Allah’a şirk koşmak, haksız yere bir insanı öldürerek kâtil olmanın ve zinânın günahların en büyüğü olduğunu dile getiren Muammer Koşdaş Hoca, “Bu üç büyük günah din, medeniyet ve insanlık namına işlenip duran cinayetlerden olduğu için bunlardan sakınmak gerekir. Eman dileyip esir alınanların da öldürülemeyeceğini zikreden Koşdaş Hoca, hiçbir andlaşma yapılmadan savaş halinde olanlardan başkasının kanının akıtılmasının İslâm’da yasaklandığını kaydetti.
Muammer Koşdaş Hoca, “Rahmanın kulları yeryüzünde yürürlerken tevazu ile yürürler. Cahillerle karşılaştıklarında da onlardan yüz çevirirler ve uzak dururlar. Günah işledikleri zaman tevbe ederler. Yalnız, bu devamlı günah işleyecek, büyük günahlara batacak ve tekrar tövbe edecek anlamına gelmemeli. Müslüman kişi hayatına dikkat edecek ve İslam’ın yap dediğini yapacak, yapma dediğinden sakınacak. Bir toplu iğne dahi olsa önce Allah’tan isteyecek ve sonra sebebine sarılacağız. Haksız yere adam öldürmek iyi bir şey değildir” dedi. Kur’an-ı Kerim’in tek mesajının “Lâ ilâhe illallah” olduğunu ve baştan sona kadar da tevhidi anlattığını dile getiren Koşdaş Hoca, imanın şartlarının, İslâm’ın şartlarından öncelikli olduğuna işaret ederek “Hayatımızda görülüyor ki, imanın şartlarına pek uyulmuyor. Ahirete iman çok önemli bir inanç kaidesi olmasına rağmen buna günümüzde pek dikkat edilmez oldu. Yirmi dört saatini bu iman esaslarına göre ayarlaması gereken Müslümanların yaşantılarında öncelikli olarak nelerin aldığına dikkat edilirse, imanın şartlarının, İslam’ın şartlarından öncelikli gelmesi gerektiğine dikkatinizi çekmek isterim. İnsan, imanlı olduğu ve imanın kıstaslarına riayet ettiği ölçüde bir kıymet ifade eder” ifadelerine yer verdi. İbrahim aleyhisselam’ın “Ey Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve nesillerimizden gözlerimizin nuru olacak iyi insanlar lütfet ve bizi fenalıktan sakınanlara rehber yap” şeklindeki duasına dikkati çeken Koşdaş Hoca, bu dileğin aile ve evlâd terbiyesine verilen önemi gösterdiğini ve aile reisinin, önder olarak ne derece önemli kılındığını belirterek o zürriyetleri yetiştirecek olan kadının iyi bir eğitimci, talim ve terbiyeci olarak yetişmesi/yetiştirilmesinin önemini belirterek mutlu ailelerin, mutlu toplumların ancak bu sayede yetişebileceğini vurguladı.
Furkân suresinin son ayetini yorumlarken “Dua (ve ibadeti)niz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin” meâli şerifi hatırlatan Koşdaş Hoca, Peygamber Efendimiz’in, bize bildirdiklerini yalanlayanlara büyük azapların beklediğini ifade ederek namazla, sabırla ve metanetle Allah-u Teâlâ’dan yardım isteyen kullara karşılığının kat be kat verileceği müjdesiyle sözlerine son vererek önümüzdeki haftadan itibaren ŞU’ARÂ suresinin tefsirine başlanılacağını kaydetti.