Şu mübârek Rebiü’l Evvel Ayı’nın güzel bir Cuma gününde, sevgili Peygamber’imiz aleyhissalâtu vesselâm’ı yine satırlarımıza konuk ediyoruz efendim. Geçen yazımızda O aleyhissalâtu vesselam nasıldı? Demiştik. Şimdi de O Kâinâtın Eşsiz Nebi’sinin hayâtından kesitler sunmak istiyoruz.
* Emel ve Ecel İlişkisi :
Peygamberimiz aleyhisselam insanların geleceğe dâir uzun emeller beslemesinin uygun olmayacağını şu hadisi şeriflerle izah ediyorlar; İbnu Mes’ud (r. a) anlatıyor: ‘Hz. Peygamber aleyhissalâtu vesselâm bir gün yere çubukla, kare biçiminde bir şekil çizdi. Sonra, bunun ortasına bir hat çekti, onun dışında da bir hat çizdi. Sonra bu hattın ortasından itibâren bu ortadaki hatta istinad eden bir kısım küçük çizgiler attı. Devamla,
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bu çizdiklerini şöyle açıkladı: Şu çizgi insandır. Şu onu saran kare çizgisi de eceldir. Şu dışarı uzanan çizgi de onun emelidir. (Bu emel çizgisini kesen) şu küçük çizgiler de müsibetlerdir. Bu musibet oku yolunu şaşırarak insana değmese bile, diğer biri değer. Bu da değmezse ecel oku değer.” Buyurdular. (Buhârî, Rikak 3)
Ve yine ayni hususta:
Hz. Enes (r. a) anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm yere bir çizgi çizdi ve: ‘Bu insanı temsil eder’ buyurdu. Sonra bunun yanına ikinci bir çizgi daha çizerek; ‘Bu da ecelini temsil eder’ buyurdu. Ondan daha uzağa bir çizgi daha çizdikten sonra; ‘Bu da emeldir’ dedi ve ilâve etti; ‘İşte insan daha böyle iken (yâni emeline kavuşmadan) ona daha yakın olan (eceli) ansızın geliverir.” Buyurdular. (Buhârî, Rikak 4)
Demek ki, Rasulullah aleyhissalâtu vesselam dünyânın geçici bir mekan olduğu insanların ahreti unutarak (tûli-emel) peşine düşmelerini, yaşadıkları hayâta dalmamalarının uygun olmadığını belirtiyor ve bu hususta insanları uyanıklığa dâvet ediyor.
* Günahların Aleni İşlenmesini Hatta Anlatılmasını İstemiyor :
Peygamberimiz aleyhisselam insanların günah olan şeylerin açıkça işlenmesini ve bunların anlatılmasını yasaklıyor. Ebû Hureyre (r.a) anlatıyor; “Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı âleni işleyenler hâriç. Kişinin geceleyin işlediği kötü bir ameli Allah (c.c) örtmüştür.. Ama sabah olunca o; ‘Ey falan ben bu gece şu şu işleri yaptım!’ Der. Böylece o, geceleyin Allah (c.c) kendisini örtmüş olduğu halde, sabahleyin üzerindeki Hz. Allâh’ın örtüsünü açar. İşte bu, günahı aleni işlemenin bir çeşididir.” Buyurdular. (Buhârî, Edeb, 60/ Müslim, Zühd, 62)
*Sonradan Müslüman Olan Bir Kimsenin Geçmişindeki Günahlar ve Sevaplar Nasıl Değerlendiriliyor?
Bu hususta Ebû Sâid El-Hudri (r.a)’den gelen bir rivâyette: Peygamberimiz aleyhisselam; “Eğer bir kul İslâm’a girer ve bunda samimi olursa, daha önce yaptığı bütün hayırları Allah Teâlâ lehine yazar, işlemiş olduğu bütün şerleri de affeder. Müslüman olduktan sonra yaptıkları da şu şekilde muamele görür: Yaptığı her hayır için en az on misli olmak üzere yedi yüz misline kadar sevap yazılır. İşlediği her bir şer için de; -Hz. Allah af etmediği takdirde- bir günah yazılır.” Buyurdular. (Buhârî, İmân 31/ Nesâî, İmân 10)
Bunlar hakikaten büyük müjdelerdir kıymetini bilen ve samimi olanlara ne mutlu!
Yapılan İyiliğe Teşekkür Şart :
Câbir (r.a)’den gelen hadisi şerifte Peygamberimiz aleyhisselam; “Kim bir ihsâna mazhar olursa, bulduğu takdirde hemen karşılını versin; bulamazsa, verene senâda bulunsun. Zirâ onu övmekle, teşekkürünü yerine getirmiş olur. Ketmeden (karşılını vermeyen) nankörlük etmiş olur.” (Ebû Dâvud, Edeb 12)
Cumânız mübârek olsun, Rebi’ül Evvel ayında Peygamberimize hürmet ve tâziminiz, salavatlarınız bolca olsun, gününüz hayırla dolsun efendim.