İçinde yaşadığımız dünya âleminde insanın başına neler gelmiyor ki. Acılar, üzüntüler, sıkıntılar, problemlerin yanı sıra iyilikler, güzellikler, sevinçler, mutluluklar. İnsan bu. Her çeşidiyle muhatap. Onlarla yaşıyor iç içe. İnsanoğlu hayatta diri kalabilmenin mücâdelesini veriyor. İnsanın kendi iç dünyasının esintileri bir yana bir de dış dünyanın menfi ve müspet esintileri etkiliyor onu. Bazen böyle etkileşimle insan âdeta savruluyor. Bu savruluşlardan zarar görmeyen insanlar iç dinamizmi oturmuş insanlar oluyor. Fakat ne yazık ki iç dinamizmi oturmamış insanlar dünyanın acımasız dönen hayat çarkının acımasız dişlilerine takılarak eriyip, kaybolup gidiyorlar. Hayatın içinde kaybolmadan, erimeden devam edebilmek ancak mânevi donanımla mümkün.
İşte yazar Duran ÇETİN Bey, en son yazdığı ‘Toprak Gönüllüler’ isimli romanında, hayatın tüm zorluklarıyla göğüs göğüse gelen kahramanlarını inançlarıyla, mânevi birikimleriyle ayakta kalabildiklerini güzel bir üslupla bizlere takdim ediyor. Romanın kahramanlarının başına gelen sıkıntılar ve problemler hayatın içinden hep yaşanan bilinen gerçekler. Hayâli, ütopik şeyler değil. Duran Bey bizzat hayatın kendisini yazmış. Hatta okurken öyle sevecen ve samimi bir hava sezinliyorsunuz ki kendinizi olayların içinde buluveriyorsunuz. Sâde, mütevâzi, akıcı, yalın bir yazı tarzı var kitapta. Olaylar sizi de sarıyor. Sanki siz de o aileden birisiniz. Ya da o aile sizin komşunuz, yanı başınızdaki biri gibi. Doğrusu çok uzun zamandır roman okumuyordum. Duran Beyin ‘Toprak Gönüllüler’ kitabını bir çırpıda okudum. Eline sağlık, gönlüne sağlık. Daha nice güzel çalışmalar çıkarsın inşallah diye kendisine gönülden dualar ediyoruz.
Duran Beyin bu dokuzuncu romanı. Eserlerinin hepsi de Beka Yayıncılıktan çıkmış. Arı, duru, sâde, mütevâzi bir yazım tarzı var. Fazlalık ve abartıdan uzak. Yazdıklarını sıkmadan, bunaltmadan okutturuyor. Aynı zamanda sürükleyici ve akıcı bir üslubuyla sizi öyle bir âleme götürüyor ki zaman ne çabuk akmış anlamıyorsunuz. Ayrıca olaylara sizde iştirak ediyorsunuz âdeta. Bunu başarmak kolay değildir.
‘Toprak Gönüllüler’ Anadolu’nun güzel gönüllü insanlarının dramı. Şu an bile etrafımıza baksak böylesi olayları çok rahatlıkla görebiliriz. Hatta karşılaştığımız insanların her birinin hayatı ayrı bir hikâyedir. Ben kendi mesleğim gereği hayatını romanlaştırabileceğim o kadar çok insan tanıyorum ki. ‘Benim hayatım roman’ diyen o kadar çok insan var ki. Benim toplumumun insanı dertli ve çilelidir. Dertlerini zevk edinenlerin sayısı az değildir. Sevinçli ve mutlu günlerin yanında üzüntü ve sıkıntılar da elbette bizim içindir. Önemli olan onlara bakış tarzımız. Olaylara müspet çerçevelerde bakmak faydalı bir bakış tarzıdır. Yoksa hayatın acı gerçekleri insanları çok çabuk harcayabiliyor.
Duran Beyin kitabında en beğendiğim husus, hayatın problemlerine bakarken çaktırmadan olayları ayet ve hadisler ışığında bir değerlendirmeyle sunması. Yerinde verdiği İslam tarihinden misallerle âdeta problemlerin nasıl yorumlanması gerektiğine dâir müspet değerlendirmelerini net bir biçimde önümüze sunuyor. Son derece yapıcı fikirleri ve değerli bilgileri ustalıkla işliyor. Nakış nakış gönül âleminizi dolduruyor. Mâneviyatsız insanların düştükleri acı manzaraları gözler önüne seriyor. İlimsiz, bilgisiz, ruhsuz, sevgisiz insanların kökleri temiz bile olsa nasıl kayabileceklerini işliyor. Neticesinde kurtuluşun müspet bilgilerini de gösteriyor.
Gerçekten kendisini tebrik ediyoruz.