Ekonomik çözüm için ekonomik problemlerin ortadan kaldırılması şarttır. Bunun sağlanması için sağlıklı bir ekonomik sistemin kurulması gerekir.
Bugün dünya toplumlarını cenderesine ve kıskaçlarına alan kapitalist ve sosyalist sistemler, ekonomik problemlerin yegâne müsebbipleridirler.
Peki ekonomik çözüm nasıl ve ne şekil uygulamalara sahip bir sistem sonrasında gerçekleşebilir?
Ekonomik çözüm, ancak İslâm’ın öngördüğü bir ekonomik sistemin uygulamaya konması ile gerçekleşebilir.
İslâmiyet, yepyeni bir sosyo-ekonomik modelle insanlığın karşısına çıktığı için büyüktür ve son dindir. Çünkü en büyük insanlık problemine çözüm getirmiştir. (1)
Bu çözüm, toplumsal bir denge meydana getirmekte ve toplumsal denge sonsuza kadar insanı mutlu edecek bir ortamın temelini oluşturmaktadır. (2)
İslâmiyet’in getirdiği sistem ve onun sosyo-ekonomik modeli, adaletli gelir dağılımını sağlamayı ve üretimi arkalamayı amaçlamaktadır. (3)
İslâm’ın sosyo-ekonomik modelinin amacı nedir?
Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1) Serveti meşrulaştırmak,
2) Servetin israfını önlemek,
3) Serveti toplumun huzuru emrine koymak,
4) Yetenekli ve çalışkanın önünü açmak. (4)
İslâm toplumunda dağıtım ve emek en büyük yeri işgal ederler. Adeta bu iki kavram, ekonomik düşüncenin temelini oluşturmaktadırlar.
İslâmiyet, İslâm toplumunun dağıtım sistemini, bireyin hukukunun toplumun hukukuyla birleşeceği esasına göre kurmuştur. Bireyin haklarını ve tabii eğilimlerini doyurmasını engellememiştir. Bunun yanında toplumu, şeref ve itibarından tecrit etmemiş ve toplumun hayatını da ihmal etmemiştir. Böylece İslâm’ın dağıtım sistemi, insanlığın tarih boyunca denemiş olduğu diğer tüm dağıtım sistemleri arasında liyakatıyla temayüz etmektedir. (5)
İslâm açısından emek, işçinin, kendi emeğinin ürününe sahip olmasının sebebidir. Emek esasına dayalı bu özel mülkiyet, kendi emeğinin ürününü elde etmek için insanın tabii eğiliminin bir ifadesidir. (6)
Şu halde İslâm açısından emek, işçinin mülk sahibi olmasına esas olmaktadır. Bu sebeple de emek, İslâm dağıtım sisteminde temel unsur haline gelmektedir. (7)
İslâm ekonomisinde; çözüm teklifleri sunulurken, dağıtım ve emeğe büyük önem verilmektedir. İsraf ve lükse yer yoktur. Haksız kazanç sağlama, servet yığma ve toplum yararından ayrı tutma düşüncelerine fırsat verilmez. İslâm ekonomisinde, çalışma, meşru kazanç elde etme ve fazla olan kazancın toplum yararına harcanması teşvik edilmektedir.
--------------
(1) İsmet Bozdağ, Üçüncü Çözüm (İslâmiyet’in Sosyo-Ekonomik Modeli), Kervan Kitapçılık, İstanbul, 1983, sh: 231
(2) A.g.e. 231
(3) A.g.e. 285
(4) A.g.e. 240
(5) Muhammed Bakır, Es-Sadr, İslâm Ekonomi Doktrini, Hicret Yayınları, İstanbul, 1979, sh: 344
(6) A.g.e sh: 348
(7) A.g.e sh: 348
Bugün dünya toplumlarını cenderesine ve kıskaçlarına alan kapitalist ve sosyalist sistemler, ekonomik problemlerin yegâne müsebbipleridirler.
Peki ekonomik çözüm nasıl ve ne şekil uygulamalara sahip bir sistem sonrasında gerçekleşebilir?
Ekonomik çözüm, ancak İslâm’ın öngördüğü bir ekonomik sistemin uygulamaya konması ile gerçekleşebilir.
İslâmiyet, yepyeni bir sosyo-ekonomik modelle insanlığın karşısına çıktığı için büyüktür ve son dindir. Çünkü en büyük insanlık problemine çözüm getirmiştir. (1)
Bu çözüm, toplumsal bir denge meydana getirmekte ve toplumsal denge sonsuza kadar insanı mutlu edecek bir ortamın temelini oluşturmaktadır. (2)
İslâmiyet’in getirdiği sistem ve onun sosyo-ekonomik modeli, adaletli gelir dağılımını sağlamayı ve üretimi arkalamayı amaçlamaktadır. (3)
İslâm’ın sosyo-ekonomik modelinin amacı nedir?
Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1) Serveti meşrulaştırmak,
2) Servetin israfını önlemek,
3) Serveti toplumun huzuru emrine koymak,
4) Yetenekli ve çalışkanın önünü açmak. (4)
İslâm toplumunda dağıtım ve emek en büyük yeri işgal ederler. Adeta bu iki kavram, ekonomik düşüncenin temelini oluşturmaktadırlar.
İslâmiyet, İslâm toplumunun dağıtım sistemini, bireyin hukukunun toplumun hukukuyla birleşeceği esasına göre kurmuştur. Bireyin haklarını ve tabii eğilimlerini doyurmasını engellememiştir. Bunun yanında toplumu, şeref ve itibarından tecrit etmemiş ve toplumun hayatını da ihmal etmemiştir. Böylece İslâm’ın dağıtım sistemi, insanlığın tarih boyunca denemiş olduğu diğer tüm dağıtım sistemleri arasında liyakatıyla temayüz etmektedir. (5)
İslâm açısından emek, işçinin, kendi emeğinin ürününe sahip olmasının sebebidir. Emek esasına dayalı bu özel mülkiyet, kendi emeğinin ürününü elde etmek için insanın tabii eğiliminin bir ifadesidir. (6)
Şu halde İslâm açısından emek, işçinin mülk sahibi olmasına esas olmaktadır. Bu sebeple de emek, İslâm dağıtım sisteminde temel unsur haline gelmektedir. (7)
İslâm ekonomisinde; çözüm teklifleri sunulurken, dağıtım ve emeğe büyük önem verilmektedir. İsraf ve lükse yer yoktur. Haksız kazanç sağlama, servet yığma ve toplum yararından ayrı tutma düşüncelerine fırsat verilmez. İslâm ekonomisinde, çalışma, meşru kazanç elde etme ve fazla olan kazancın toplum yararına harcanması teşvik edilmektedir.
--------------
(1) İsmet Bozdağ, Üçüncü Çözüm (İslâmiyet’in Sosyo-Ekonomik Modeli), Kervan Kitapçılık, İstanbul, 1983, sh: 231
(2) A.g.e. 231
(3) A.g.e. 285
(4) A.g.e. 240
(5) Muhammed Bakır, Es-Sadr, İslâm Ekonomi Doktrini, Hicret Yayınları, İstanbul, 1979, sh: 344
(6) A.g.e sh: 348
(7) A.g.e sh: 348