Dtk Eşbaşkanı Tuğluk, Referandum İstedi

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşgenel Başkanı Aysel Tuğluk, Kürtlerin özgür yaşama ve özyönetim halinin var olma hakkını asla tartıştırmayacaklarını belirterek "Bunu pazarlık konusu da yapmayız. Kürtlerin kendini ifade etme ve yönetme...

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşgenel Başkanı Aysel Tuğluk, Kürtlerin özgür yaşama ve özyönetim halinin var olma hakkını asla tartıştırmayacaklarını belirterek "Bunu pazarlık konusu da yapmayız. Kürtlerin kendini ifade etme ve yönetme hakkını talep ediyoruz. Radikal demokrasi dediğimiz şey de budur. Misalen kendilerini ilgilendiren konularda bölgelerin ve kimliklerin referandum hakkının tanınmasını istiyoruz. Çözüm dediğimiz husus esas olarak kendini demokratik ulus olarak örgütleme ve inşa etme hakkını bizzat kullanmasına dayanır." dedi.

    DTK’nın Diyarbakır’da 2 gün sürecek 7. Olağan Genel Kongresi başladı. Kayapınar Belediyesi Spor Kompleksi'nde yapılan kongreye Türkiye ve Avrupa'dan çok sayıda konuk katıldı. Kongreye ayrıca İran KDP MYK üyesi Muhammed Salih, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden YNK, KNK ve Goran Hareketi temsilcileri ile Suriye’nin Rojava bölgesinden davetliler katıldı. Kongrenin yapıldığı salona Kürtçe ve Türkçe dillerinde 'Özerk Kürdistan şiarıyla ulusal birlikte ekseninde buluşuyoruz', 'Kürdistan devrimi gençlik ve kadın devrimidir', 'Demokratik ulusu ve özgür yaşamı inşa ediyoruz', 'Özgür kadınla demokratik ulusa', 'Özgür önderlik Özgür Kürdistan' yazılı pankartlar asıldı. Divanın oluşmasından sonra kongrenin açılış konuşmasını DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk yaptı.

    Konuşmasına "Kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. Ama bunu asla ayrılma bölünme biçimiyle değil daha çok özerkleşerek ve özgürleşerek yapmak istiyoruz." diyerek başlayan Tuğluk, bunda Türk halkının kaygısının olmaması gerektiğini belirtti. Tuğluk, "Tek çatı altında çözüm ve barışı yapacağız. Türkü Kürde, Kürdü Türke vurma oyununa hep birlikte son vereceğiz. Egemenler bin yıllık bu tarihsel ilişkiyi saltanatları sürsün diye bozmak istediler. Kürtler devletten dışlandı ve soykırımı tabi tutuldu. Artık şiddete dayalı bu ilişki kıskacından sıyrılmalıyız. Çözüm sürecinin de amacı budur. Tarihi bir çözüm içinde koşullar uygundur. Herkes rahat olsun. Kimsenin devletin de kimsenin iktidarında gözümüz yok. Böyle bir siyaset arayışına tenezzül etmeyiz. Kürtlerin ve onun önderliğinin bu konuda gösterdiği özverinin kıymetinin bilinmesi gerekiyor. Kürt siyasal hareketi eğer pragmatist ve konjonktürel yaklaşmış olsaydı emin olun ki bugün mevcut durumdan çok daha büyük kazanımlar elde edebilecek konumdaydı. Ancak ilkesel yaklaşarak demokratik yaşam sürecini herkes için başlattı." diye konuştu.

    "DEVLET DEĞİL DEMOKRASİ TALEP EDİYORUZ"

    Tam demokratik Türkiye ve özgür Ortadoğu’dan yana olduklarını anlatan Tuğluk, "Açıkça ve altını çizerek belirtiyorum Kuzey Kürtleri olarak biz demokratik ulus çözümünü esas alıyoruz. Bu çözüm modelini devletçi ve milliyetçi çözümlerin alternatif olarak sunuyoruz. Devlet değil demokrasi talep ediyoruz." dedi. Ortadoğu’da devlet ve milliyetçilikte ısrarın felaket getirdiğini belirten Tuğluk, Irak ve Suriye’nin içinde bulunduğu durumu örnek gösterdi. Tuğluk, "Ulus devlet halklara kölelikten başka bir şey getirmedi." dedi. Taleplerinin Kürtlerin politik ve demokratik toplum olma hakkı ve hakikatine saygı gösterilmesi olduğunun altını çizen Tuğluk, "Buna yasal ve anayasal alan açılmalıdır. Kuşlar bile sürüsüyle uçup sesince öterken Kürtlerin demokratik toplum olma iradesine müdahale edilmesin istiyoruz. Geçmişte bunu KCK operasyonlarıyla müdahale edip kesmeye çalıştılar ve Oslo süreci akamete uğradı. Artık bu dayatmalar son bulsun. Kuş olup uçacak halimiz yok. Bu topraklarda insana topluma doğaya ve canlıya saygı duyarak özgür yaşamak istiyoruz. Barışacaksak herkese en özgür hayat hakkı tanıyarak barışacağız." diye konuştu.

