Eğitimde kalitenin öncüsü Özel Gençlik

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından “Toplam Kalite Yönetimi” uygulamaları kapsamında 'Yılın Kaliteli Okulu/Kurumu' kategorisinde finale kalan ve ayrı ayrı 153 kriterle değerlendirilen, saha ziyaretinde başarı sağlayan okullar arasından Özel Genç

Konya’da üst üste 5. kez Konya il birinciliği alan Özel Gençlik İlköğretim Okulu, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun da katıldığı Ankara Başkent Öğretmenevi’nde düzenlenen ödül töreninde 'Yılın Kaliteli Okulu/Kurumu kategorisinde Türkiye genelinde yapılan değerlendirmede ikincilik ödülünü alarak Konya’nın eğitimdeki kalitesini ülke genelinde duyurmayı başardı.

Bu başarının kazanılmasında önemli bir yeri olan ekip lideri Okul Müdürü Ayhan Yolcu ile başarının arka planını konuştuk.

* Özel Gençlik İlköğretim Okulu’nun tarihçesinden bahsedebilir misiniz?

Özel Gençlik İlköğretim Okulu, yarınlara yön verecek, aldığı emaneti en ileri seviyeye taşıyan,  değerlerine bağlı, çağın gerektirdiği donanıma sahip, öğrenmeyi öğrenmiş, kendini sürekli geliştiren bireyleri yetiştirmek hedefi ve “Eğitimde Kalite” felsefesiyle yola çıktı.
Eğitim-öğretimde yeni bir anlayışı ortaya koymak amacıyla Eylül 1995 tarihinde kalite yolculuğuna başlayan Gençlik İlköğretim Okulu, 1997–1998 eğitim öğretim yılında Meram ilçesindeki görkemli binasına taşınarak gelişimini halen sürdürmektedir.

* Ayhan Yolcu’nun kurumla tanışması ve çalışmaya başlaması ne zaman oldu?

1998-1999 Eğitim öğretim yılında okulumuzda beden eğitimi öğretmeni olarak göreve başladım. 2 yıl sonra müdür yardımcılığına layık görüldüm ve bu görevi 8 yıl kadar yürüttükten sonra, 2008-2009 eğitim öğretim yılı itibarı ile de, sağ olsun yöneticilerimiz, okul müdürlüğünü yapabileceğimizi düşünmüşler. Verilen görevi layığı ile yapmaya çalışıyoruz.
Bu arada; ödül alma sürecinde bu görevi benden önce yürüten çok değerli müdürlerim; Yavuz Aydın, Zeki Sağdıç, Hasan Mutluoğlu ve Kudret Savaş Bey’in katkılarını unutmadığımızı belirterek, şahsım ve tüm ekip arkadaşlarım adına kendilerine teşekkür etmek isterim.

* Toplam Kalite Yönetimi ile tanışmanız nasıl oldu?

Milli Eğitim bakanlığı 2000’li yıllara girerken dünyada yaygın olarak uygulanan ve başarıya ulaşan Toplam Kalite Yönetim modeline geçme amacıyla “Toplam Kaliteye Yönetimi Uygulama Projesi” adında bir çalışma başlatmıştır.
Gençlik İlköğretim Okulu olarak, 1999 yılından itibaren MEB TKY uygulamalarını yakından takip ettik ve sahada uygulama çalışmalarını başlattık. MEB TKY El Kitabı ve Planlı Okul Gelişim Modeli’ne bağlı kalarak yürütmüş olduğumuz tüm çalışmaları sistematik hale getirdik.
TKY gereği olarak çalışmalar, öncelikle üst yönetim kademesinde başlatıldı. Toplam kalite yönetimi alanında bilgi birikimi ve altyapı oluştuktan sonra kurum içi bilgilendirme seminerleri başlatıldı. Seminerler konularına göre yönetici, idareci ve öğretmenlere bazen birlikte bazen de ayrı ayrı verildi. Bilgilendirme seminerlerinde gerek kurum içi gerekse kurum dışı tüm imkânlar kullanıldı.
Yapılan çalışmalar neticesinde Milli Eğitim Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları Ödül Yönergesi’nin Ocak 2005 tarihinde yayınlanmasının ardından 2005–2006 eğitim öğretim yılında Konya’da Yılın Kaliteli Okulu Kategorisinde ilk il birinciliğini kazandık.
Sonsuz bir iyileştirme anlayışı ile mükemmellik yolculuğunu sürdüren Gençlik İlköğretim Okulumuz, kalitenin ulaşılacak bir sonuç değil, çıkılan yolda bir kılavuz olduğunu düşünür. Bu düşünce etrafında yaptığı çalışmalarla sonraki yıllarda da başarısını devam ettirmiştir.
Bunun göstergesi olarak; 2006–2007, 2007–2008, 2008–2009 ve 2009–2010 eğitim öğretim yıllarında 5 yıl üst üste Konya’da Yılın Kaliteli Okulu seçildik. Yine 2008–2009, 2009-2010 eğitim öğretim yıllarında okulumuz, saha ziyaretine kalmış 2009-2010 yılı Yılın Kaliteli Okul/Kurum kategorisinde Türkiye 2.’liği derecesi alarak ilde kazandığı başarının Türkiye genelinde de duyulmasını sağlamıştır.

* Genellikle sanayide kullanılan TKY uygulamalarının eğitimde uygulanması konusunda okulda karşılaştığınız sorunlar oldu mu?

Başta da belirttiğim gibi biz bu yola çıkarken “Eğitimde Kaliteyi” hedefleyerek yolculuğumuza başladık. Bizim için hiçbir zaman kalite çıkılan yolda ulaşılan bir sonuç olmadı. Bunun için aslında hiçbir zaman zorlandığımızı söylemem. Çünkü biz ekip olarak inandığımız hiçbir şeyden vazgeçmedik. Hiçbir zaman umutsuzluğa ve ekip ruhu içinde hiçbir yılgınlığa düşmeden bunu başardık. Bu konuda özveriyle çalışan ekibime sizler huzurunda tekrar teşekkür ediyorum.

