Efendim bu seferde eğitimcilerden yâni eğitmenlerden bahsetmek istiyoruz.
Eğitim önemlidir, diyoruz ancak istenen, özlenen eğitimi sağlayacak olan kadrolar da çok mühimdir. Modelsiz, misalsiz eğitim olmaz. Eğitimdeki model şahsiyetler öğretmenlerdir. Eğitim kurumlarını ilim-irfan yuvasına dönüştürecek olanlar da yine öğretmenlerdir. Okul var, eğitim materyalleri var, öğretmen var, bilgi var demek eğitim ve öğretim sıkıntılarımızı gidermez. Müfredattan bahsettik fakat o müfredattaki eğitimi verecek kadrolarınız yoksa eğitim başarıya ulaşamaz.
Eğitimde nitelikli, yetkin eğitmenleriniz bulunmazsa; ‘bilmeyenlerin bilmeyenleri eğittiği’ bir bilinen hakikat gerçekleşir ki, burada insanlık eğitim adına bir arpa boyu mesafe kat edemez. Bir şeyi bilip de öğreten, bin şeyi bilip de öğretmeyenden daha hayırlıdır. Her başarılı insanın bir planı her başarısız insanın bir mazereti vardır.
Eğitimin kalitesi öğretmenlerle başlar ve onlarla devam eder. Eğitmenlerimiz bütüncül bir şahsiyete sâhip olamayınca, birikimsiz ve zayıf karakterli kişiler eğitim sahasında yer alınca pek tabiidir ki onların yetiştirdiği kişilerde şahsiyet bozuklukları oluşur. Halbuki ‘canının istediği gibi keyfince’ değil ‘Emir olunduğu gibi dosdoğru ol’ ilâhi hükmünce ‘istikâmet üzere’ hayat yaşansaydı daha güzel bir nesil yetişecekti. O zaman eğitimden hedeflenen neticeye ulaşmak istiyorsak iyi eğitmenleriniz olacak, diyelim tekrâren.
Evde anne-babalar çocuklarının eğitmenidir, okulda müdür öğretmenlerinin eğitmenidir, öğretmenler de sınıflarında öğrencilerinin eğitmenleridir. Her biri görevini bir sorumluluk bilinciyle ifâ ederse ne mutlu onlara… Zira nesiller öğretmenlere-eğitmenlere emânet. Biz deriz ki, öğretmenler materyal olarak önlerine gelen geleceğimizin umut ışığı olan nesilleri yetiştirebilecek rehberlik özelliğine sâhip olmalıdır. Her eğitmen -ki bu kategoriye ebeveynlerde dâhil- gelişen şartlara göre kendini dâima yenilemeli, gelişmeleri yakînen tâkip etmelidir. Sıkıntıya düştüğünde faydalı kişilerle istişâreler yaparak problemi en kısa zamanda gidermelidir.
Her eğitmen yaptığı işin kutsîyetini kavramış olup her işini Hak rızâsı için yapmalıdır. Öğrettiklerini önce bizzat kendisi yaşamalıdır. Herkese, her yaşa uygun bir eğitim-öğretim realitesi uygulamalıdır. İşini severek cânı gönülden, içten yapmalı bunu gerçekleştirirken de bıktırmadan vereceklerini az-öz-net sunmalıdır Bilgi yönüyle engin olurken ahlâkî yönden de fazilet donanımlarını davranışlarına yansıtarak öğrencilerine güzel bir model teşkil etmelidir.
Öğretmenler etraflarına her dâim hayır anlatıp hayrı yaymalı, şerden sakındırmalıdır. Çalışkan, dinamik, dürüst, adâletli, temiz olmalı ve kendi gibi öğrenciler yetiştirmelidir. Tembellikten, uyuşukluktan, bencillikten, riyâkarlıktan, pislikten uzak olup, elindeki nesli ayni doğrultuda yönlendirmelidir. Eğitmenler emri altındakilerle her zaman olumlu bir iletişim içinde bulunup ikili ilişkilerde hoşgörülü, anlayışlı, sabırlı ve tahammüllü bir rehber olmalı asla kırıcı, incitici, hakâret edici olmamalıdır. Herkesin problemleriyle ayrı ayrı ilgilenip yapıcı çözümler üretmelidir.
Böylesi sorumluluk sâhibi öğretmenlerle neler yapılmaz ki?
Bu vesilelerle yeni eğitim-öğretim yılının hepimize hayırlar getirmesini ve yeni uyanışlara vesile olmasını temenni ediyorum. Hayırlar, iyilikler, güzellikler üzerinize yağsın inşaALLAH.