    "MÜCADELE ETTİK KİMLİK VE BİLİNÇ KAZANDIK"

    Tüm halkların özgür ve eşit varoluşa kavuşmasını istediklerini anlatan Tuğluk, şöyle devam etti: "Bunun için mücadele ettik kimlik ve bilinç kazandık. Bundan dolayı Kürtler her yerde gelişmeleri belirleme gücüne sahipler. Kürtlerin yaşadığı her yerde ilgili her devlet ve devlet dışı aktör bu hakikati kabul etmek ve buna göre davranmak zorundadır. Türkiye, cumhuriyet tarihi boyunca bu hakikati ilk kez kabul ederek adına çözüm sürecini denilen bir yaklaşım geliştirdi. Bizler de buna bağlı olarak çalışmaları sürdüreceğiz. Elbette taleplerimiz olacak ama tüm bunları siyasi ve demokratik yol yöntemlerle çözüm sürecine bağlı kalarak gerçekleştireceğiz."

    PARTİ İÇİ DEMOKRASİ TALEP ETTİ: KAFAMIZDAKİ KALIP VE MODELİ DAYATMAKTAN VAZGEÇMELİYİZ

    Parti içi demokrasi talebinde bulunan Tuğluk, sert eleştirilerde bulundu. "Kafamızdaki ölçü kalıp ve modeli dayatmaktan vazgeçmeliyiz. Özgürlüğü yok sayıp sonunda benim ya da bizim dediğimiz olacak diyoruz. Bu yazılı olmasa da neredeyse işleyiş haline gelmiş durumda." diyen Tuğluk, çalışma tarzı yaklaşım ve işleyiş olarak demokratik Kürt siyasetinin kendi içinde demokrasi sorunu oldukça ciddiyet arz ettiğini kaydetti.

    Demokratikleşme ve ötekine farklı fikirlere saha açma konusunda ciddi düzenlemeler ve pratik tedbirler gerektiğini belirten Tuğluk şunları söyledi: "Birçok farklı görüşün yer aldığı bu platform için demokratik yaklaşım, ilişki ve işleyişi hakım kılmak durumundayız. Takdir edersiniz ki demokrasi talep eden bir siyasetin özneleri olarak 21. Yüzyıl ilk çeyreğinde her konuda farklı söylemleri bize liberal demokrasiyi dayatmayın denilerek karşılayamayız. Sorun şu ki değerli arkadaşlarım kendi içimizde liberal demokrasiyi aşacak ifada özgürlüğünü daha sağlayamıyorsak biz hangi köminal yaşamı kuracağız. Farklılıkların birlikteliğinin tartışıldığı bir durumda halen kendimizi evin sahibi gibi sıfatlandırmalar yaparak nereye nasıl varacağız. Farklı olana tahammül göstermeliyiz. Kafamızdaki ölçü kalıp ve modeli dayatmaktan vazgeçmeliyiz. Özgürlüğü yok sayıp sonunda benim ya da bizim dediğimiz olacak diyoruz. Bu yazılı olmasa da neredeyse işleyiş haline gelmiş durumda. Her türlü eleştiriyi bir karşıt değerlendirme olarak görmemeliyiz. Bu yaklaşımlar bize bir şey kazandırmıyor. Aksine her türlü ayrışmaya yol açabiliyor. Maalesef ufuksuzluk baskı ve şiddete eğilim karşı tarafı yok sayma ve zaman zaman totoliter yaklaşımlar değer ve birikimlerin hoyratça kullanımı ve popolizm hastalığı tüm bu hususlarda Kürt siyaseti olarak rüştümüzü yeniden ispatlamakla karşı karşıyayız. Dayanışma alanı ortak emek faaliyetleri söylemde bile gündemimizde yok. Bir inşa sürecini başlatacaksak önce kendimizden başlamayız. Sözlerim eleştiri olarak değil aynı zamanda özeleştiridir." CİHAN

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Türkiye Haberleri