* Okulunuzda TKY uygulamaları nasıl işliyor?

Eğitimde kalite çalışmalarını topyekûn inanmış eğitimci kadromuzla EFQM Modelini esas alarak yürütmekteyiz. Her yıl Mart ayında gönüllülük esasına dayalı olarak Okul Gelişimi Yönetim Ekibinin seçilmesiyle başlayan süreç, yapılacak çalışmalar için stratejilerin belirlenmesiyle devam eder. Bu stratejiler belirlenirken; GZFT analizi, memnuniyet anketleri ve gerek görülürse Litmus testi yapılır. Elde edilen sonuçlar bir sonraki yıl yapılacak çalışmalara ve kullanılacak yöntemlere rehberlik eder. Bu çerçevede içinde bulunulan yılın öz değerlendirmesi yapılarak örnek seçilen okullarla kıyaslama yapılır ve iyileştirme gerçekleştirilir. Ardından kurumun misyon vizyon politikaları, ilke ve değerleri belirlenerek stratejik plan hazırlanır. Stratejik planlamadaki her faaliyetin performans göstergesi belirlenir, süreç sorumlusu tarafından izleme ve değerlendirme gerçekleştirilerek kalite yönetimi uygulanır. Okulumuzda tüm süreçler belirli periyotlarla gözden geçirilerek iyileştirme sağlanır. Sonuç olarak kalite kültürüne ve mükemmellik yolculuğundaki hedefine bir adım daha yaklaşmış olur. Kalitenin niteliğini artırmak, bu alandaki gelişmeleri yakından takip etmek ve uygulamak amacıyla ekip liderleri gerek MEB’in düzenlediği gerekse diğer kuruluşların düzenlediği seminerlere katılarak burada edinilen bilgilerden tüm paydaşları haberdar eder ve uygulanmasını sağlarız.

* Beş yıldır Konya’da kazandığınız ödülün Türkiye’de başarıya nasıl dönüştüğünden bahseder misiniz?

Bizim kendi aramızda anlattığımız ve önemsediğimiz bir Çin hikâyesi var, ondan hareketle bu sorunuza cevap vermek istiyorum. Çinliler bambu ağacını söyle yetiştirir: Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir. Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez. Çinliler büyük bir sabırla beşinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet beşinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır. Akla gelen ilk soru şudur: Çin bambu ağacı 27 metre boyuna altı haftada mı, yoksa beş yılda mı ulaşmıştır? Bu sorunun cevabı tabiki beş yıldır. Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi, ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik? Biz yaptığımız hiçbir işi gereksiz olarak görmedik. Yaptığımız her işin, karşılaştığımız her sorunun bizim gelişimimize bir katkı olduğunu düşünerek yaklaştık her duruma. Bu bizi başarıya götüren yoldur.

* Konya’daki diğer okullar TKY’de yakaladığınız başarıya ulaşmak için neler yapmalıdır?

Biz yakaladığımız bu başarıyı kurumumuzdan ziyade Konya’ya mal olmuş bir başarı olarak görüyoruz. Bu konuda çalışma yapacak tüm okul ve ekiplere model olarak yardım etmek bizim için önemlidir. Öncelikle bu kazanılan başarı şahısların değil bir ekip çalışmasının eseridir. Bunun için bu yoldaki ilk şart inanmış bir kadronun olmasıdır. Bu yolculukta kararlık ve gayretle her zaman daha iyiye ulaşma noktasında çalışmaların yürütülmesi gerekiyor. Bu konuda şu sözü paylaşmak istiyorum: ”Yola çıkan biri için küçücük bir saman çöpüyle kocaman bir dağ arasında hiçbir fark yoktur.” Karşılılaştığımız sorunların büyük ya da küçüklüğü önemli değil, önemli olan olaylara yaklaşım tarzımızdır.

* Gençlik İlköğretim Okulunu tercih edenlere sunduğunuz imkânlar nelerdir?

Gençlik İlköğretim Okulu olarak biz, milli ve manevi değerlerine bağlı, gelişim için değişim sağlayabilen, farklı fikirlere saygı duyan, çözümün bir parçası olabilen, öğrenmeyi öğrenmiş ve verimli sonuçlar almayı hedefleyen gençler yetiştirmek amacıyla eğitim-öğretim faaliyetlerini yürütürüz. Planlama sürecinde Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden alınan destekle her öğrencinin Çoklu Zekâ ve Öğrenme stilleri belirlenerek eğitim sürecinde bireysel farklılıklar dikkate alınarak “Öğrenme stili Destekli Tam Öğrenme Modeli”ni uygulamaktayız. Öğrenme Stratejileri öğrencilere öğretilerek bilgiyi öğrenme ve kullanmanın etkili yolu gösterilir. Toplumu bir arada tutan “Değerler Eğitimi”yle öğrenciler insani değerlerinin hem yaşatıcısı hem de koruyucusu olurlar. Her dersin içeriğine uygun olarak dizayn edilen branş derslikleri, 300 ağaç ile gölgelendirilmiş geniş ve düzenli bahçesi, oyun alanları, kapalı spor salonu, konferans salonu ve yenilenen okuma salonuyla, öğrenci odaklı ve bireysel farklılıkları dikkate alan eğitim anlayışıyla öğrencilerine hizmet sunmaktayız. Bütün bu imkânlarıyla her öğrenci kendini gerçekleştirmiş kişiliğiyle kendi başarı öyküsünün kahramanı olurlar.
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Röportaj Haberleri