Dünya, barışı Tanzimat’la kaybetti. O günden beri haksız olarak kan ve gözyaşı oluk oluk akmaktadır! 1. Dünya Harbi, II. Dünya Harbi, George Bush dönemi bunun ispatıdır.
Bush döneminde Afganistan ve Irak başta olmak üzere İslam ülkeleri adım adım işgal edilmek istendi. BOP, suya düşünce Batı’nın hayali kursağında kaldı.
Devam edilseydi, Batı çökerdi; ABD ise fethedilirdi. Biz bunu görmüştük. Batı da görmüş ki, Barack Hussein Obama dönemi başladı.
Obama’nın, başkan seçilmesinin, başkan seçilmeden önce değişim istemesinin, başkan seçildikten sonra İslam ülkelerine zeytin dalı uzatmasının, Guatemala üssünü kapatmasının, geçtiğimiz Pazartesi günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşmada; “ABD İslam’la savaşta değildir, olmadı, olmayacak” demesinin sebebi budur.
Obama döneminde ABD siyasetinde köklü bir değişiklik olmayacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yaptığı konuşma metnine bakılırsa bu açıkça görülür. Ermeni ve Kıbrıs meselesi olsun, PKK ve Kürt meselesi olsun, Filistin ve Yahudi meselesi olsun, İran’a bakış ve diğer meseleler olsun, ABD’nin bu konulara dün bakışı ne ise bugün de aynıdır. Sadece söylem farkı vardır.
Mesela Obama şöyle diyor: “1915 yılında yaşanan kötü olayları da gündeme getirmek gerek. Geçmişle yüzleşme iyi bir kapı açar. Bu, benim değil, Türk ve Ermenilerin çözmesi gereken sorun. Filistin ve İsrail devletini desteklemekteyiz. Bu, Filistinlilerin de İsraillilerin de hedefidir. ABD hiç bir zaman İslam ile savaşta değildir, olmadı, olmayacaktır.
İran kararını vermelidir, İran nükleer heveslerinden vazgeçmelidir. İran’ın bu konuda sorumlulukları vardır. PKK’yı kınıyorum. İsrail’in güvenlik kaygılarına saygı gösterilmesi gerekir. Yangına körükle gidemezsiniz…”
Batı’nın varlık sebebi, İslam’la savaştır. Haçlı seferleri, Moğol istilası, I. Dünya Savaşı Bush dönemi, laik demokratik Türkiye’yi İslam âlemine “model” gösterilmesi bunun kanıtıdır.
Türkiye’nin uyguladığı laiklikle İslam’ın bir bağdaşır yanı var mı? Batı’nın nükleer silahları varken İslam ülkelerinin neden olmasın? İsrail’in kendini koruma hakkı var da, Filistin’in neden olmasın?
Batı’nın, bütün gücüyle Yahudi’yi desteklemesinin, ABD’nin Afganistan’ı ve Irak’ı etik değerlere aykırı olarak, yalan ve hile ile işgal etmesinin, Yahudi’nin Filistin’de soy kırım yapmasının ve söylediğim hususların İslam’la savaşı değil de nesiyledir?
Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Deki: Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah’ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir” (1).
ABD, ne yaparsa yapsın artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Çünkü dünya, barışı arıyor. Bu da ancak İslam’la mümkündür. Tarih buna şahittir.
Barışın kapitalizm ile sağlanamayacağı belli olmuştur. Şimdiden sonra kapitalizmin açtığı yaraları sarmak ta bir işe yaramayacaktır. Bu sebeple istikrarsız dünya sisteminin, kapitalizmde ısrar etmesi anlamsızdır. Dikkat edilirse Obama’nın, çalışmaları buna yöneliktir. George Bush, küresel ekonomik krizi değerlendirirken, giderayak, sistemin ayakta kalması için gereğini yapacağız demişti.
Çok soğuk havalarda borular patlamaması için musluklar biraz açılır. Bunun gibi ABD, boruların patlamaması için Obama ile biraz muslukları açmıştır. Mesele bundan ibarettir.
Ne dersiniz, şimdiden sonra ABD, muslukları biraz gevşetmekle dünyanın barışa kavuşmasına engel olabilir mi?
Kaynaklar
1. Âl-i İmrân: 99