"Ecdâd yâdigârı 37 eser yok edildi"

Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, “Bu eserlerin bir kısmı korunamadığından ve bakımları yapılamadığından dolayı yok olmuşlarsa da birçoğu şehrin imar faaliyetleri esnasında belediye tarafından yıktırılmıştır” dedi

Konya Büyükşehir Belediyesi Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi ile Konya Fikir, Sanat ve kültür Adamları Birliği Derneği tarafından düzenlenen bu haftaki İkindi Sohbetleri’nde, “Konya’da Kaybolan Türk-İslâm Eserleri” konuşuldu.

Konya NEÜ İlâhiyat Fakültesi Türk-İslâm Tarihi ve Sanatları Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, doktora tezi olan “Konya’da Son Asırda Kaybolan Bazı Türk Yapıları”ndan hareket ederek yaptığı araştırmalarında, çok eski tarihi Hitit ve Bizans dönemine dayanan ve “yaklaşık bin yıllık tarihî Türk şehri olan Konya, sanatın her dalında tebarüz etmiş olmakla birlikte, özellikle mimarî gelişim i ve tezyinî zerâfet noktasında özel bir yere sahip” olduğunu söyledi. Yüzlerce Selçuklu, beylik ve Osmanlı eserine sahip olarak Konya’nın, tarihî dokusunun tam manasıyla muhafaza edilemediğini ve nice mimarî özelliğe sahip çeşitli yapıların günümüze ulaşamadığını kaydeden Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, “Bu eserlerin bir kısmı korunamadığından ve bakımları yapılamadığından dolayı yok olmuşlarsa da bir çoğu şehrin imar faaliyetleri esnasında yıktırılmışlardır” dedi. Yığma bir tepe olan Alâeddin Tepesi’ndeki iç kale ve 12 kapısı bulunan dış kale surları ile Sultan II. Kılıçaslan tarafından yaptırılan Konya Köşkü’nden de bahseden Doç. Dr. Yıldırım, yol açma, park ve meydan yapma amacıyla han, hankah, bedesten, hamam, medrese, hastahane ile Eflatun Mescidi olarak bilinen ve sonra saat kulesi yapılan Alâeddin Tepesi’ndeki yapı ile Anber Reis Camii ve Türbesi, Ulvî Sultan Türbesi’nin de belediye tarafından yıktırıldığını dile getirdi. Konya iç ve dış kale surlarından çıkarılan taşların, 19. Yüzyılın sonlarına doğru şehirdeki kargîr binaların yapımı ile çıkan yangından sonra takrar yapılan Kapı Camii ve Aziziye Camii ile Hükümet Konağı’nın yapımında kullanıldığını ifade eden Yıldırım, Alâeddin Sarayı’ndan geriye pek birşeyin kalmadığını ve bu sarayın bir kısmını oluşturan Konya Köşkü’nden geriye sadece bir kalıntı kaldığını belirterek insanların, Selçuklu Sultanlarının nasıl bir köşkte kaldıklarını öğrenmeleri açısından bu köşkün aslına uygun olarak yaniden yapılması gerektiğini söyledi.

Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen sohbette Koyunoğlu Kütüphanesi Müdürü Hasan Yaşar tarafından Doç. Dr. Mustafa Yıldırım’a, belediye yayınlarının takdiminden sonra söz alan Dr. Hasan Özönder ise, Konya’nın tarihî değerlerinin cehalet ve vefasızlık sebebiyle yok olduğunu belirtti. Üzerlerinde âyetlerin bulunduğu mezar taşlarının bile logar taşı olarak kullanıldığına şahit olduğunu dile getiren Özönder, “Bütün bunlara rağmen kıymetlerimize sahip çıkmakta fayda görüyorum. Eserlerin kim tarafından nasıl yok edildiği yerine bunun neden ve niçin yapıldığını sorup öğrenelim” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri