Bizleri Müslüman olarak yaratan, bu cennet vatanın vatandaşı yapan, içinde 1000 aydan daha hayırlı Kadir Gecesini barındıran Ramazan-ı Şerif’e yeniden kavuşturan Rabbimize sonsuz hamd ile yazılarımıza başlamış olalım efendim.
“İddia ispat gerektirir!” diye bir söz var malumunuz. Yani Konya tabiri ile “gubuzluğunu” yaptığımız bir şeyin gereğini yapmamız gerekir ki o “gubuzluğun” manası olsun!
İçi boşaltılan onlarca kavramdan biri olan Kudüs, Filistin, Mescid-i Aksa yine kaderini yaşıyor. Ajanslara düşen haber şöyle, “İtikâfa giren Müslümanlara saldırı düzenleyen işgalci Siyonist İsrail güçleri, yüzlerce Filistinliyi yaralayıp esir aldı. En az 400 kişiden bahsediliyor.”
Çevremizde sık sık söylediğimiz bir söz var, “Bu dünyada şaşıracağım tek şey şaşırmak!”
Artık öyle bir raddeye geldik ki, İsrail’in Müslümanların kutsal günlerinde yaptığı saldırılara alıştık, şaşırmıyoruz.
Daha da kötüsü, 2 milyarlık İslam coğrafyasının bu noktada bir eylem planı oluştur(a)mamasına, tepki göstermemesine de şaşırmıyoruz.
Çok daha kötüsü, bu konuyu sürekli gündemde tutmaya çalışan bir elin parmağını geçmeyecek sayıdaki STK, dernek ve vakıfların Filistin ve Mescid-i Aka için gösterdikleri çabaya “saçma” (!) diye tepki verenlere de şaşırmıyoruz.
Hani biz Müslümanız ya…
Hani “Müminler ancak kardeştir!” 1 ayetine iman ediyoruz ya…
Hani “Müminler; birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkat göstermekte tek vücut gibidir.” 2 Hadisini hayatımıza şiar ediniyoruz (!) ya…
Hani her bulunduğumuz platformda paylaşmaktan keyif aldığımız Ebu’l-Hasan Harakânî’nin meşhur “Şam’da bir müslümanın ayağına bir diken batsa benim ayağım kanar. Horasan’da bir müslümanın ayağına bir taş çarpsa benim ayağım sızlar.” sözünü bir boynumuza tabela yaptırıp da asmadığımız kaldı ya…
Hani nerede?
Her mübarek günde ilk kıblemize, orada ümmetin onurunu koruyan Müslümanlara, kundaktaki bebekten hastanedeki doktora kadar yaş, cinsiyet, sağlık ayırt etmeksizin saldıran İsrail’e tepkimiz nerede?
Hani birileri düşerse Kudüs de düşecekti.
Kudüs düştü mü, bilemiyorum. Ama 2 milyarlık Müslüman âlemi bundan daha zelil duruma düşmedi…
Hasılı, Halil Cibran’ın ifadesiyle;
“Bin parçaya bölünmüş, her parçası kendisini millet sanan millete yazık.
Kılıçla kütük arasına sıkışmadan, başını kaldırmayan millete yazık.”
Vesselam
(Hucurat, 49/10)
Cem'ul fevaid el Rudani, Edeb, 7820; Buhârî; Muslim