazarlara ihtiyacı var. Ayrıca fiyata dayalı bir rekabet anlayışı yerine, bilgi ve teknoloji yoğun, katma değeri yüksek sektörlere yönelerek rekabet etmeliyiz. Ülkemizde son yıllarda bu yönde önemli gelişmeler var fakat Türk özel sektörünün mücadelesine daha fazla destek verilmelidir'' diye konuştu.
-Carı açık uyarısı-
Büyükhelvacıgil, Türkiye'de sanayi üretimi, işsizlik ve büyümeye dair rakamların olumlu yönde seyrettiğini ancak şu anda ekonominin en zayıf noktasının ''cari açık'' olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:
''Ekonomideki büyüme bu yılın son çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 8.2 olarak gerçekleşirken, 2011 yılının üç çeyreğine 9 aylık dönemde yüzde 9.6 büyüyerek dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olduk. Sanayi üretimi 23 aydır kesintisiz artıyor, işsizlik düşüyor. Ancak cari açık, henüz ekonomimizin en zayıf noktası. Dünya ekonomisinin dik ve kaygan bir rampa çıktığı bu dönemde, yakaladığı yüksek büyüme oranlarıyla ayrışmayı başaran ülkemizin üzerindeki cari açık yükü hafifletilerek, cari açık-yüksek büyüme dengesi sağlanmalıdır. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için, şirketlerimizi ve makro ekonomiyi küresel dalgalardan sıyrılabilecek şekilde farklılaştırarak, sağlam ve sürdürülebilir yapıya kavuşturmamız gerekmektedir. Özel sektörümüzü, sanayicimizi desteklemek, yeni pazarlar ve yeni girişimciler bulmak zorundayız. Çünkü, özel sektör ekonominin çimentosudur.''